BAKAN ÇAĞATAY KILIÇ CNNTÜRK'E KONUŞTU

25 Temmuz 2016

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadeledeki kararlı duruşunun ne anlama geldiğini tüm dünyanın anladığını söyledi.

Bakan Çağatay Kılıç, FETÖ ile ilişkisi olduğu tespit edilen yurtların Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Hazineye devredileceğini hatırlatırken, “Bu yurtlardan KYK standartlarına uyan olursa bunları talep edeceğiz. Bu yurtların incelenmesi konusunda bir çalışma başlattık" dedi.
Bakan Çağatay Kılıç, konuk olduğu CNN Türk canlı yayınında, 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında yaşananlara ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Çağatay Kılıç'ın, CNN Türk Ankara Temsilcisi Hande Fırat'ın  sorularına verdiği cevaplar ise şöyle:
-3 lider bir arada Cumhurbaşkanı ile birlikte. Dün Taksim, bugün bu görüntü. Bakanlar Kuruluna davet de edildiniz galiba… Bir defa o toplantı neden böyle acil konuldu. Bu birlik ve beraberlik görüntüsü liderlerin Cumhurbaşkanlığında olması konusunda neler söyleyeceksiniz ?
Tüm vatandaşlarımıza, milletime geçmiş olsun diyorum. Bu darbe girişimi ile ilgili bunun bertaraf edilmiş olması dolayısı ile de hepimiz artık işlerimize bakıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın bir talimatları olmuş akşam saat 18:00 inşallah Bakanlar Kurulunu toplayacağız. Mutlak önemli bir gelişme ile ilgili görüşmemiz olacaktır. Tabi 3 siyasi partinin genel başkanları Başbakanımızın Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından külliyeye davet edilmeleri ve orada olmaları önemli. Biliyorsunuz biz ilk günden itibaren bu darbe girişimine karşı duruşun tüm Türkiye tarafından yapılması gerektiğini her zaman belirttik. O gün Meclisin bombalanması esnasında tüm siyasi partilerimize mensup milletvekilleri Meclisi açık tuttular, Meclis Başkanımızın başkanlığında yapılan toplantıda. Aynı zamanda milli iradenin tecelligahı olan TBMM'nin her zaman ve her şart altında görev yaptığının ispatıydı. Hem görüntü olarak gözle görülür bir şehadetiydi. Sayın Cumhurbaşkanımız da Türkiye'nin en üst makamındaki seçilmiş kişi olarak tüm siyasi parti liderleri ile bir arada olması gerçekten bu birlikteliğin ve berberliğin ne kadar önemli olduğunun bir görüntüsü...
''CUMHURBAŞKANIMIZIN FETÖ İLE MÜCADELEDEKİ KARARLI DURUŞUNUN NE ANLAMA GELDİĞİNİ TÜM DÜNYA ANLADI''
-Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu görüntüler diye biz de yorum yapmamız gerektiğini söylüyoruz. O gece sizin nerede olduğunuzu konuşacağım ama önce Cumhurbaşkanından başlayalım istiyorum. Neden belki bilmeyen izleyicilerimiz vardır. Siz yıllarca Cumhurbaşkanı Başbakanken onun en yakın ekibindeydiniz. Özel kalem müdür yardımcısıydınız, öyle şeyler duyduk ki eniştesinden öğrendi Cumhurbaşkanı. Özel kalem müdürü Hasan Doğan ailesini o otelde bırakmak zorunda kalıyor. Cumhurbaşkanının yaveri gözaltına alınıyor. Hiç yıllarca tahmin etmediniz mi Çağatay Bey..?
Siz de Başbakanlık muhabiri olarak görev yapıyordunuz, beraberce bir çok şey yaşadık. Bu görevler bizim açımızdan kutsaldır. Bu bizim namusumuzdur, şerefimizdir. Gerçekten bazı şeyleri anlamakta, insan zorlanıyor. Ben bu görevi çok büyük bir onur ve gurur ile yapma şerefine eriştim. Hasan Doğan, berber çalıştığımız ki yine berber çalışıyoruz, mesai arkadaşlığımız devam ediyor ama kardeşliğimiz de ayrı. Beraberce çok şey yaşadık. Zor dönemlerden geçtik ve geçiyoruz. Burada gösterilen fedakarlıklar tabi çok farklı noktalarda ama onun yaptığını, duruşunu çok iyi anlıyorum,  hissediyorum. Ama diğerlerinin yaptığı ihaneti algılayamıyoruz. O yüzden sayın cumhurbaşkanımızın FETÖ ile mücadelede ortaya koyduğu kararlı ve sert duruşun ne anlama geldiğini herhalde artık tüm dünya anladı. Çok farklı noktalarda duran çok farklı tehlikeler içeren bir terör örgütü olduğunu tüm dünya anladı.
Bunu kendi açımızdan söylüyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın yaverini ekipten ayrı tutuyorum. Çünkü, Hasan Doğan’ın veya yanından olan diğer arkadaşların, bir koruma müdürlüğünün yakınlığını Ben yaverinde görmüyorum. Ama yine de ona verilmiş olan bir şereftir, bir onurdur Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanının başyaveri olmak. Buna ihanet etmenin zaten kişi nezdinde hiçbir onurun, hiçbir şerefin olmadığını gösterir.
"ÇOK CİDDİ İNCELEMELER YAPILACAK"
O işleyişi çok iyi bilen bir isim olduğunuz için soruyorum. Saat dokuz olmuş enişteye kadar araması gereken pek çok kişi yok muydu? Bir tuhaflık yok muydu?
Şüphesiz var. Zaten sayın cumhurbaşkanımız bunu dile getirdi. Burada bir istihbarat zafiyetinin söz konusu olduğunu dile getirdi. Başbakanımız da birçok şeyi açıkladı. O bilgiler ışığında tabii ki burada  bir eksiklik var ve o eksiklikle alakalı olarak çok ciddi araştırmalar, çok ciddi incelemeler yapılacak ve yapılıyor. Bunu bizim kendi sistemimiz içerisinde sorgulamamız gereken bir şey. Sayın başbakanımızın anlattığı bazı yaşananlar da var. Sayın cumhurbaşkanımızın yaşadıkları. Burada ciddi anlamda yaşanan zafiyetler tabii ki gözden geçirilecek, masaya yatırılacak ve bunların asla bir daha olmaması için gereken önlemler en sert şekilde alınacak.
"ÖNLEMLERİN ALINMASI İÇİN ÇALIŞMALAR OLACAK"
Bu sistem değişikliği konusunda bir karara bağlandı mı? Mesele Genelkurmay’ın, Cumhurbaşkanlığına bağlanması ya da ordu komutanlıkların ayrı ayrı bağlanması için birtakım seçeneklerden bahsediliyor?
Türkiye’de zaten yıllar yılı bazı tartışmalar olurdu. Fikir alışverişleri içerisinde ‘acaba askeri erkanın, doğrudan Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanması gibi.’ Cumhurbaşkanımız zaten yasal olarak aynı zamanda başkomutandır. O gece de size telefonla bağlandığında buradan tüm Türkiye’ye çağrısını yaparken ki tüm Türkiye’ye tekrar teşekkür ediyorum. Hepsinden Allah razı olsun. Orada sayın cumhurbaşkanımızın yaptığı çağrıya hemen cevap vererek meydanlara indiler. Başbakanımızın söylediği çağrıya hemen cevap verdiler. Sayın Cumhurbaşkanımız zaten başkomutandır. Ama bunun haricinde farklı kuvvetlerin, genelkurmayın durumunun gözden geçirilmesi tabii ki masada… Bunlar tartışılacak, nasıl adımlar atılacağını göreceğimiz, atacağımız adımları da ileride açıklayacağımız şeyler… Örneğin; içişleri bakanımız daha önceJandarmanın, içişleri bakanlığına bağlanması konusuyla ilgili birtakım çalışmaların olabileceğini açıkladı. Çok hızlı bir süreçten geçiyoruz, onun için bunların iyi analiz edilip, değerlendirilmesi gerekir. Düşünebiliyor musunuz ülkemizin cumhurbaşkanı bu girişimi bir aile ferdinden, eniştesinden öğreniyor…
Sizi arayan oldu mu?
Beni arayan olmadı ama ben tabii bazı şeyleri duyduktan sonra görüştüğüm bazı arkadaşlar oldu.
"SAMSUN'DA CUMHURBAŞKANIMIZIN VERDİĞİ TALİMATLA MEYDANLARA İNDİK"
Devlet yetkilisi mi yoksa, sadece arkadaş mı?
Hem devlet yetkilisi, hem de arkadaşlar. Yani ben arkadaşlarımız derken devlet yetkililerimizi de kast dediyorum. Samsun’da olduğumuz esnada Dışişleri Bakanımız Mevlüt Bey de oradaydı. O da artık bu işin kesinleşmesinden sonra hemen uluslararası camiadaki tüm dostlarını, mevkidaşlarını arayarak onları harekete geçirmek üzere yoğun bir çaba içerisine girdi. Daha sonra cumhurbaşkanımızın vermiş olduğu talimatlar doğrultusunda hemen Samsun’da vatandaşlarımızla beraber meydanlara çıktık. Bu arada yaptığımız başka girişimler de oluyor. Bilgi alıyorsunuz. Resmi erkandan da alıyorsunuz.  Bunun bir darbe girişimi olduğunun kesinleşmesinin ardından bizim bulunduğumuz bölgedeki en üst askeri yetkililerle temasa geçiyorsunuz. Onların durumlarının ne olduğunu öğreniyorsunuz. Biz hiçbir zaman buna destek vermeyeceklerini düşünerek onlara ulaşıyoruz. Verdilerse de gerekli cezayı alırlar. Zaten Samsun’da bir askeri üst düzey yetkili şu an tutuklu. Çünkü telefonlarını kapatıp, cevap vermeyerek bu işin içerisinde olduğunu açıkça belli etmiştir.
Siz mi aradınız?
Ben valimizle görüştüm. Onun araması konusunda bir görüşmemiz oldu. Ama cevap vermedi. Ondan sonra da gerekli önlemleri aldık kendisiyle ilgili. Hiçbir şekilde dışarı çıkamamasıyla ilgili. Ama Samsun’daki jandarma komutanımız ve bölge komutanlığına vekalet eden albayımız, o noktada açık ve seçik olarak demokrasinin, hükümetinin, cumhurbaşkanının emrinde olduklarını açık açık dile getirdiler.
"BU YAŞANAN KAHRAMANLIKLAR KAYIT ALTINA ALINIP DÜNYAYLA PAYLAŞILMALI"
Dış İşleri Bakanı da yanınızdaydı. Bir yandan da az önce ‘dünya anladı’ lafını kullandınız. Anlamış gibi duruyor mu Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri?
Dünyanın anladığını ümit ettiğimiz özellikle birinci şey şu;  ’15 Temmuz gecesi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir saldırı altına girdiği, ama aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan vatandaşlarımızın da devletlerine, milletin geleceğine, demokrasisine, hukukuna sahip çıktığı.’ Türkiye’deki bütün vatandaşlarımız, bu aziz millet dünyaya bir demokrasi dersi vermiştir. Bu anlamda da gerçekten görülmesi gereken, tarihe not düşülmesi gereken bir derstir. Yıllar yılı gerçekten büyük bir mücadelenin fotoğrafsal anlamda duruşu olarak ve resmi olarak bir şey vardı. Çin’de bir Çinli vatandaşın tankın önünde duruşu. O gece Türkiye’de bu aziz milletin bir çok ferdi kendisini tankların önüne siper etti, helikopterlerin ateşi altına meydanları terk etmedi. Bu yaşanan kahramanlıkların hepsinin kayıt altına alınıp dünyayla paylaşılması gerekiyor. Bu millet çok büyük bir ders verdi tüm dünyaya.
"BUNA TİYATRO DİYENLER DÜNYADAN HABERDAR DEĞİLLER"
Bunu eleştirenler oldu. Sivil darbe diyenler oldu. Belki o eleştirilere de cevap vermek istersiniz?
 
Buna zaten sivil darbe diyenlerle birlikte bir de çok üzücü bir şey, ben kelimeyi kullanmak dahi istemiyorum ama tiyatro diyenler oldu. Buna tiyatro diyenler kusura bakmasınlar, dünyanın gerçeklerinden haberdar değiller, kendileri de bu dünyada yaşamıyorlar. Bunun neresi tiyatro? Bir F -16’nın motor son gücünü açıp burada patlamalar yaşatması, hainlerin vatandaşlara silah çekmesi, cumhurbaşkanına, başbakanına, hükümetine, vatandaşına karşı silahlı eyleme girilmesi bunun neresi tiyatro? Bunu nasıl söylerler? Bunu söyleyenlerin herhalde kendileri bir tiyatronun içerisinde yaşıyorlar. Ben daha fazlasını söylemek istemiyorum. Şimdi yeni bir şey duydum onunla ilgili de araştırmalarını yapacağım. Uluslararası bazı örgütler Türkiye’de insan hakları ihlalleriyle ilgili birtakım bir şeyler söylüyorlarmış. Türkiye’de 15 Temmuz gecesi darbe girişimiyle insan haklarına karşı zaten bir müdahale yapılmıştır. Bunu görmüyorlar. Bunu anlamıyorlar. Türkiye’yi farklı noktada göstermek istiyorlar. Farklı algılıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin gücünü anlamak istemiyorlar. Biz şuan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurumlarına sahip olarak Dünya’nın huzuruna çıkmış durumdayız. Milletimiz bu dersi tüm Dünya’ya vermiştir. Demokrasisi ve hukuku için bedel ödemişlerdir. 200’den fazla vatandaşımız o gece şehit oldu. Yaralananlar  oldu. Dünya, bunu niye görmek istemiyor? Görmeyenler için bunu dile getirmek istiyorum. Kınamak istiyorlarsa kınasınlar, amasını - fakatını bırakalım artık.
 
"HAZİNEYE DEVREDİLECEK BU YURTLARDAN KYK STANDARTLARINA UYAN OLUR İSE BUNLARI TALEP EDECEĞİZ"
 
Kendi bakanlığınız ile alakalı birkaç sorum olacak. El konulan yurtlar Kanun Hükmünde Kararname ile vakıflara ve hazineye devredildiler. Genel olarak baktığımızda devlet yurtları açısından son durum nedir? Bunu şunun için soruyorum; okullar ve üniversiteler açılacak, birçok velinin de bu konuda endişelerinin olduğunu biliyoruz. Yurt kapasiteleri yeterli midir, devredilen yurtlar ne olacak? Bu konuda bilgi verir misiniz?
 
17 - 25 Aralık sürecinin darbe girişimi olduğunu dile getirmiştik. Fakat o dönem bize inanmayanlar olmuştu. Şimdi artık o demin ne kadar gerçek olduğunu görmüşlerdir. Biz bu yaşanan süreç sonrasında göreve geldik. Göreve geldiğimiz günden itibaren yapmış olduğumuz çalışmalarımız var. Göreve geldiğimiz günden bugüne yurtlarımızda ciddi anlamda bir kapasite artırımına gidildi. Bugün itibarıyla  523 bin olan yurt yatak kapasitemiz üniversiteler açıldığında, Eylül ayına kadar yaklaşık 550 bine çıkacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımız hatırlarsınız, 2014 yerel seçimler öncesinde, bir çağrıda bulunmuştu; bu terör örgütünün yurtlarından çıkılıp devlet yurtlarına geçilmesi konusunda. Biz o dönemde bu yurtlarda ciddi anlamda  ayrılmaların yaşandığını biliyoruz. Biz kendi yatak kapasitemizi de son yıllarda ciddi anlamda arttırdığımız için bu noktada bir sorun yaşamayacağımızı düşünüyoruz. Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ve hazineye devredilecek bu yurtlardan KYK standartlarına uyan olur ise bunları talep edeceğiz. Arkadaşlarımız bu yurtların incelenmesi konusunda bir çalışma başlattı.
 
"DEVLETİMİZ TÜM MEKANİZMALARI İLE ARTIK İŞİN BAŞINDADIR"
Futbol konusunu açmak istiyorum. Fenerbahçe’ye yönelik şike konusunda söylentiler mevcut. Tüm bu sızma girişimleri Türk Futbolunda da hali hazırda var mıdır, bu konu ile ilgili başlatılacak yeni bir çalışma var mıdır?  TFF’de herhangi bu konuda değişiklik söz konusu olabilir mi?
15 Temmuz’dan sonraki yapmış olduğumuz çalışmalar tüm kurumları ve kurulları kapsayacak. İçerisinde FETÖ terör örgütü üyelerini barındırıp barındırmadıkları konusunda çalışmalarımıza başladık. TFF yapısı ile özerk bir yapıdadır. Biz federasyon başkanımız ile de bu konuda bir görüşme gerçekleştirdik. Görev alanımıza giren alanlarla ilgili yoğun bir çalışma içinde olduğumuzu belirtmek isterim. Kendi bakanlığımızda ve bakanlığımıza bağlı federasyonlarımızda da bu çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalar çok iyi bir inceleme sonucuna göre yapılacaktır. Yargının içerisinde olduğu bir süreç işleyecek. FETÖ terör örgütü ile bağlantılı olanların bundan sonra aramızda barınmalarının imkânı yoktur. Devletimiz tüm mekanizmaları ile artık işin başındadır. Yargının bu konuda alacakları kararlar sonuna kadar uygulanacaktır.
 
Görevden almalar konusunda sizin yeni bir çalışmanız var mıdır?
 
17 - 25 Aralık sürecinden sonra göreve geldiğimiz için son iki yıldır bu konuda yapmış olduğumuz ve yapmaya devam ettiğimiz bir çalışmamız zaten var. Geçmişe dönükte bu örgütün içinde yer alarak hizmet etmiş olanları devletin tüm kademelerinden çıkarmak için bir çalışmamız vardı, yaptık, yapıyoruz. Ama şöyle bir sıkıntı yaşıyorduk; alınan hukuksal kararlar ile göreve iade söz konusu oluyordu. Kanun Hükmünde Kararname ile yeni adımlar atıldı. Bu yapılacak çalışmaların hepsi devletin ciddiyeti içerisinde gerçekleştirilecek. Keyfi bir uygulamanın yapılması söz konusu olmayacaktır.
 
" SPORCULARIMIZ  RİO'DA MÜSABAKALARA KATILACAKLAR"
 
Son bir haftada yaşananlar birçok alanı etkiliyor ister istemez. Genel olarak spor adına baktığınızda herhangi bir aksaklık olacak mı? Bir yandan da olimpiyatlar var. Türkiye orada olacak mı, nasıl olacak? Bu konuları açıklar mısınız?
 
Dün İstanbul’da 28. Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Şampiyonası’nın startını verdik. 800’ü aşkını yabancı 2 bine yakın sporcunun katıldığı bu organizasyonda herhangi bir sıkıntı yaşanmamıştır. Akşamında Edirne’de, 655. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri finalleri gerçekleştirildi. Burada da hiçbir sıkıntı olmadı. Geçen hafta darbe girişiminden sonra gerçekleştirilen İşitme Engelliler Dünya Şampiyonaları vardı. Yurtdışından gelen birçok misafirimiz vardı hiçbir sıkıntı yaşanmadı. Ondan önce Trabzon’da Gymnasiade 2016 gerçekleştirildi. Bu konularda güvenlik ile ilgili bazı taleplerin olduğunu biliyoruz. Hiçbir şekilde bizim güvenlik konusunda bir sıkıntımız bulunmamaktadır. Unutmayalım, 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası Fransa’da OHAL yönetimi altında gerçekleştirildi. Fransa’da oluyor da, Türkiye’de mi olmayacak? Dolayısıyla bizim hiçbir şekilde bu konularda bir sıkıntımız yoktur. Biliyorsunuz orada da terör saldırıları gerçekleştirildi. Biz terör saldırıları konusunda tüm Dünya ve Fransa ile dayanışma içinde olduğumuzu ve terör konusunda beraber çalıştığımızı belirttik. Bu duruşu biz ortaya koyduk. Biz de aynı şeyi tüm Dünya’dan bekliyoruz. Bununla alakalı farklı uygulamalar içerine girenler olursa, biz de bunu değerlendirir ne gerekiyorsa ortaya koyarız.
 Rio sorusuna gelince; şuanda kota alarak olimpiyatlara gidecek olan sporcu sayımız 110’dur. Fakat uluslararası kurallar gereği 105 sporcumuz Rio’da müsabakalara katılabilecektir. Sporcularımız kamplarda hazırlıklarını sürdürmektedir. Kamplarda hazırlıklarını sürdürürken gelip meydanlarda demokrasi nöbeti tutarak da destek olan sporcu kardeşlerimizin de var. İyi bir duruş sergileyen spor camiamıza da teşekkür etmek istiyorum. Gençlerimizin meydanlarda ve sokaklarda nasıl sağlam durduğunu da hatırlatmak istiyorum. Gençlerimizin bu konuda hassasiyeti var mı diye soruluyordu. Gençliğimizin duyarlılığının olduğunu 15 Temmuz gecesi görmüş olduk. Gençliğimize de çok teşekkür ediyorum. Sporcularımız Rio’da müsabakalara katılacaklar. Madalya beklentilerimiz var. Sporcularımız çıkacakları müsabakalarda Türkiye’ye bu mutluluğu yaşatacaklardır.