BAKAN ÇAĞATAY KILIÇ TRT SPOR’A KONUŞTU

28 Ekim 2015

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, A Milli Futbol Takımı’nın Fransa’da düzenlenecek EURO 2016’da final oynayacağı umudunda olduğunu kaydetti. Kayserispor tribünlerinde küçük taraftar Berkay’a yönelik yapılanların kabul edilemez olduğunu dile getiren Bakan Çağatay Kılıç, “Berkay’ın tribündeki gözyaşları hepimizin içine aktı” dedi.

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç TRT Spor’un canlı yayın konuğu oldu. Samsun 19 Mayıs Olimpik Yüzme Havuzu’nda gerçekleştirilen özel röportajda Bakan Çağatay Kılıç, gençlik ve spor gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Çağatay Kılıç’a yöneltilen sorular ve yanıtları şöyle:

-Sinan Şamil Sam’ın rahatsızlığı var. Hastane değişikliği oldu. Süreci yakından takip ediyorsunuz. Son bilgileri sizden alalım.

Öncelikle Sinan’a buradan geçmiş olsun diyorum. İnşallah en kısa zamanda sağlığına kavuşur. Karaciğeri ile yaşadığı bir sıkıntısı var. Almanya’daki ailesinin Türkiye’ye gelmesini ve buradaki sağlık kontrollerinin devam etmesi konusunda sürekli takipteyiz ve desteğimizi sürdürüyoruz. Durumun ciddiyetini koruduğunu görünce de hastanede yoğun bakım ünitesine geçince, Sayın Başbakanımızın da bu konudan bilgisi oldu. Kendisini Marmara Üniversitesi Hastanesine geçirdik. Farklı tedavi imkanlarını da devreye sokarak sağlığına kavuşması için doktorlarımız çalışıyor. İnşallah ailesi ve kendisi en kısa süre içerisinde daha iyi şekilde hayatlarına devam ederler diye ümit ediyoruz. İnancım odur ki, kendisi de büyük bir gayretle sağlığına kavuşacaktır.

 Çok güzel, yeni bir tesisin içerisindeyiz. Samsun Olimpik Yüzme Havuzu ne zaman açıldı?

Burası Samsun’daki Olimpik Yüzme Havuzu ve buranın resmi açılışını bir hafta önce yaptık.

İki sene sonra burada. Bu olimpik yüzme havuzunda  önemli bir organizasyon yapılacak. İşitme Engelliler Olimpiyatı gerçekleştirilecek.  Geçtiğimiz gün uluslararası komite tarafından denetlemelerde oldu burada. Geçer not almış bir tesis…

Gerçekten uluslararası standartta ve uluslararası yarışmaların yapılabileceği olimpik yüzme havuzumuz…  Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak ülkemizde 65 yüzme havuzunu inşa ettik.  Bu tesis Samsunumuz’a kazandırılmış güzel bir eser ama 2017 İşitme Engelliler Olimpiyatı için de gerekli olan tesisleri şu anda hayata geçiriyoruz. Buranın yoğun bir şekilde kullanımı açısından arkadaşlarımız çalışma içerisinde olacaklar. Sporcularımızın yanı sıra vatandaşlarımızda burayı kullanacak. Özellikle vatandaşlarımızın tesisleri yoğun bir şekilde kullanması için programlarımızı geliştiriyoruz.

“YAZ DÖNEMİNDE SAMSUN’DA 50 BİN ÇOCUĞUMUZA YÜZME ÖĞRETTİK”

-Nasıl bir proje var, üyelik mi olacak, ücretli mi olacak? Yoksa belli saatler vatandaşlara, belli saatler profesyonellere mi ayrılacak?

Özellikle ülkemizde çocuklarımıza yüzmeyi öğrenme noktasında özel bir program uyguluyoruz ve destek veriyoruz. Bu yaz buna başladık. Yüzmeyi özendirici ve öğretici programlarla bu tesisler hayata geçiriliyor. Kulvar anlamında kullanılabileceği zaman var,  belli sporcu ve kulüplere kiralanabileceği gibi aynı zamanda üyelikle vatandaşlarımızın da kullanımında olacak. Ücretsiz olarak kullanılabilecek alanlarımız da olacak. Karma bir çalışma yapılıyor. Ama özellikle çocuklarımızın erken yaşta yüzmeyi öğrenmesi ile ilgili yapılan çalışmada şu an Samsun’da 50 bin rakamına geldik bu yaz. Bu ciddi bir rakam. Bunu artırarak devam edeceğiz. İnşallah. 1,5 – 2 aylık bir sürede çocuklarımız yüzmeyi öğreniyorlar. Tabi bunu tesiste öğreniyorlar. Ülkemizin üç bir yanı denizlerle çevrili ama yüzmenin örneğin müsabaka anlamındaki karşılığı da özellikle havuzlardaki öğrenimi ve gelişimi yetersiz, bu açıdan bu tesisler ve verilecek eğitimler çok önemli.

“MİLLİ TAKIMIMIZA OLAN İNANCIMI HİÇ KAYBETMEDİM”

- A Milli Futbol Takımımız, sıkıntılı süreçlerden geçtiğimiz bir dönemde az da olsa bir başarı elde etti. Milli Takımımız, bir milli duygu etrafında bizi topladı. Siz bekliyor muydunuz böyle bir sonuç? 7 ayrı maçın istenilen sonuçlarla bitmesi gerekiyordu. Şans da bize yardım etti. Böyle bir sonuç bekliyor muydunuz?

Süreç içerisinde kimi zaman bazı maçların ve ardından işin biraz zora girdiği anlamındaki düşünceler oldu. Ben hiçbir zaman inancımı kaybetmedim açıkçası. Arkadaşlarımızla konuştuğumuz zaman bunu dile getiriyorduk. Futbol 90 dakika diyoruz hep. Hakem son düdüğü çalana kadar ümit devam eder.  Özellikle son 3 maçta Milli Takımımızın ortaya koyduğu performans, inanıyorum ki, aynı şekilde Fransa’ya da yansırsa biz sadece Fransa’ya gitmekle değil, orada ortaya koyacağımız performansla da çok farklı bir noktaya gelebiliriz. Göğüslerinde Ay Yıldızlı formayı taşıyorlar. Onun ne anlama geldiğini iyi biliyorlar. Bunu da sahaya yansıttılar. Oyunculara, teknik kadroya, federasyonumuza teşekkür ediyoruz. Zor dönemlerden geçerken bize bir tebessüm yaşattılar. İnanıyorum ki gelecekte çok daha farklı başarılar elde edecekler.

“EURO 2016’DA FİNAL UMUDUM VAR”

 2008’de biz 3. Olmuştuk. 2016’da final görür müyüz? Final umudunuz var mı?

Final umudum var. Önümüzde hazırlık için bir süreç var. Fatih Hoca’nın bu süreyi iyi değerlendireceğini, futbolcularımızın da kendilerini iyi hazırlayacaklarını düşünüyorum. Çünkü bu aynı zamanda fiziksel değil, mental olarak iyi hazırlanılması gereken bir süreç. Bu süreci iyi değerlendireceklerini düşünüyorum. Ve gerçekten bir fırsatları var. Elemelerin başladığı durumu hatırlarsak ve doğrudan katıldıklarını düşünürsek nereden nereye gelindiği noktasında ortada ciddi bir başarının olduğunu görürüz. Bazılarının ümitsizliğe düştüğü hatta imkansız demeye başladığı noktadan alıp doğrudan katılmaya gittik. Bir örnek de önümüzde; 2008’de 3. olduk. Son dakikalarda attığımız gollerle yarı finale geldik. 2002’de ortaya konulan performansımız var… Ben finalden ümitliyim inşallah.

“BERKAY’IN TRİBÜNDEKİ GÖZYAŞI HEPİMİZİN İÇİNE AKTI”

- A Milli Takımımıza başarılar dileyelim… Futbolun bir başka kanayan yarasından devam edelim. Kayserispor – Fenerbahçe maçında küçük Berkay’ın yaşadıkları… Küçük çocuğumuzun Fenerbahçe forması giydiği için yaşadıkları… Siz sağ olunuz, kendisine ve ailesine de destek verdiniz. Berkay’ı derbi maçta tribünde de gördük. Bu arada bir de sözünüz var. Nedir o söz?

Önümüzdeki sene 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda mücadele edecek olan A Milli Futbol Takımımızın grup maçlarına ve ne kadar devam edersek Berkay orada maçları izleyecek. Fransa’daki milli maçlarımıza kendisini götüreceğiz, inşallah. Orada atmosferi, futbolun güzelliğini yaşayacak. Bu hiçbirimizin tasvip etmediği Zaten bunu yapanlar da taraftar değil, holigan, bunlar vandal. Yavrumuzun ağlatanlar taraftarlıkla ilgisi olmayan kişiler.  Gönül verdiği bir takımın formasını giydiği için 5 yaşındaki bir evladımızın bu çeşit bir ayrımcılıkla karşı karşıya kalmasını kimse tasvip edemez, kabul edemez. Bütün çabamız bu tip olayları çıkartan, olaylara meyilli olan holiganların tribünde  olmaması. Çünkü bunların futbolla, sporla alakası yok. Taraftarlıkla da alakası yok. Ortaya koyacağımız çalışma ve birliktelikle bunları aramızdan ayıklamamız gerekiyor ama inşallah Avrupa’da yaşayacağı dönem kendisine futbolun daha farklı yüzünü gösterecektir. Hafta sonundaki derbi maçta da tribünde olması ona herhalde farklı bir motivasyon ve moral vermiştir. Tabi, onun tribündeki gözyaşı hepimizin içine aktı. Hepimizi üzdü. İnşallah böyle bir şey bir daha yaşanmaz. 

''230 TANE GENÇLİK MERKEZİNİ İNŞA EDİYORUZ''

 -Siz biraz önce değindiniz yurtlar ile ilgili genç nüfusumuz yoğunlukta çocuklar  yeni yurtlar yapıyoruz dediniz  bu ihtiyacın ne kadarı karşılanabildi karşılanacak?

Gençlikle alakalı projelerimiz içerisinde gençlikle alakalı olarak gençlik merkezlerimiz var. Onların inşaatı da devam ediyor.  230 tane gençlik merkezini inşa ediyoruz şu anda daha sonra detaylarına gireceğim.

Yurtlar ile ilgili olarak 2002 deki kapasitesi KYK'nın 185 bin civarındaydı. Şu anda kapasitesi 430 bin. Toplam Türkiye kapasitesi 2013'te de 285 bin civarındaydı. Kapasite şu anda 430 bin civarında, yılbaşına kadar 460 bine geleceğiz inşallah. Önümüzdeki yıl daha da artırarak 600 bin rakamını aşacağız.

Bu seneki yerleştirme oranlarına bakarsak, Türkiye'deki bazı illerimizde yedek sıralamamız dahi yok. Her başvuran kardeşimiz isteyen kardeşimiz o illerde yerleşti. Tabi her üniversite öğrencisi yurtlara başvuru yapmıyor. Bunun da altını çizmemiz gerekli, belli öğrenci sayıları dile getiriliyor ama bunların kiminin açık öğretim, uzaktan eğitim olduğu hiç düşünülmüyor. Toplam rakamlarla başvurular arasında farklar var. Kimi de kendi şehirlerinde üniversite okuyor zaten.

''KREDİ YURTLAR KURUMU'NUN KAPASİTESİ ÖNÜMÜZDEKİ YIL 600 BİNİ AŞACAK''

Kredi Yurtlar Kurumu'nun kapasitesi önümüzdeki yıl 600 bini aşacak. İl bazındaki bazı sıkıntıların giderilmesi önem kazanıyor. Örneğin Karabük'te Zonguldak'ta her iki ilimizde de arazi noktasında sıkıntı var. Arazi bulmakta güçlük çekiyoruz kimi iller için. Karabük'te ve Zonguldak'ta da yeni yurtlarımız devreye girmek üzere önümüzdeki yıl da yeni yurtlarımız devreye girecek. Düzce'de geçen hafta yeni bir yurdumuz devreye girdi.

''ESKİDEN YURTLARDA ŞİMDİKİ İMKANLAR YOKTU''

Eskiden yurtlarda şimdiki imkanlar yoktu. İmkanlar çok farklı şimdi eski yurtlarımızın neredeyse hepsi ranzalıydı. Odalarda 6-8-10 kişinin olduğu rakamlardan bahsediyoruz. Bizim şu anda gündeme getirdiğimiz bazalı sistem. Odalarda 3 veya 4 öğrenci kardeşimizin olduğ , bazalı olduğu yatakların çalışma masasının lavabosunun, tuvaletinin, duşunun odada olduğu sistemden bahsediyorum. Aynı zamanda kimi yer olduğunda sosyal alanın ve tesisinin de olduğu ücretsiz internet erişiminin olduğu yurtlardan bahsediyoruz. Yemek katkısının günde 8 lira olan yurtlardan bahsediyoruz. Neredeyse günde 30 çeşit yemeğin çıktığı yurtlar tabi bu imkanlar yurtların büyüklüğüne göre değişiyor. Farklı ve güzel ortamların yaşatıldığı yurtlardan bahsediyoruz.

''BİZ YURTLARDA YALNIZCA BARINMA İMKANI SUNMUYORUZ''

Bu anlamda baktığımızda gerçekten çok farklı bir noktaya geldik. Biz tabi yurtlarda yalnızca barınma imkanı sunmuyoruz. Aynı zamanda yurtlarımızda çok ciddi eğitim ve sosyal faaliyetler de yapıyoruz.  Kredi Yurtlar Kurumu yurtlarında şu anda örneğin üniversite öğrencilerimize kendi ders alanlarında eğitim verilmesi kendi kişisel gelişimlerimler ilgili bir takım imkanları sunuyoruz. Gençlik ve Spor Bakanlığı olduğumuz için gençlik ile alakalı çalışmalarımızı da aynı zamanda yurtlarımızda da hayata geçirebiliyoruz. Gençlik Merkezlerimiz de hayata geçirdiğimiz gençlerle ilgili çalışmalarımızın içerisinde sanattan, müzikten çok farklı kişisel beceri kursları dil kursların var. İşitme engelli olimpiyatı dedik. Bizim gençlik merkezlerimizde örneğiz işitme engelliler lisanı eğitimi de var. 12 kardeşimizin talep ettiği kurları verme imkanımız var. Bunların hepsi ücretsiz veriliyor. Gençlik merkezlerimizde, olanların bir uzantısı da yurtlarımızda oluyor. Ve aynı zamanda yurtlarımızda İs dünyası ile yakın temas içerisinde ilerideki yani üniversite hayatları sonrasında onların istihdam anlamında gireceği iş dünyasında da şimdiden hazırlanmaları noktasında birbiri ile temas içerisinde bu işi yapıyoruz.

''ÖĞRENCİLER ESKİDEN ÇALIŞTIKLARINDA YURTTAN AYRILMAK DURUMUNDA OLUYORDU''

Örneğin yurtlarda geçmişte şöyle bir durum vardı.  Yaz döneminde öğrencilerimiz okul olmadığı zaman çalışıyorlar. Öğrencilerimiz bizim yarı zamanlı part-time dediğimiz şekilde. Herhangi bir şekilde çalıştıklarında eskiden o kayıt olduğu zaman yurttan ayrılmak durumunda oluyordu izin verilmiyordu. Biz bunu değiştirdik. Artık belli bir zaman gün sayısına kadar bunu özellikle yazı düşünerek yaptık. Bu anlamda çalışma imkanı olacak. Yazın okul olmadığında bütçelerine katkıda bulunurken yurtlardan da ayrılabilme durumunda olmayacaklar. Verdiğimiz bir burs ve kredi imkanımız da var zaten 330 liraydı tabi ki önümüzde ki yıl bir ocak'tan itibaren bu zamlanacak. Şu anda arkadaşlarımız onun üzerindeki çalışmayı yapıyor.

Hiç bir zaman enflasyon oranının altında kalmayan, biraz özerinde olan öğrencilerimize burs ve kredi desteği sağlıyoruz. Buradan da hatırlatmak istiyorum. Burs ve kredi için başvurular açıldı. Başvurmak isteyen kardeşlerimize de tekrar hatırlatmak istiyorum.

Çalışan ve harçlığını çıkaran öğrencinin burs ve kredisine herhangi bir halel yok değil mi?

Başvuran herkese kredi veriyoruz. Bursun kriterleri farklı, burs daha dar gelirli kardeşlerimize veriliyor.

Antalya Arena Stadyumu çok güzel bir tesis olmuş. Sizin görme şansınız oldu mu?

 Son aşamasında görme şansım oldu. Şu andaki son halini de sürekli görüntülü raporlarla takip ettim. Çok güzel bir stat oldu. İki yılda bitmiş olan, 120 milyon maliyetle inşa edilmiş olan bir stadyum. Farklı bir özelliği var Antalya Stadı’nın. Stadın Üst tribünündeki güneş panelleri sayesinde kendi elektriğini üretebiliyor, fazlasını da şebekeye aktarma özelliği var ve 5 bin haneye elektrik sağlama kapasitesi var. Şu anda bulunduğumuz olimpik havuzun da çok büyük bir çatısı var. Mümkün oldukça bu tesislerimizin çatısından, elektrik elde etme imkanımızın ne derece araştırıyoruz şu anda. Antalya Stadyumunun harcadığı elektriğin iki katını elde etme kapasitesi var. Dolayısıyla diğer tüm tesislerimizde de bunu yapmaya çalışacağız. Çevreci anlamda da ciddi katkısı olacak bu tesislerin. Bakanlığımızın çevreciliğe ve ekonomiye de çok büyük katkısı olacağını düşünüyorum.

 Yağan yağmur ve karın depolanması ve tesisin genel sulama ihtiyaçlarının giderilmesi için böyle entegre bir durum düşünülebilir mi?

 Bakanlığımıza bağlı olan bütün yurtlarımızın inşasından bu sistemler devreye girmeye başladı. Spor tesislerimizin alt yapısında da entegrasyonu anlamında bu işler yapılıyor. İşin özü şu, tesisimiz ekonomik anlamda, çevreci anlamda ne kadar katkı verebilir? Sportif anlamda da gençlerimize ve çocuklarımıza nasıl daha fazla katkı sağlayabiliriz, uluslararası anlamda Türkiye’yi temsil etmeleri noktasında bu imkanları nasıl sağlayabiliriz? Bunlar çok bilinmiyor ama biz bunları yapıyoruz. Açılan altmış beş tane havuz var mesela şuanda inşası devam edenlerle beraber. Bunlar Türkiye’de çok ciddi reformların yaşanacağı anlamına geliyor. Ekonomik ömrünü ve bina olarak ömrünü tamamlamış binaları da tutmamamız gerekiyor tabi…

Planlanmış tesisler var mı?

İnşaası devam eden statlarımız  var. Samsun’da devam eden stadyum inşaatımız var. Bu sezonun devre arasında tamamlayacağız İnşallah. Şu an 29 stadın 5’i bitti, 16’sının inşası devam ediyor. Atletizm pistlerimiz var. Bizim özellikle son 4-5 aydır yaptığımız bir hamle var. Mahalle tipi halı sahalar var ve yanında bir basketbol sahası onun içinde de voleybol oynama imkanı var. Bu sahalardan şu anda 750 tane yapıyoruz, 300’ünden fazlası bitti. Türkiye’de inşa ettiğimiz ve devam ettiğimiz, mahalle arasında gençlerimizin ve ailelerin de gönül rahatlığıyla gönderebileceği sahalar bunlar. Türkiye’nin farklı mahallelerinde bu tip tesisler inşa ediyoruz. Gençler, çocuklar farklı farklı sporları bir arada yapabiliyorlar ve neredeyse 24 saat kullanılabiliyor bu sahaları.

Halı sahaların işletmesi nasıl yapılıyor?

 Aşağı yukarı 10 yıl ömürleri var bu sahaların. İl müdürlüklerindeki arkadaşlarımız bunu çok sıkı takip ediyor. Devam eden yatırımlarımız içerisinde, bu yıl bitmesini planladığımı 270 tane spor tesisimiz var. Toplam yapılan spor tesisi bin 545 civarından cumhuriyetin kuruluşundan 2002’ye kadar. Şu an verebileceğimiz tesis sayısı bin 650 civarında yani 3 bin 300 toplam tesisi olacak bunun yarısından fazlası 13-14 yıl içerisinde yapılan tesisler.

“İSTANBUL’UN KENDİSİ ZATEN DOĞAL BİR OLİMPİYAT ŞEHRİ”

Türkiye, Avrupa Futbol Şampiyonası’na veya olimpiyatlara düzenleme adına başvuruda bulunacak mı?

Konuyu alt yapı açısından ele aldığımız zaman statlarla ilgili yaptığımız yatırımlar sonucunda tabi ki alt yapı anlamında biz buna hazır konuma geliyoruz. Bunda herhangi bir sıkıntımız yok. Avrupa Şampiyonası’nın Türkiye’de yapılmasıyla başvuru noktasında bu federasyonla yapacağımız görüşme sonunda ortaya konacak bir adım olacaktır. Zaten başvuruyu federasyon yapıyor. Ülkenin alt yapısını bu noktada hazır etmek için çalışmaları yapıyoruz.  Biz 2020 Olimpiyat adaylığı sürecinde çok ciddi bir tecrübe edindik. Uluslararası spor camiası içerisindeki adaylık içerisinde yaşadığımız tecrübe oradaki lobi faaliyetlerini ve sportif camia içerisindeki bütün unsurların birbirleriyle olan ilişkileri diyalogları olduğunu gayet iyi tecrübe edindik. Tabii geleceğe yönelik olarak İstanbul bu anlamda her zaman gündeme gelir. İstanbul’un zaten kendisi bir olimpiyat şehridir. İstanbul’un varlığı, özellikleri doğal olarak kendisini bir olimpiyat şehri anlamında ortaya koyuyor. İki kıtayı bir araya getirmesi, tarihi, konumu ve her şeyiyle zaten bir olimpiyat şehri. Önümüzdeki yıllardaki adaylıkla ilgili olarak bunu sayın cumhurbaşkanımızla ve sayın başbakanımızla yapacağımız görüşmeler sonucunda karar vereceğiz. Bu siyasi anlamda kararı gerektiren bir durum. Bu anlamda yapacağımız görüşmeler ve2020 sürecinde edindiğimiz tecrübelerin araya gelip harmanlanmasında alacağımız bir karardır. İstanbul ve Türkiye her zaman doğal bir olimpiyat şehri ve ülkesidir.

“TÜRKİYEMİZİN HER ŞEHRİ OLİMPİYAT DÜZENLEME POTANSİYELİNE SAHİP”

İstanbul haricinde herhangi bir şehirde uluslararası bir organizasyon düşünebiliriz vurgusu yapıyor musunuz?

Bu bir müzakere ve değerlendirme sürecidir. Yapılacak çalışmalar siyasi bir kararı ve iradeyi gerektiriyor. Tabi Türkiye’nin her şehri,  olimpiyatı yapabilecek kabiliyete sahip. Ülkemizin imkanları her yerde olimpiyat düzenleyecek kuvvete sahiptir. İstanbul’un dünya şehirleri arasındaki yerinin ayrı olduğunu da açıkça söylemek gerekir. Mesela 2017’de Samsun’da İşitme Engelliler Olimpiyat Oyunları’nı yapacağız. Bu organizasyon, olimpik ve paralimpik oyunlardan sonraki en büyük organizasyondur. Bu olimpiyatlara da Samsun’da ev sahipliği yapacağız. Onun için Türkiyemiz’in her şehri böyle bir kapasiteye, potansiyele sahiptir diyorum.

“GELECEK İÇİN ÜMİT VAAT EDEN SPORCULARIMIZA MADDİ DESTEK SAĞLIYORUZ”

Devlet, spora büyük bir maddi katkı sağlıyor. Peki bunun karşılığını aldığınızı düşünüyor musunuz?

Kaynaklarımızın verimli kullanımı noktasında sıkıntılar olduğunu düşünüyorum. Aldığımız başarı oranı, verdiğimiz maddi kaynağın karşılığında değil.  Verimlilik anlamında sıkıntımız var. Federasyonlara, kulüplere verilen kaynakların harcanması noktasında daha noktasal vuruşlar yapmak durumundayız. Milli Eğitim Bakanlığı ile yapacağımız çalışmada çok erken yaşta kabiliyetli bulduğumuz gençlerimizi sporla iç içe yetiştirmeyi hedefliyoruz Onların gelecekte önlerini açmalıyız. Bu anlamda yüksek öğrenimle ilgili de bir çalışmamız var. Önümüzdeki zamanlarda inşallah bunu da sayın Başbakanımızla da görüşeceğim. Spor yapan gençlerimizin ortaöğretimden yükseköğretime geçişte  kendilerine uygulanacak kurallarda farklılık getirmek için  bir takım düşüncelerimiz var. Başkanımızla görüştükten sonra da inşallah ona göre bir yol haritası çizeceğiz. Elimizdeki kaynakları çok verimli kullanarak devreye girmemiz gerekiyor. Burada federasyonlarımıza, antrenörlerimize büyük görevler düşüyor. Çünkü sporcu kadar onu yetiştiren antrenörde önemli. Bu anlamda bizim TOHM projemiz var.  Bu projeyi ülkemizin farklı illerinde ve branşlarındaki sporcu kardeşlerimizin yetiştirilmesi için hayata geçirdik. Bizim 2016 ve 2020 Olimpiyatları için meclisten de geçirdiğimiz karara göre  dört bin sporcumuza maddi destek sağlıyoruz. Federasyonlarla, antrenörlerle çalışarak gelecek için ümit vaat eden ve başarı elde etme imkanı yüksek olan sporcularımıza bir cep harçlığı veriyoruz. Bunu asgari ücret kadar veriyoruz. Onlara bir cep harçlığı anlamında destek verecektir diye düşünüyorum.

“TOKYO 2020’DE SIÇRAMA YAPMAYI HEDEFLİYORUZ”

Önümüzdeki günlerde ABD’de düzenlenecek Dünya Halter Şampiyonası ve  2016 Rio Olimpiyat Oyunları’ndan beklentilerimiz neler?

Bizim şu anda en büyük hedefimiz 2020 olimpiyatlarında sıçrama yapmak. Japonya’da yapılacak olimpiyat ve paralimpik oyunlarında asıl sıçramayı orada yapmak istiyoruz. Çünkü bunun hazırlık evresine şimdiden başlamış vaziyetteyiz.  Her şey planladığımız gibi giderse Rio’da altın madalya anlamında bugüne kadar aldığımız en üst seviyeye çıkma imkanımız var. Şu anda sporcu kardeşlerimizin hazırlıklarıyla çok yakından ilgileniyoruz. Onların beslenme planlarından ruh ve fizik sağlıklarına kadar iyi hazırlanmalarına özen gösteriyoruz. Rakiplerini iyi tanımaları için sporcularımızın antrenörleriyle de yakın bir çalışmamız var.

“DOPİNGDE GÖRÜNEN YÜZ SPORCULAR AMA BİR DE GÖRÜNMEYEN YÜZÜ VAR”

Siz görevi devraldığınızda ciddi doping sorunu vardı. Londra Olimpiyatları’nda Aslı’nın ve Gamze’nin altın ve gümüş madalyalarını anlattım ama Aslı daha sonra yapılan testlerde dopingli çıktı. Kendisi reddediyor ve belki de haklıdır ama böyle çıkmış durumda. Fakat yadsıyamayacağız pek çok doping vakası da yaşadık. Bu konuda da ‘sıfır tolerans’ sloganı ve anlayışıyla siz görevi devraldınız. Bu konuda hangi aşamaya geldiniz?

Bizim dopinge karşı ‘sıfır tolerans’ anlayışımızda hiçbir toleransımız yok, aynı şekilde duruyoruz. Dopingle ilgili yanlışlar içinde olan sporcu kardeşlerimize karşı da tabii ki bu kanunen ve uluslar arası anlamda tespit edilen cezalar var ve bunlar uygulanacak. Bu hukuki bir süreç uluslararası mahkemedeki sonuçlar ortaya çıkınca uygulamak zorunda olduğunu bir hukuki süreç var. Aynı zamanda bu anlamda bir olumsuzlukla başarı elde etmemiş olana da karşı da tabii ki diğerinin elinde almak gerekiyor.

Bu konuda benim çok katı bir duruşum var ama ‘sıfır tolerans’ duruşunun altını doldurmak gerekiyor. Bu işin görünen yüzü sporcu kardeşlerimiz ama bir de görünmeyen yüzü var. Ben kardeşlerimizin isimlerini anmak istemiyorum çünkü hem onların açısından bu bir sıkıntıdır çünkü cezası bitecek olan, bu işe yanlışlıkla veya başkalarının hatalarıyla muhatap olmuş olanlar da var aralarında. Bu dengeyi iyi kurmamız lazım. Görünmeyen yüzünde antrenörler, farklı görevlerde bulunan insanlar, uluslararası maddi boyut içerisinde olan şirketler de olabilir. Buradaki yapıyı iyi kurup, araştırmayı iyi yapıp, engellenmesi gereken ve müdahale edilmesi gereken kişilere iyi bakmamız lazım. Eğitim çok önemli. Sporcularımızın erken yaştan itibaren neyin doping olup olamadığı, neyin yasaklı olup olmadığını iyi öğrenmeleri lazım. Baş ağrısı için alacakları bir ilacın dahi hekim kontrolünde alınması gerekir. Uluslararası müsabakalara gittiklerinde içtikleri suyun dahi nereden geldiğini bilmeleri gerekir. Geçmişte başka bir ülkede buz pateninde yaşanan olayları hatırlayın.  Sırf olimpiyatlarda madalya alabilmek için kendi vatandaşı ve arkadaşını bilerek sakatlayan bir sporcu oldu. Bu hırsların dikkatli yönetilmesi gerekiyor. Tabii ki azimli olacaklar, başarı için sonuna kadar ter dökecekler ama bunu temiz ve doğru şekilde yapacaklar. Bu anlamda da sporcu kardeşlerimize ciddi destek vermek için çalışıyoruz.

Passolig sizce amacına ulaştı mı? Geçtiğimiz sezon tribünler alışma süreci geçirdi ama bu sene alışılmış görünüyor. Şiddet olaylarını daha az duymaya başladık. Son derbide herhangi bir tatsızlık yaşanmadı. Sizce Passolig hangi aşamada?

Bu elektronik biletin uygulanmasıyla ilgili çalışmada 6222 sayılı şiddeti önleme yasası çerçevesinde elektronik bilet kuralı var ve Passolig bunun uygulamasıdır. Geçen sene bir alışma süreci geçirdik ama bu seneki rakamlara baktığınız zaman geçen seneye oranla çok yüksek bir seyirci katılımı olduğunu görüyoruz. Taraftarlar takımlarını desteklemek için geliyorlar ve dolayısıyla takımların da ortaya koyduğu performans tribündeki sayıları etkiliyor. Şiddet anlamında gördüğümüz olaylardaki düşüşü seyirci sayısının düşmesine bağlayanlar olabiliyor. Fakat bununla alakası olmadığını düşünüyorum. Geçen sezonda da çok seyircili maçlar da oynandı ama şiddet olaylarında çok ciddi bir düşüş var. Ben inanıyorum ki hem siyasiler olarak hem de spor camiası olarak bunun karşısında durmamız gerekiyor. Şiddet olaylarının, sahaya yabancı madde atılmasının hiçbir şekilde açıklaması olmaz. Fenerbahçe-Galatasaray maçını 47 bin kişi takip etmiş. Bu çok ciddi bir rakamdır. Şiddet olaylarını yapmaya çalışanlar iki, üç kez düşünüyor. Şu anda çok ciddi ceza alanlar var, sahaya girişlerden men edilenler var. Sahaya yabancı madde atma noktasında ciddi azalma var. Bir de aileler var. Çocuklarımızla ve ailemizle maça gitmek istiyoruz ama küfürlü bir tezahüratın ortasında kalmak da istemiyoruz. Slogan atma konusunda hiçbir engel yok. Elbette slogan atacaksınız, marş söyleyeceksiniz ve takımınızı destekleyeceksiniz ama hakaret ve küfür içerikli slogan veya tezahüratları da hiçbirimiz kabul edemeyiz diye düşünüyorum. Bunun karşısında herkes hep beraber duracaktır diye düşünüyorum.

UEFA’nın mali kriterleri gittikçe sertleşiyor ve takımlarımızın çoğu da mali sıkıntı içerisinde. Bunu yurtiçinde Kulüpler Yasalı ile düzenlemeyi planlamaktaydınız. O aşamada gelişme var mı?

Şu anda seçime doğru gidiyoruz ama seçimden sonra bunları daha farklı noktalarda konuşabiliriz. Fakat Kulüpler Yasası ile ilgili hazırlanan taslak çalışması çok güzel bir noktaya geldi. Bunu bana da gösterdiler ve inceletiyorum. Ama şu anda bütün tarafların masanın etrafında buluşup, bir ortak metin üzerinde durabilmeleri çok önemli. Biz bunu yapmak durumundayız. UEFA’nın mali kriterleri geliyor ve bunu farklı şekilde uygulama şansı yok. Çok katı bir şekilde uygulanacak. Kulüplerin zaten bu anlamda kendilerini düzeltmeleri gerekiyor ama bizim de bu anlamda bir an önce yasal altyapıyı farklı bir noktaya taşıyıp daha düzenli bir hale getirmemiz gerekiyor. Şu andaki yapıyla götürmek pek mümkün görünmüyor. Ama iyi bir noktadayız. Masanın etrafındaki herkesin ortak bir noktaya geldiği bir metni inceliyoruz.  O metin üzerinde anlaşılmış olması çok ciddi bir adımdır diye düşünüyorum.

Planladığınız yeni projeler var mı?

Şu anda hayata geçirmeye çalıştığımız bir takım şeyler var. Onları da inşallah gelecekte hayata geçireceğiz. Benim şahsi, kanaatim bizim bir an önce sportif anlamda gençlerimizin erken yaşta kendilerini geliştirme fırsatını onlara sunmamız. Bunu Milli Eğitim Bakanlığı ile yaparak çocuklarımızın çok erken yaşta, sportif hayata adapte olmaları ve o hayatın içerisine girerek bunu bir hayat felsefesi haline getirmeleri gerekiyor. Ne kadar çok sporla iç içe olursak sağlık sıkıntılarımızın da o kadar azalacağını biliyoruz. Obezite konusundaki mücadelemizin sporla doğrudan iç içe olduğunu ve gençlerimizin arasında beslenme noktasında iyi bir bilinçlendirme ile gençlerimizi iyi eğitmemizi gerektiğini düşünüyorum.

Samsun’dayız ve sizde Samsunsporlusunuz. Bunu rahatlıkla söyleyebilirsiniz. Belki ben spor spikeri olarak tarafsız kalmak durumundayım ama siz Samsunspor için bu sezon ne düşünüyorsunuz? Süper Lig’e gelir mi Samsunspor?

Ben de hükümetin bir üyesi olarak tarafsızlık konumundayım ama şehrimin takımının en iyi şekilde şehrini temsil etmesi dileğimi dile getirebilirim. Samsunspor’un bu hafta sonu yaptığı maçta 9 kişi kaldı rakip takım ve ancak berabere bitti. Daha lig uzun ve her zaman bir ümit üst noktadır. Samsun’da bu anlamda çok ciddi bir istek ve motivasyon var. Sporcuların da bu anlamda bütün kabiliyetlerini ortaya koyacaklarına inanıyorum. PTT 1. Lig’deki bütün takımların bu anlamda istekleri ve arzuları var. Şehrimizin takımının en iyi şekilde şehrimizi temsil etmesini ümit ediyoruz.