BAKAN ÇAĞATAY KILIÇ: “HESABINI VERMEYECEĞİM HİÇBİR ŞEY YOK”

28 Ekim 2015

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, seçim sürecinde kendisiyle ilgili ortaya atılan iddialara sert tepki göstererek, “Benim hesabını vermeyeceğim hiçbir şey yok. Yalancılığı haber yapanlar bakalım hesap verebilecekler mi?” diye sordu.

 Bazı medya kuruluşlarının mahkeme kararıyla tekzip edilmiş haberleri yayınlamaya devam ettiğine dikkat çeken Bakan Çağatay Kılıç, “Hem ‘ilkeli yayın yapacağız, yalan yayın yapmayacağız’ diyorsunuz hem de böyle yapıyorsunuz” dedi.
Seçim çalışmalarını memleketi Samsun’da sürdüren Bakan Çağatay Kılıç, Ladik ilçesinde muhtarlar ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. Bakan Çağatay Kılıç burada yaptığı konuşmada, seçime 3 gün kaldığını anımsatarak bütün vatandaşlara sandık başına gitme çağrısı yaparak, “1 Kasım demokrasi bayramında buluşacağımıza inanıyorum” dedi.
“Muhtar bile olamaz manşeti elitist zihniyetin ürünüdür”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her hafta muhtarlarla buluştuğunu, bu sayede seçilmiş en üst makamla, seçilmiş olarak ilk sırada milletle yüz yüze gelen muhtarların biraraya geldiğini anlatan Bakan Çağatay Kılıç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi yasaklı olduğu dönemde Hürriyet Gazetesi’nin attığı “muhtar bile olamaz” manşetini hatırlatarak şöyle konuştu:
“Orada ilk olarak Cumhurbaşkanımızın şahsına yapılan iddia vardı ama asıl ikincisi muhtarların ve muhtarlığın ne kadar önemli olduğunu kavrayamamış elitist bir takım zihniyetlerin attığı bir manşet vardı. ‘Muhtar bile’ ne demek? Muhtar, vatandaşla yüz yüze olup, doğrudan onunla hemhal olan, doğrudan dertlerini çözmeye çalışan, vatandaşın doğrudan temsilcisidir. Biz milletvekili olarak seçilip milleti TBMM’de temsil ediyorsak, siz de seçildiğiniz mahallelerinizde vatandaşın birinci temsilcisisiniz. Ama işte o zihniyet muhtarların ne kadar önemli olduğunu anlayamıyor. Bunun cevabını inşallah gerektiği şekilde verirsiniz diye düşünüyorum.”
“Evlatlarımızın üniversite kapılarından döndürüldüğü günü hatırlıyorsunuz değil mi?”
7 Haziran seçimlerinden sonra yaşanan süreci hatırlatan Bakan Çağatay Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz milletimizin bize vermiş olduğu en üst sorumluluk noktasındaki görevi yerine getirmek için çok uğraştık. Milletimiz dedi ki; ‘7 Haziran’dan sonra Ak Parti yüzde 41’lik oyla Türkiye’nin birinci sorumlu siyasi partisidir. Biz size güveniyoruz. Sizin yönetimde başı çekmeniz lazım. Yanınıza bir ortak alın’ Biz de ‘hay hay’ dedik, milli iradeye her zaman saygılı olduk. Ve hükümet kurma çalışmalarını yaptık. HDP ile hükümet kurma imkanımızın olmadığını birinci gün açıklamıştık. Ancak MHP ile CHP’nin tutumu bize yol alma konusunda imkan vermedi. Özellikle Sayın Bahçeli’nin sürekli her şeye ‘hayır’ diyen tutumu… CHP ile olan derin ayrılıklarımız, özellikle eğitim sistemi ile ilgili... Evlatlarımızın üniversite kapılarından döndürüldüğü günü hatırlıyorsunuz değil mi? Kim yaptı bunları? Şu anda Cumhurbaşkanımızı birtakım sıfatlarla itham etmeye çalışan, birtakım özgürlük adı altında konuşmaya çalışanların döneminde yapıldı bunlar. Ne dediler; ‘siz bu ülkede inancınız, düşünceniz gereği giydiğiniz kıyafetten dolayı okuyamazsınız’ dediler. Doğru değil mi? Nerede özgürlük? Kim getirdi özgürlükleri? Kendi söylediklerine kendileri inanmıyorlar. Şimdi diyorlar ki; ‘biz her zaman inançlara, kişisel haklara saygılı olduk’ niye o zaman kız çocuklarımızın eğitim hakkını aldınız. Neden açıklamalar yaptınız, bu ülkede bu olmaz diye. Gazete arşivlerinde hepsi var. Şimdi unuttular onları. Ama bunlar unutulmadı. Sizler hatırlıyorsunuz, etrafınızdaki vatandaşlara da hatırlatın.”
“Bütün ülke vatandaşlarımızdan özellikle rica ediyorum, lütfen sandık başına gidin”
Koalisyon kurma çabalarının sonuçsuz kalmasının ardından seçim hükümeti kurulduğunu hatırlatan Bakan Çağatay Kılıç, “1 Kasım’da sandığa gidin” çağrısını yineleyerek, Başbakan Davutoğlu’nun, “Bizi Bahçeli ve Kılıçdaroğlu’na muhtaç etmeyin” şeklindeki sözlerini hatırlattı. Bakanr Çağatay Kılıç, “Bu seçim artık çok farklı bir noktaya geldi. Birlik beraberliğimizin ortaya konacağı, en üst seviyedeki temsil edileceği bir noktaya geldi. Bütün ülke vatandaşlarımızdan özellikle rica ediyorum, lütfen sandık başına gidin“ diye konuştu.
“Nasıl oluyor da Türkiye’de meşruiyet tartışması oluyor? ”
Türkiye’de seçimlere katılımın diğer Avrupa ülkelerinden daha fazla olduğunu, buna rağmen bazı kesimlerin meşruiyet tartışması açtıklarını belirten Bakan Çağatay Kılıç, “Sayın Kılıçdaroğlu oy oranlarıyla ilgili verdiği sözleri yerine getirsin sonra konuşma hakkına sahip olur. ‘Şu oy oranını almazsam Ben görevimden ayrılacağım’ demişti. Buyur yap gereğini. MHP liderinden MHP’liler bile memnun değil. Sayın Bahçeli’nin kaç tane seçim kaybettiğini artık ben unuttum. MHP’li kardeşlerimde çok tepkili ona karşı. Bu tutumu anlamakta zorluk çekiyorlar” ifadelerini kullandı.
“Yurt dışında ay-yıldızlı bayrağımızı kapatarak değil açarak altında konuşma yapacaksın ”
Medyanın HDP’ye karşı pozitif ayrımcılık uygulayarak, olumsuz yönlerine yayınlarında yer vermediğini kaydeden Bakan Çağatay Kılıç, “HDP’den seçilmiş olan bazı milletvekilleri tehditkar, hakaret içeren, belediye başkanlarının kamuoyu imkanlarını kullanarak kazdıkları hendekleri neden haber yapmıyorlar? O tehdit eden milletvekillerinin açıklamalarını neden yayınlamıyorlar? Geçen gün HDP’nin reklam filmini izledim güzel sözlerle dolu. Güzel sözcükler sarfederek değil, millete hizmet edeceksiniz. Sonra reklam filmleri çekeceksiniz. yurt dışında konuşma yaptığınız salonda ay-yıldızlı bayrağımızı kapatarak değil açarak o bayrağın altında konuşma yapacaksın“ şeklinde konuştu.
Bakan Çağatay Kılıç, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a seslenerek, “Ey Demirtaş! Sen Türk Bayrağı’nın altında konuşma yapamadın o salondaki bayrağı kapattırdın. İnkar edemezsin, görüntüler var. Ama bunu haber yapmıyorlar. Ankara’da otobüsün üzerinde nasıl ayrımcı bir konuşma0 yaptığını biliyorum ama bunlar medyada yeralmıyor ” dedi.
“Mahkeme kararıyla tekzip edilmiş haberleri yayınlamaya devam ediyorlar”
Bakan Çağatay Kılıç, bazı medya organlarında kendisiyle ilgili çıkan iddiaları hatırlattığı konuşmasında, mahkeme kararıyla tekzip edilmiş haberlerin ısrarla yayınlanmaya devam ettiğine dikkat çekerek, şöyle dedi:
“Bizim gönderdiğimiz tekzipler kabul edilmiyor. Hem ‘ilkeli yayın yapacağız, yalan yayın yapmayacağız’ diyorsunuz, hem de böyle yapıyorsunuz. Tekzibi yayınlamak istemeyen gazete mahkeme kararıyla tekzibi yayınlamak zorunda kaldı. Bu çok az rastlanır bir örnektir. Mahkeme o gazetelere ‘yaptığınız haber yanlış. Doğru değil. Bunu doğru olmadığını yayınlamak zorundasınız. Bazı televizyon kanalları mahkeme kararına, tekzibe rağmen hala bunu yayınlıyor. Bunun hesabını mahkemede verirsiniz. Dürüst olun, açık açık gerçekleri konuşun.”
“Hesabını vermeyeceğim hiçbir şey yok”
Medyada kendisi ile ilgili bazı iddialar ortaya atıldığını yineleyen Bakan Çağatay Kılıç, “Bizim saklayacak hiçbir şeyimiz yok. Her türlü hesabı veririz. Elhamdülillah hesabını vermeyeceğim hiçbir şey yok. Yalancılığı haber yapanlar bakalım hesap verebilecekler mi?” diye sordu.
“Farklılıkların önündeki engelleri AK Parti kaldırdı”
1 Kasım seçimleri için destek isteyen Bakan Çağatay Kılıç, “Biz tek başımıza bugüne kadar nasıl hizmet ettiysek bundan sonra da öyle hizmet etmek istiyoruz. Bu devletin içerisinde bu millete hizmet yolunda tek bir yapı vardır. Paralel dikey böyle bir şey yoktur. Devlet, tektir, bayrağımız tektir, bu millet tektir. Birliğimiz, beraberliğimiz ve kardeşliğimiz için birarada olacağız” dedi.
Bakan Çağatay Kılıç, AK Parti’nin Türkiye’deki farklılıkların önündeki engelleri kaldırdığını vurgularken, “Tüm vatandaşlarımız bizim için birinci sınıftır ve değerlidir. Yıllar önce farklı lisanlarda konuşma yasaklanmışken bunların doğru olmadığını, özgürlükler çerçevesinde bunun serbest olması gerektiğini kim söyledi? Bunları iyi hatırlayalım” şeklinde konuştu.
“Ne kandıran ne de kandırılan olacağız. Dik duracağız ama diklenmeyeceğiz”
Bakan Çağatay Kılıç, Samsun’un Ladik ilçesinin kendileri açısından özel bir öneme sahip olduğunun altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Buradaki ilçe başkanımız sürekli sizlerle beraber. Yüksekokulla ilgili bir konu vardı, onu bana hatırlattı. O konuyu da en üst şekilde desteğimizi vererek inşallah çözmeye çalışacağız. Ben sizden destek isterken sırf sizden seçim öncesinde yapacağız demiyorum. Verdiğim sözün arkasında dururum. Biz böyle öğrendik. Biz AK Parti’de siyaseti böyle yapıyoruz. Onun için kendi bakanlığıma bağlı olmayan sadece benim yetki alanımda olmayan bir şeyi size yüzde 100 tamam diyemem. Ancak elimden gelen her türlü çabayı sarf edeceğime ve çözmek için uğraşacağıma söz veririm. Allahın izniyle de çözeriz. Ne dedik; “ Ne kandıran ne de kandırılan olacağız. Dik duracağız ama diklenmeyeceğiz.’ Biz sizlerle el ele kol kola beraber yürüyeceğimize inanıyoruz. Bugüne kadar nasıl yürüdüysek bundan sonra da yürüyeceğiz.”