“BİZDE ZORLAMA OLMAZ KİMSEYİ ZORLAYACAK DEĞİLİZ, HERKESE KUCAK AÇMALIYIZ”

23 Ekim 2015

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Mavi Işıklar Eğitim Dinlenme ve Rehabilitasyon Kampı Muharrem İftarı Organizasyonu’na katıldı. İftarın ardından Kur'an tilaveti ile devam eden programda konuşma yapan Bakan Çağatay Kılıç, “Hz. Hüseyin’in şahadetinin üzerinden geçen bunca zamandan sonra aramızda ayrılığa ve gayrılığa yer yok” dedi.

Bugünün 10 Muharrem olduğunu hatırlatarak günün anlamına vurgu yapan Bakan Çağatay Kılıç, “Peygamber Efedimiz’in ehlibeytinin şahadetidir bugün ama aynı zamanda ayrılığın değil en büyük birliğin ve beraberliğin dersinin verildiği gündür. Allah inşallah Peygamber Efendimize layık bir ümmet olmayı hepimize nasip eylesin” dedi.
Bakan Çağatay Kılıç, Peygamber Hz. Muhammed (sav)’in ümmetine verdiği önemi hatırlatarak, “ O ümmetim derdi ve ümmeti için gözyaşı dökerdi. Onun için üzerimizde büyük bir sorumluluk var. Onun ‘ciğer parem’ dediği torunun şahadetinin üzerinden geçen bunca zamandan sonra aramızda ayrılığın ve gayrılığın olmaması gerektiğini düşünüyorum. Allah bizlere bunu anlamak için bu hissiyatı verir diye ümit ediyorum ve dua ediyorum” şeklinde konuştu.
Ümmetin beraberliğinden ancak rahmet geleceğini söyleyen Bakan Çağatay Kılıç, “Sizlerin Sivil toplum Kuruluşları olarak verdiğiniz büyük hizmetin ve katkıların değerlendirilmesi, bizim hem siyasi hem de icra görevinden dolayı paylaştığımız konuların değerlendirilmesi ve sohbet etmek için birlikteyiz” diye konuştu.
“Kadim medeniyetimizin kökünde aslında sivil toplum çalışmaları var”
Bakan Çağatay Kılıç, yapılan çalışmalardan verilen hizmetlerden ve ortaya koyulan hüsnüniyetten, karşılıksız olarak yapılan yardımlardan, tutulan ellerden dolayı katılımcılara teşekkür ederken, “Aslında bizim kadim medeniyetimizin kökünde aslında sivil toplum çalışmaları var. Bunlar farklı farklı zamanlarda ve farklı şekillerde tezahür ettiler. Bugün de sivil toplum olarak sizlerle buradayız” dedi.
Her zaman insana yönelik olan her çalışmaların değerli olduğuna dikkat çeken Bakan Çağatay Kılıç, “Elde edilen maddi gelirin insanlarla paylaşılması, ihtiyacı olanlarla paylaşılması bir sivil toplum çalışmasıdır aslında. Sivil toplum dediğimiz resmi bir yönlendiricinin olmadığı, tamamen vatandaşın birbiriyle yaptığı temastır, iletişimdir. Aynı zamanda fikirlerin ortaya konmasıdır. Fikirlerin ve düşüncelerin açıkça ifade edildiği çalışmalardır” ifadelerini kullandı.
Bakan Çağatay Kılıç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yapılan bazı yakıştırmaları eleştirdi. Bu sıfatları yakıştırmaya çalışanlar ve onun arkasındaki zihniyetin 15 sene öncesini düşünmesi gerektiğini dile getiren Bakan Çağatay Kılıç şu şekilde konuştu:
“Maalesef ülkemizde, bizim milletimiz ve devlet geleneğimiz, bizim gibi düşünmeyenlere karşı müsamaha ve anlayışla yaklaşmayı emreder. Biz böyle düşünüyoruz. Biz Peygamberimizden de böyle öğrendik. Peygamber Efendimizin Asr-ı Saadet Döneminde yaşananları bir hatırlayalım. Zulüm yapıldığı zaman onun duruşunun ne olduğunu hatırlayalım. Bunları hatırlamadığımız için bazı hatalara düşüyoruz.”
“Özgürlük diye ortaya koyduklarınızın içinde evlatlarımıza okuma hakkı vermediniz”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yapılan ‘diktatör benzetmesinden duyduğu rahatsızlığı dile getiren Bakan Çağatay Kılıç, bunu konuşmaktan da ciddi hicap duyduğunu söyledi. Bakan Çağatay Kılıç, bu benzemeyi yapanların sadece içeride değil, dışarıda da uzantıları olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
“İnsan bunu söylerken biraz utanır. Şöyle bir geçmişe bakın. Yahu sizin bundan daha yirmi sene önce özgürlük diye, demokrasi diye ortaya koyduklarınızın içinde evlatlarımıza okuma hakkı vermediniz. Üniversite kapılarından geri çevirttiniz. Siz hangi özgürlükten bahsediyorsunuz? Siz hangi demokrasiden bahsediyorsunuz? Sizin o zaman yaptığınız adı zulümdü ama biz her zaman dik duracağız ama diklenmeyeceğiz dedik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başbakanlık döneminde her zaman toplumun içerisinde böyle bir fikir ayrılığı ve tahammülsüzlüğün olmadığını söylediğini hatırlatan Bakan Çağatay Kılıç, “Elhamdülillah şu anda bütün ülke vatandaşlarımız, evlatlarımız hür bir şekilde, istedikleri gibi gidip eğitimlerini alabiliyorlar. Bunu aynı üniversitede, aynı sıralarda, el ele ve kol kola yapıyorlar. Birbirilerinin haklarını koruyarak yapıyorlar. Bizde hiçbir zaman başı açık kapalı diye ayrım asla olmadı. Hep dedik ki insan merkezli, eşref-i mahlukat merkezli bir siyaset ve bir anlayışla yürüyoruz” diye konuştu.
“ Bu milletin değerleri ile çalışanları millet asla unutmaz kalbine alır”
Bundan 20-30 yıl öncesindeki gazete manşetlerinde de aynı kelimelerin aynı zihniyet tarafından farklı kişilere rahatlıkla kullanıldığını hatırlatan Bakan Çağatay Kılıç, “Neden biliyor musunuz? Sindiremiyorlar! Kabullenemiyorlar. Milletin değerleriyle bir araya gelemiyorlar. Sıkıntı burada. Bu milletin değerleri sizi de korur bundan hiç şüpheniz olmasın. Bu değerlerle çalışanları millet asla unutmaz kalbine alır” dedi.
“Dedem herkese kucak açardı”
Bakan Çağatay Kılıç, dedesi İlyas Kılıç’ın Samsun’da milletvekilliği yaptığı dönemi de şöyle anlattı:
“Ben Samsun’un bir evladıyım. Benim rahmetli büyükbabam bu şehirde 20 seneye yakın Cumhuriyet Halk Partisi’nde milletvekilliği yaptı. Ama kapısına gelen hiçbir milletin evladını kapısından çevirmedi elinden ne geliyorsa yapmaya çalıştı. O partidensin, bu partidensin demedi, bunlar konuşulmazdı. Bunlara asla izin vermezdi. Samsun’da yaptığımız çalışmalarda bazı ağabeylerimize ablalarımızla karşılaşıyoruz. Şimdi rahmetlinin zamanında farklı partilere gönül vermiş olan kardeşlerimiz diyor ki ‘vekilim, bakanım biz zamanında rahmetliden çok yardım ve destek gördük. Bize her zaman güler yüz gösterdi, hiçbir zaman kapısından çevirmedi ama biz ona oy veremiyorduk. Fakat şimdi gönül rahatlığıyla size oy verebiliyoruz’ diyor. Bunları söylediler, bunları anlattılar. Milletin gönlüne girebilmek hayır duasını alabilmek… Bizim amacımız bu.”
“Biz değerlerimizi ve inançlarımızı her zaman savunacağız”
Bugün farklı şekilde yola çıkan, farklı gruplar yaratmaya çalışanların olduğunu belirten Bakan Çağatay Kılıç, bu milletin asla onlara gönlünü açmayacağını belirterek, “Biz her zaman demokrasinin insan haklarının savunucusu olduk. Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimizin veda hutbesi bizim için aslında insan hakları evrensel beyannamesidir. Bizim medeniyetimizden inancımızdan hiçbir çekincemiz yok, alnımız ak yüreğimiz pak. Biz değerlerimizi ve inançlarımızı her zaman savunacağız” dedi.
İstanbul’u medeniyetler ve dinlerin kardeşçe yaşadığı ve hepsine kucak açtığı şehir olarak anlatan Bakan Çağatay Kılıç, “Bizim ecdadımızda kucaklamak var, İspanya’dan kovulan Yahudilere kucak açmak var. Bununla gurur duyuyoruz. Bu medeniyetin, bu inancın temsili konusunda size çok ihtiyaç var. Gençlerimizin size çok ihtiyacı var” şeklinde konuştu.
“Bizde zorlama olmaz kimseyi zorlayacak değiliz, herkese kucak açmalıyız”
Bakan Çağatay Kılıç, her zaman kucaklayıcı olunması gerektiğini söylediği konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Gençler sıkışırsam yanına gidebileceğim bir ağabeyim, ablam var o her ne olursa olsun beni destekler bana sahip çıkar beni destekler bana sabır gösterir farklı da düşünsem hakkımı koruyacağını biliyorum diyebilmeli,Bizde zorlama olmaz kimseyi zorlayacak değiliz, herkese kucak açmalıyız. Bu yüzden Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak yaptığımız çalışmalarda sivil toplum örgütlerinin ortaya koyduğu projelere çok ciddi destekler veriyoruz"
Bakan Çağatay Kılıç konuşmasını şu şekilde tamamladı:
“Ve ümit ediyorum ki sizler de bu maddi destekleri harmanlayarak içine maneviyatını da ekleyerek gençlerimize ve milletimize bunları ulaştıracaksınız. Bu mekan bizim kadar şanslı olmayan, bizim kadar hayatını özgürce idame ettiremeyen arkadaşlarımıza destek anlamında oluşturulan bir mekandır. Seçim beyannamemiz diğer siyasi partilerin beyannamesi gibi değil. Biz sorumluluk altındayız. Aynı zamanda bir hükümet programı olacak şekilde yazıldı. Böyle bir farkı böyle bir ağırlığı var ve bu şekilde değerlendirilmesi gerekir. Özellikle genç kardeşlerimizin de bu şekilde değerlendireceğini ümit ediyorum.”