31 Ekim 2015
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, 1 Kasım seçimlerinde vatandaşları oy vermeye çağırırken,”Sandıkta AK Partiye destek verin ki, Türkiye”yi yeniden inşa etmeye devam edelim. Mesele sen-ben değil, mesele Türkiye…”dedi.
Bakan Akif Çağatay Kılıç Samsun’da yayın yapan Haberaks TV’de yayınlanan "Gündem Özel" programına konuk oldu. Türkiye ve Samsun gündemine dair önemli açıklamalarda bulunan Bakan Çağatay Kılıç, ülkemizin zor bir dönemden geçtiğini vurgularken birlik ve beraberlik mesajı verdi. Bakan Çağatay Kılıç’a yöneltilen sorular ve yanıtları şöyle:
“BİR MİLLİ MÜCADELE İÇERİSİNDEYİZ”
-1 Kasım seçimleri bir milli mücadeledir sözü var neden milli mücadeledir? Sizin karşınızdaki siyasi partiler milli olmayan bir takım güçlerle iş birliği içinde mi?
Bir seçim yaşandı ve 1 Kasımda en çok sorumluluğu AK Parti üstlendi. Bizim partimizi millet kurdu. Milletten gücünü alan ve ülkemizi geleceğe taşıyacak, kararlı bir şekilde Türkiye’yi yönetecek olan bu oluşuma ihtiyac var düşüncesiyle kuruldu. Milli bir mücadeleyi ortaya koyuyoruz derken son 13 yılda gelinen noktayı şöyle bir hatırlayalım. Kurucu genel başkanımız ve başbakanımız döneminde Türkiye farklı noktalara geldi. Avrupa Birliği ile müzakere sürecini başlattık.Bunlar unutuldu. Şimdi muhalefet neden daha hızlı ilerlemiyor diye soruyor. 2002’de Avrupa Birliğinde bırakın müzakere sürecini başlatmasını Türkiye’nin üyelik perspektifine uygun bir ülke olmasında bir sıkıntı vardı. İşte bunlar verdiğimiz milli mücadelenin bir parçasıdır.Biz bu anlamda ülkemizin 2053 ve 2071 hedeflerinde çok kuvvetli bir şekilde ilerlemesi için bu mücadelenin içerisindeyiz. Ülkemizde sanki bir ayrılık varmış gibi bir algı oluşturulmasına ve ayrışmalara karşı bir milli mücadele içerisindeyiz.
Bazı siyasiler sadece bir bölgenin ve bir etnik yapının temsilcisi olarak siyaset yapmaya çalışıyor, bu mümkün değil. Türkiye her bir kişinin 1. Sınıf vatandaş olduğu, özgürlüklerin, demokrasinin olduğu ilerleyen bir ülkedir. 5 sene öncesini iyi hatırlayalım. Evlatlarımızın, üniversiteye gitmek isteyen kız öğrencilerimizin önüne bir engel konuldu.Sen inancın gereği de olsa, başörtüsüyle Üniversiteye gidemezsin denildi. Bunu AK Parti iktidarları ve cumhurbaşkanımızın ortaya koymuş olduğu irade çözdü. İşte bu da bir milli mücadeledir. Şu anda Türkiye ATAK helikopterini kendi yapan bir ülke.Kendi tüfeğimizi kendimiz üretiyoruz, milli tank projemizi devam ettiriyoruz. Bunların hepsi milli mücadeledir, bunlar unutuluyor, gündelikmiş gibi algılanıyor. Kendi uydumuzu uzaya gönderdik, Kıbrıs’a yakın zamanda bağladığımız su hattı Türkiye’nin gücünü gösteren unsurlardır. Bu bir duruştur, bunlara devam edebilmek için ve bunların önünde engel oluşturanları bertaraf etmek için biz bu mücadeleyi veriyoruz.
"VATANDAŞLARIMIZDAN 1 KASIM'DA OY KULLANMALARINI RİCA EDİYORUM"
Bütün vatandaşlarımızdan şunu rica ediyorum; 1 Kasım'da herkes, hangi siyasi partiye oy verecek olursa olsunlar lütfen sandık başına gitsinler. Sandıklarına sahip çıksınlar. Gençlerimiz cesur olsun. Çünkü özellikle belli bölgelerimizde terör estirmeye çalışanlar yani zalimler korkaktır. Siz cesur durun onlar kaçacak yer arar. Biz arkanızdayız, yanınızdayız. Hiç merak etmesinler. Samsun'daki hemşerilerimden özellikle rica ediyorum; 2 Kasım'ın Türkiye'nin ve Samsun'un yeniden inşa süreci olması için onların desteklerini istiyoruz. Biz bu hizmet yoluna talibiz. Mesele sen ben değil, mesele Türkiye. Dolayısıyla bu anlamda hepimizin üzerinde sorumlulukları, görevleri var. Geleceğimiz çok parlak olacak. Yeter ki bir olalım, beraber olalım. Farklılıklarımızın zenginlik olduğunu iyi bilelim. Birbirimize olan desteğimizi açıkça ortaya koyalım. Farklı düşüncelerimiz olabilir, farklı siyasi partilere mensup olabiliriz ama mesele Samsun, mesele Türkiye. Onun için lütfen herkes sandığı başına gitsin. Bizim kendi açımızdan da istediğimiz, bize daha fazla destek vermeleri. Bu bizim isteğimiz ama dediğim gibi herkes lütfen oyunu kullansın. Biz onlara hizmet etmeye, onların hizmetkarı olmaya talibiz.
-Sayın Başbakan bir açıklama yaptı güvenlik güçlerimize ve gençlerimize vaatlerde bulundu. Bir takım maddi anlamda güzel müjdeler verdi ama biz bunları 7 Haziran’da görememiştik. AK Parti’de vaat eden konumunda biraz ortaya çıktı. AK Parti bu konuda geç mi kaldı yoksa ikinci bir seçimin olasılığını biliyor muydu?
7 Haziran seçimlerine giderken beyannamemizde birçok unsur vardı. Şimdi yeniden bir seçime giderken, bütün bu unsurları tekrar bir gözden geçirip güncelledik. Yüksek Öğretim Kurumundaki üniversite öğrencilerimize 330 lira olan bursu yılbaşında 400 liraya çıkarıyoruz. Biz aslında yaptıklarımızı, yapacaklarımızı hep dile getirdik. Şimdi biz bu başlıkları daha vurgulayarak dile getiriyoruz. Kaynak her zaman Türkiye dedik,kişi başı milli gelirimizin artmasıyla ,bu gelirin tabana dağıtılmasından ibarettir.Belki budur farklılık…
“PROVAKATİF SÖZLERİ SÖYLERKEN İYİ DÜŞÜNMEK LAZIM”
- Polis memurlarımız 3600 beklerken 3000 verildi. Bazı vatandaşlarımızın polise karşı çirkin tutumları oluyor, üzerindeki kıyafeti bizim paramızla giyiyorsun gibi. Polislerimizle ilgili, 1 Kasımda birinci parti çıkarsanız bu konuyla ilgili bakanlar kurulunda özel bir çalışma söz konusu olabilir mi?
Emniyet mensuplarımızın maaşlarında 240 ile 580 TL arasında rütbelerine göre bir artış olacak.Biz bunların hesabını kitabını iyi yapıyoruz. Vatandaşımızdan aldığımız vergiyle devletimizin kamu hizmetinin yapan görevlilere, gerek maaşları gerek üniformaları veriliyor. Ama bunu bizim vergilerimizle giyiyorsun demek çok çirkin bir ifadedir, çünkü o üniformayı giyen gerektiği zaman canını ortaya koyuyor. Onların da bir ailesi var, sevdikleri var ve o üniformayı o sorumlulukla giyiyorlar. Bu söylemler provokasyon amaçlıdır. O üniformada Emniyet Teşkilatı’nın amblemi var, Ay yıldızlı bayrağımız var. Ay yıldızlı bayrak için görev yapıyorlar. Ay yıldızlı bayrağımızın altında konuşma yapamayanlara soracaksınız onları. Onlar da maaşlarını, vatandaşımızın verdiği vergiden alıyor. Kimi kastettiğimi biliyorsunuz. Sayın Demirtaş… Avrupa’da konuşmalar yapıyor ve Türk Bayrağı’nı salonda sergileyemiyorlar.Ama Sayın Demirtaş’ın maaşını da vatandaş ödüyor. Demirtaş’ı da polis memurlarımız, askerimiz koruyor.Bu ülkede huzur ortamı olması için tüm emniyet teşkilatı ve askerimiz canlarını ortaya koyuyor. Provakatif sözleri söylerken iyi düşünmek lazım.
Aynı zamanda devletinin ve milletinin temsilcilerini yasadışı yollarla dinlenmesi, devlet sırlarının ifşa edilmesi için ihanet edenlere de sorsunlar bunları. Ben de o provakatörlere şunu sormak isterim..Benim de maaşımdan da vergi kesiliyor. Devletin kasasından maaş olan o siyasiler neden bayrağımızın altında konuşamıyorlar diye sorarım ben de.
-Öğrencilerin ve polislerin koşullarının eleştirilmesinde karar verirken bizim dışımızda ahkam kesenlerden daha fazla sorumluluk almamız gerekiyor.. Güvenlik Kurulu kararı ile kırmızı kitaba girmiş bir paralel yapı var ve bu yapıyla ilgili sanki toplumun önünde mücadele veren, bu konuda ağırlığını koyan siyasi parti sizmişsiniz gibi görünüyor. 1 Kasım’da siz tek başınıza iktidar olursanız bu konudaki duyarlılık diğer siyasi partiler tarafından da gösterilecek mi? En son medya kuruluşlarına kayyum atanması paralel yürüyen bir çalışma mı? Kayyum atanmasını doğru buluyor musunuz?
Milli Güvenlik Kurulu kararları ile devletimizin bekası ile ilgili sıkıntılı bir duruma karşı duruşumuz olmuştur. Bu artık devlet politikasıdır. Devletin en mahremine girilmesine karşı, devletimizin bekası için ortaya koyulan duruştur. Tabii ki bazı siyasi görüşler bu hassasiyeti bizim kadar paylaşmayabilirler. Türkiye’de en üst sorumluluğu üstlenmiş olan AK Parti’dir. Devletimizin geleceğine, birliğine ve beraberliğine kastedecek herkesle ve her örgütle sonuna kadar mücadele kararlılığımızı da hiçbir güç engelleyemez. Sayın Cumhurbaşkanımız Türkiye Cumhuriyeti Devleti en üst makamda temsil eden kişidir ve o makama Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yüzde 52 oyu ile seçilmiştir. Bu noktadaki duruşunu da açık ve seçik şekilde ortaya koymuştur. Sayın Başbakanımız 7 Haziran seçimlerinden sonra AK Parti’nin Genel Başkanı olarak en üst temsil ile görevlendirilmiştir. Bu noktadaki duruşunu da çok açık ve seçik bir şekilde ortaya koymuştur. Muhalefet partilerin liderleri anlamında devletin içerisinde paralel, dikey veya eş değer bir şey olamayacağı da ortaya konmuştur. İçerisindeki bir takım milletvekillerinin veya parti çalışanlarının başka bir takım sahipleri olması mümkündür ama genel başkanları bunun olamayacağını söylemiştir. Sanıyorum ki bu konuda onlar da duruşu ortaya koyacaktır.
“BIRAKIN HUKUK İŞİNİ YAPSIN, ADALET İŞİNİ YAPSIN”
Basın faaliyeti ile yapılan casusluk faaliyeti, yasa dışı dinleme, farklı algı operasyonları içinde bulunma, ekonomik kaynakları farklı yerlerden edinip, farklı yerlere hukuk dışı göndermenin hukukta karşılığı bellidir. Bu konuda ancak bu kadar söyleyebilirim. Bu anlamda hukuk sistemi kararı vermiştir. Türkiye’de daha önce yaşanan süreçler oldu ve hukukçularımız kararlar verdi. O zaman ‘bırakın hukuk işini yapsın’ manşetlerini hatırlıyorsunuz. Şimdi de bırakın hukuk işini yapsın, adalet işini yapsın. Ona göre çıkacak olan karar neyse o uygulanır.
-O manşetleri de hatırlıyoruz, Ergenekon davalarındakini de…
Şu anda basın faaliyeti yüzünden yapılmış değil ki.. Konu bariz ortada. Vatandaşımız bunun farkında. Oraya giden bir takım siyasilerin de bunu görmesi lazım. Hiçbir zaman bir araya gelmesi mümkün olmayanlar nasıl olduysa bir araya geldiler. Bu da çok manidardır. Tabii onlar blok siyasetini seviyorlar. Sayın Kılıçdaroğlu 7 Haziran seçimlerinden sonra ‘biz yüzde 60’lık bir blokuz’ demişti. Yüzde bir de bizden almış ve onu da kendi oylarının içine katmıştı. Meclis Başkanlığı seçiminde hiçbir şekilde blok siyasetinin olmayacağını, bu ülkede böyle bir şeyin mümkün olmadığını anladılar. Zaten şu anda onlar bir araya nasıl geliyor onu anlamıyorum. MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli’nin açıklaması vardı, HDP’nin de vardı ve CHP’nin de belli duruşu vardı. Bunların hepsi nasıl bir arada olacak bilmiyorum.
““TERÖR ÖRGÜTÜNE BİLGİ VERENLERLE NASIL BİR ARAYA GELİYORSUNUZ”
-Liderlerle bu paralel yapı üzerinden organize ediliyor olabilir mi?
Paralel Yapı yurtdışında çok olumsuz faaliyette bulunuyor. Sadece Türkiye’de değil yurtdışındaki bilgileri de alıyoruz. Ben yabancı basınını da takip ediyorum. Orada çıkan bir takım yazılar var. Haberlerin kaynaklarının nereden geldiği çok bariz ortada. Kendi ülkesi, kendi Cumhurbaşkanı ve Başbakanını ama kendi derken demek ki onlar kendilerinin hissetmiyorlar.. Bu milliliği hissetmediklerinden bunu yapıyorlar. Yurtdışında kendi ülkesini karalamak ne demektir? Biz içimizde müzakeremizi yaparız ama ülkenizi yurtdışında nasıl karalarsınız, nasıl yapabilirsiniz bunu? Bunun birçok Avrupa ülkesinde ve ABD’de yapıldığını biliyorum. Hangi maddi kaynaklarla gidilip de orada bir takım ülkemizin ve bu milletin adına önergeler verdirildiğini biliyorum. Nasıl oluyor da bunlarla bazıları birlikte duruyorlar? Hani siz Türkiye’de siyaset yapıyorsunuz? Türkiye için ve bu millet için siyaset yapıyordunuz? Bu millete karşı düşmanlık yapanlarla nasıl oluyor da bir araya geliyorsunuz? Artık terör örgütüne bilgi verecek kadar her türlü engeli kaldırmış olanlarla siz nasıl bir araya gelirsiniz?
“MİLLETİMİZİN DEVLETİMİZİN BEKASINA KİMSE DOKUNAMAZ”
-Bu örgütle birkaç zamandır mücadele ediliyor. Bu mücadele ne zaman sona erecek? Nasıl öngörüyorsunuz bunu? Paralel olarak tanımlanan yapı, ne zaman devletin içinden tamamen çıkartılacak?
Bu ne zaman olur, nasıl biterse o zaman. Çünkü devletin içerisinde amirinin verdiği görevi yapan memurlar vardır. Sistem budur. Hangi kademelerde hangi görevlerin yapılacağı bellidir. Adaletin, emniyetin, yasamanın ve yürütmenin ne yapacağı bellidir. Kimlerin hangi çerçeveler içinde yetki alanları olduğu bellidir ve bu alanların içerisinde kalınacak. Başka türlü olamaz. Kaldı ki çok enteresan şeylerle karşılaşıldı. Burada söylemek bile bana ağır geliyor, kamyonet kasalarına Peygamber Efendimizin tövbe haşa… bunu söylemek ve hatırlatmak dahi istemiyorum. Bunlar normal şeyler değil, sosyal medyadaki olaylarla ilgili olan şeyler… Rüyalarda görülüp de iki katı, üç katı atın demek nasıl bir şey!
Milletimizin özgürlüğü bizim garantimiz altındadır. Milletimizin özgürlüğüne kimse dokunamaz. Bu milletin geleceğine, bu devletin bekasına kimse dokunamaz. Böyle bir şey yok. Bu ülkenin karşısında olumsuzluk tavrı içine girenler de karşısında bizi görürler.
‘’ORTA DOĞU BİR BATAKLIK DEĞİLDİR, MEDENİYETLERİN BEŞİĞİDİR’’
-Yakın zamanda Kazakistan’dan misafirlerimiz geldi, Onlar da Samsun’daki yatırımlarda çok etkilendiler, daha önceki programlar da bahsetmiştiniz biz de medya olarak üzerime düşeni yapmak isteriz. Tüm bunların dışında 10 Ekim’deki patlama ile ilgili gündemimize düşmüş bir şiddet sarmalı var bir tedirginlik var toplumda. Ankara’da patlayan bombaların ardından operasyonlar başlatıldı.
Orada şöyle bir algı ortaya koyulmaya çalışılıyor. Ülkemizin güvenlik güçleri, emniyeti, istihbaratı tabi ki bunları araştırıyor takip ediyor. Yani bu her ülkenin zaten yaptığı bir şey istihbaratın görevi budur. Bugün Sayın Cumhurbaşkanımız açıkladı. Komşu ülkeden ülkemize geçmeye çalışan bir canlı bombanın yakalandığını, üzerinden neler çıktığını açıkladı. 7 kilo TNT dendi.
-Türkiye orta doğu bataklığına sürüklenmek mi isteniyor?
Benim o konuda küçük bir itirazım var. Sizin şahsınızla dile getirmek istemem ancak siyasiler olarak kullandığımız kelimelerin ve ortaya koyduğumuz tezlerin üzerimizdeki farklı etkileri var. Ana muhalefet lideri Ortadoğu bataklık kelimesini kullandı. Ortadoğu bir bataklık değildir. Ortadoğu medeniyetlerin beşiğidir. Ortadoğu bizim medeniyetimizin inancımızın ve birçok inancın köküdür. Mekke’nin, Medine’nin, Kudüs’ün, Kahire’nin olduğu bölgedir. Şam’ın, Halep’in, Basra’nın olduğu bölgedir.
‘’ CUMHURBAŞKANIMIZI UCUZ SİYASETLERE VE NUMARALARA YEDİRMEYİZ.’’
-Böyle bir iddia var ise bu iddiayı taşeron olarak üstlenenleri de açıklar mısınız? Türkiye’de birileri demokratik ya da anti demokratik taşeronluk yapıyor mu?
Sayın Cumhurbaşkanımızın daha önce ortaya koyduğu bir şey vardı. Dünya 5’ten büyüktür.Bu bir milli duruştur. Özellikle ortaya konmuş olan bir sözdür. Önemlidir altı doludur. Çünkü Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi derken 5 daimi üyeyi kastediyor. Onların vereceği her kararın her şeyin üzerinde olacağı gibi bir algı var.O yüzden işte dünya 5’ten büyüktür diyor. Onun üzerine birileri Cumhurbaşkanımız üzerinden bir takım algılar yaratmaya çalışıyor. Kusura bakmasınlar biz Cumhurbaşkanımızı ucuz siyasetlere ucuz numaralara yedirmeyiz.
‘’ÜLKEMİZ ÜZERİNDE OPERASYON YAPILMASINA ASLA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ’’
Dedik ya Ortadoğu bu nereden geliyor. İşin tarihi ve coğrafi noktasına değineceğim. Ortanın doğusu yani şöyle söylenir. Avrupa’yı merkez alıp, ortanın doğusu denir. Eski haritalara bakın aslında merkezde hep biz varız.Bu baktığınız açıya göre değişir Japonya’nın Ortadoğu’suna baktığınız zaman çok farklı bir yer çıkıyor. Türkiye’nin komşularına baktığımız zaman Suriye’de ve Irak’ta bir takım sıkıntılar var. Sınıra baktığınız zaman 1000 kilometreyi aşıyor. Bizim bu sınırlarımızı güvenlik altında tutmaktaki çabalarımız çok farklı noktalara da devam ediyor. Ama birilerinin Türkiye’nin bu huzurlu ortamında, gelecekle ilgili olarak gelişimi üzerinde,farklı emelleri vardır. Bunun için bir takım terör örgütleri kullanır. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızı ve Başbakanımızı bu DEAŞ terör örgütü yanında durmak ile suçladılar. Ben milletvekili olarak görev yaparken birçok ülkeye ziyaretlerde bulundum. Oradaki parlamenterler ile bir araya geldim. Ve biz iki yıldan öncesi dahi hep dile getiriyorduk. Bakın bu gidişat gidişat değil. Orada halkına zulüm eden bir diktatör var. Orada boşluklar var birileri onu gelir gayri hukuki şekillerde doldurur diyorduk. Ve söylediğimiz maalesef ortay çıktı.
"BİZ ORTADOĞU'DA EN FAZLA AĞIRLIĞI OLAN ÜLKEYİZ"
Masum vatandaşları tabii ki alacağız, biz zulümden kaçanlara tabii ki ev sahipliği yapacağız. Ülkemizin üzerine de herhangi bir operasyon yapılmasına asla müsaade etmeyeceğiz ve bu bölgede beraber hareket ettiğimiz dostlarımız da var. Suudi Arabistan, Katar, Ürdün’le yaptığımız ortak çalışmalar var. Dolayısıyla bu anlamda biz orta doğu içerisinde en ağırlığı olan ülkeyiz. Demokrasisi, devlet sistemi ve hukuk yapısı en kuvvetli olan ülkeyiz
" ACIYI YÜREĞİMİZDE HİSSEDİYORUZ"
-Kan ve gözyaşının eksik olmadığı bir durum Ankara'da canlı bombaların kendisini patlatmasıyla yaşandı...
Ülkemizin birliğe, beraberliğe kardeşliğe ihtiyacının olduğu bu anda çıkıp da açıklama yapan siyasi parti liderlerinin ortaya koyduğu sözler çok önemli. Samimiyet çok önemlidir. Biz acıyı yüreğimizde hissediyoruz. Onların hepsi bizim vatandaşımız, bu ülkenin evlatları. Bu ülkede farklı fikirler tabii ki olacak. Herkes fikrini açıkça dile getirecek ama bu anlamda oturup müzakere edebilmeliyiz. Gücümüz burada geliyor. O terör saldırısının karşısında milletimiz dik ve beraber durduğu için amaçlarına ulaşamadılar ve ulaşamayacaklar. Ülkemizde tabii farklı anlamda bir şeyler yapmak isteyenler var. Farklı noktalara çekmek, huzuru bozmak isteyenler var ama bu millet asla buna müsaade etmeyecektir.
“KENDİ ENERJİSİNİ ÜRETEN STADLAR YAPIYORUZ”
-Bakanlığın yatırımlarına gelelim. Spor ve gençlik alanında statlar, gençlik merkezleri var. Yapımı devam eden, proje aşamasında olan birçok yatırım var. Bunlarla birlikte ulaşmak istediğiniz nokta ne? Yatırımlardan bahseder misiniz?
Yatırımlara geçmeden önce biliyorsunuz, bu sabah üzücü bir haber aldık. Sinan Şamil Sam vefat etti. Rabbim, kendisine rahmet etsin, tüm ailesine baş sağlığı diliyorum. Cenazesi Ankara’da toprağa verilecek. Ülkemize, milletimize gururlar yaşattı. 29 stadyumun 5’i bitti 16’sı devam ediyor. Toplam maliyeti 3,5 milyar. Bazı siyasiler diyorlar ki, ‘spor tesisi yapana kadar başka işler yapın’ Spor tesisi yaptığınız zaman gençlerimize gelecekte çok farklı imkanlar sunabiliriz. Eleştiriyi yapanlar aynı zamanda ‘neden olimpiyatlarda, uluslar arası organizasyonlarda yeterine başarılı değiliz’ diyor. Alt yapınız olmazsa başarılı sporcu yetiştirmekte sıkıntı çekersiniz. Şimdi bu yatırımları yapıyoruz. Ekranda, bitmiş olan stadyumlarımız var. Bunlar aynı zamanda alt yapı yatırımlarıdır. Ülkemizin uluslar arası spor müsabakaları ve ses getirecek organizasyonları alabilmesi için alt yapının olması lazım. Biz bunları sadece stadyum anlamında yapmıyoruz. 15 günde bir kullanılacak olan stadyumlar değil bunlar. Bunların içlerinde antrenman salonları ve aynı zamanda sportif anlamdaki ticareti geliştirebilecek olan yapılarda… Aynı zamanda gıda sektöründe de faaliyet gösterebilecek olan tesisler. Ofis olarak da kullanılabilecek tesisler. İngiltere’nin Chelsea Kulübünün Stamford Brigde Stadı. Kulübün stadıdır ve aynı zamanda ofis binası içindedir. Real Madrid, Barcelona, Bayern Münih’in Stadı işte biz de böyle olacak inşallah. Bunlar aynı zamanda ekonomiye de katkı verecekler. Ekonomik anlamda eleştirenler oluyor ya, bunlar ekonomik anlamda katkı verecek, işte. Yeni açılacak stadlarımızda güneş enerjisinden faydalanarak kendi enerjilerini üretip aynı zamanda şebekeye de enerji vermesi noktasında da çalışıyoruz. Dolayısıyla bu anlamda yaptığımız çalışmalar hem ekonomimize hem de enerji açığımızı kapatma noktasında destek verecek. Siyasi anlamda eleştirmek için siz bir şeyleri söylersiniz. O zamanda biz bu işleri savunma alanından çıkar sizin söyledikleriniz karşılığı olarak öyle şeyler söyleriz ki, bütün vatandaşlarımız ‘ha doğru tüm yatırımlar farklı noktadaymış’ der. Enerji anlamında yapacağımız statlarımız harcadığının iki misli üretiyor olacak. Bu çok güzel bir şey. Muhalefet vatandaşımızın kafasını şöyle karıştırmak istiyor. “Spor tesisi yapacağınız başka şey yapın’ diyorlar biz bunları yapıyoruz zaten. Ama eksik olan alt yapıyı da tamamlamak adına yapıyoruz. O da olacak, o da olacak.
“SON 3 YILDA 460 MİLYON LİRALIK SPOR YATIRIMI YAPTIK”
- Gençlik Merkezleri o alandaki yatırımlara geçeceğiz…
Şu anda yapımı devam eden farklı branşta 500 tane tesisimiz var. Bu ekonomiye de büyük bir katkı sağlıyor. İnşaat gibi farklı sektörler burada birlikte çalışıyor. Böylelikle ekonomiye de katkıda bulunuyorsunuz. Şu anda 205 gençlik merkezimiz faal. Gençlik merkezimizi eleştirmek nasıl bir şeydir, ben algılayamıyorum. Gençlik merkezlerinde ne yapılıyor denildiği zaman ben tekrar söylüyorum. Bunu söyleyenler bir gün vakit ayırsın, gençlik merkezlerine gitsinler. Bunu özellikle rica ediyorum. Bunu dile getiren bir siyasi var. Gençlik merkezleri ile eleştiriyi gündeme getiren siyasi, şu anda milletvekili olan kişi, bundan kısa bir süre önce bürokrasideydi. Geçen gün farklı bir beyanatı var, bürokratları tehdit etmiş. Bunu vatandaşlarımızın dikkatine sunmak istiyorum. Bir gençlik merkezimizin yapımı devam ediyor. Açılış yapıyorsunuz. Niye açılış yapıyorsunuz? Samsun’a 20 milyon lira değerinde bir olimpik yüzme havuzu kazandırılmış. Bunun açılışını yapmamak olabilir mi? Yani niye yaptın? Böyle bir soru olabilir mi? Vatandaşımıza soruyorum.
"İŞİTME ENGELLİLER OLİMPİYATI SAMSUN'A ÇOK ŞEY KATACAK"
2017 yılında Samsun’da İşitme Engelliler Olimpiyatı yapılacak. Olimpiyata 5 ila 6 bin arasında sporcunun katılımı öngörülüyor. Bu Samsun ekonomisine nasıl bir katkı sağlayacak biliyor musunuz? Bundan büyük tanıtım var mı? 20 ila 30 bin arasında insanımız da gelip Samsun’da kalacak. Bunların çoğunluğu yurt dışından. 100’e yakın ülkenin katılımı olacak. Bunun Samsun’a katacağı katma değerin faydanın farkında mısınız? Son 3 yılda biz 460 milyon liralık spor yatırımı yaptık. Şimdi bizi eleştiriyorlar ama Ay Yıldızlı Bayrağımız göndere çekildiğinde ne hissediyoruz. Büyük bir gurur hissediyoruz, değil mi? Milli Marşımız çalındığı zaman hepimiz gururlanıyoruz. Bunların olması için yapıyoruz, işte bu yatırımları.
"BİZİ ELEŞTİRENLER BU YATIRIMLARI NEDEN YAPMADIKLARINI ANLATSINLAR"
Bunu eleştirmek ne kadar doğru. Bizi eleştirenler kendi dönemlerinde bu yatırımların neden yapılmadığını anlatsınlar. Neden yapamadılar biliyor musunuz? çünkü bunu yapabilecek iradeleri yok. Bunu yapabilecek ekonomik bir alt yapı yoktu, Türkiye’de. Ülkenin vizyonunu bu noktayı taşıyacak bir görüş yoktu. Bir vizyon eksikliği vardı. Şu an 6 milyona yakın lisanslı sporcumuz var. Bu sayı yetmez. Bu alt yapıyı yapmak, salonları yapmak, 65 tane yüzme havuzunu yapmak yetmez. Bun iyi ve doğru kullanmamız gerekiyor. Beni bir havuzun açılışını yapmakla eleştirirseniz, vatandaşımız size der ki, ‘açılışı yapan kişi Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Gençlik ve Spor Bakanı. Bir havuzun açılışını yapması kadar doğal bir şey olabilir mi?’ diye sorarlar. Bu yaz yüzme öğrenen çocuklarımız, nerede öğrendiler? Bu havuzlarda öğrendiler. Peki her yüzme öğrenen çocuğumuzun bize katkısı ne. Yüzme öğrenen bir yavrumuz müsabaka anlamında yarışmasa bile en azından ileride boğulma tehlikesine yaşamaz. Farklı anlamlardaki branşlarda tesisler yapmalıyız ki, bu anlamda yetişen gençlerimiz ülkemizi temsil etsinler. Mart ayından beri bir hamle yapıyoruz. Bütün Türkiye’de mahalle tipi diye tabir ettiğimiz halı sahalar var. Yanında basketbol sahaları var. Bunu küçük bir spor kompleksi olarak düşünebiliriz. Bunu yapmak Allah aşkına eleştirilecek bir şey midir? Bunları nasıl eleştirirsiniz?
“HER MAHALLEYE SPOR KOMPLEKSİ YAPIYORUZ”
-Mahallelere yapılan her spor yatırımı çocukların uyuşturucudan uzak durması demek. Spor ile ilgilenen çocuğun kötü alışkanlıkları olmaz. Spor ile ilgilenmemiş her çocuk bir uyuşturucu bağımlısı adayıdır. Bu nedenle sizi tebrik ediyorum. Buradan belediyelere çağrı yapalım, size başvursunlar mahallelere tesis yapılsın…
Bu bizim görevimiz. Bunu yapmamız lazım. Bu sorumluluk Sayın Cumhurbaşkanımız ve başbakanımız tarafından verildiyse bu sorumluluğun gereğini yerine getirmemiz gerekiyor. Milletimiz bize destek vererek AK Parti’yi iktidara taşıyarak bize bu sorumluluğu veriyor. Bakanlık görevi bir icra görevidir. Bu görevi Başbakan verir, Cumhurbaşkanının onayı ile bu görevi yaparsınız. Muhalefet partilerinde de Genel başkan yardımcılığı, parti meclisi üyeliği gibi kurumlar vardır. Bunlar Genel başkanın görevlendirmesi ile oluyor. Bu görevi Başbakan verir, Cumhurbaşkanının onayı ile bu görevi yaparsınız. Bizimle ilgili bir eleştirisi olanlara da cevap vermiş olalım bu arada.
“SAMSUN İÇİN ÇOK FARKLI BİR YATIRIM HAMLESİ İÇERİSİNDEYİZ”
-Çocukken eleştirdiğimiz nokta; neden bizim uluslar arası alanda başarılı sporcularımız yok. Alt yapımız neden yok diye yakınırdık. Şimdi Samsun’a gelelim. Samsunlu Bakan olmanızdan dolayı… Atatürk spora da çok önem veriyordu. İlk meşalenin yandığı yer olmasından dolayı da Samsun’a önem verilmeli değil mi?
Samsun, Cumhurbaşkanımızın 2014 yılında seçim kampanyasını başlattığı ildir. Cumhuriyetin kuruluşuna giden yolda Gazi Mustafa Kemal’in ilk adımını attığı yerdir. Bu akşam kendi mahallemdeydim. Gazi Mustafa Kemal Havza’ya geçmeden önce bizim mahallemizde Ataköy’de mola vermiştir. Samsun ile ilgili çok farklı bir yatırım hamlesi içerisindeyiz. Tabi Türkiye’de de aynı şekilde. Samsun milletvekili olmamızdan dolayı ilimize farklı bir yaklaşım içinde olabiliyoruz. Bütün vatandaşlarımızın bu durumu anlayışla karşılaşacağını düşünüyorum. Yıl sonuna kadar başlayacağımız Vezirköprü Kunduz Kamp Projemiz… Ve Batıpark’taki Spor Kompleksimiz… Bu 2017 İşitme Engelliler Olimpiyatı ile ilgili olan bir yatırımdır. Burada 3 tane farklı spor tesisi inşa ediyoruz. Şu anda ekranda olan Vezirköprü Kunduz Sporcu Kamp Merkezi Samsun’umuzun Vezirköprü ilçesine kazandırılacak olan yatırımlar olacak.
"ATAKUM’DAKİ GENÇLİK MERKEZİMİZİ AÇTIK"
Vezirköprülüler, buraya gelecek olan sporcu ve taraftarların getireceği ekonomik getiriden faydalanmış olacak. Buz pateni, bowling, okçuluk salonları Batıpark’ta 25 Kasım’da ihale edilecek. Kunduz’da da 22 Aralık’ta ihale gerçekleşecek. Bunlar inşallah yılbaşından önce inşa edilmeye başlanacak. Kavak ve Tekkeköy’de hayata geçecek gençlik merkezlerimiz de olacak. Atakum’daki gençlik merkezimiz açılmış durumda. İlkadım’da Türkiye’nin en büyük gençlik merkezinin temeli atıldı. Tabi, stadyum projesi de bunun içerisinde. Stadyum yanında yapılan 7500 kişilik Yaşar Doğu Spor Salonumuz 460 milyon lira civarında bir sportif yatırım. Yapılan her tesis, ilimize farklı bir vizyonu ve kazancı getirir. Basketbol Erkekler Cumhurbaşkanlığı Kupası Samsun’da oynandı. Bunun için Samsun’a gelenler ekonomiye katkıda bulundu. Yapılacak ulusal ve uluslar arası organizasyonlarda Samsun’a gelinecek, burada kalınacak. 2011 seçimlerinden önce ne konuşuyorduk. Yerli ve yabancı turistin kalacağı otel sayısında sıkıntı çektik. 5 yıldızlı otelimiz yoktu. Ekonominin paralel gelişimi ile birlikte şu anda Samsun’da 2 tane 5 yıldızlı otelimiz var. 4 yıldızlı otellerimiz var. Bunların hepsi Samsun’da hem istihdamı hem de tanıtımı geliştiren unsurlar. Rahat bir şekilde misafirlerimizi ağırlayabiliyoruz.
‘’YATIRIMLARIN HEPSİ SAMSUN’A BİR DEĞER KATIYOR’’
-Günün birinde bir Avrupa kupası, dünya kupası veya bir olimpiyat alındığı zaman Samsun da bundan pay alacak değil mi?
Bu statları neden inşa ediyoruz biz altyapı açısından biz tesislerimizle her organizasyonu yapabilecek hazırlığa gelmiş vaziyetteyiz. Bahsettiğimiz tesislerde bittiği zaman, bunların içerisinde 2017İşitme Engelliler Olimpiyatları için inşa edilen tesisler de var. Bunlar bittiğinde, Samsun’da yapamayacağımız hiçbir organizasyon olmayacak. Şu anda çok ciddi bir altyapımız var. Aynı zamanda bunlar da devreye girdiği zaman, şu anda golf sahası da yapılıyor Samsun’da. Her türlü branşın temsili oluyor. Bir buçuk yıl içerisinde bu saydığımız yatırımların hepsi bitecek. Ne olacak peki Samsun’da? Sürekli söylüyorum ancak bunun iyi anlaşılması gerekiyor lütfen bu konuda bizi yanlış değerlendirmesinler iyi değerlendirsinler, doğru değerlendirsinler. Bu yatırımların hepsi Samsun’a bir değer katıyor. Samsun’a şehir dışarıdan gelecek olan insanların sayısını artırıyor.Samsun’a yatırım yapacak olan iş dünyasından gelen kişilere şehri farklı bir vizyon ile sunma imkanınız oluyor. Bu olduğu zaman insanlar sizin şehrinize yatırım yapmak ihtiyacı hissediyor ve geliyor. Bununla ilgili olarak bizim Bakanlığımızda ödenek problemimiz yok.Mühendislik açısından da devam eden bir süreç içerisindeyiz. Samsun’da şu ana kadar çivisi bulunmayanlar, tabii ki eleştirecekler.Ama vatandaşlarımız da inanıyorum ki doğru değerlendirecek.
‘’SAMSUN KARADENİZ’İN EN ÖNEMLİ ŞEHRİ’’
Şu anda yeni inşa edilen stadyumumuzun devreye girmesi ile şehir merkezinde kalmış olan eski stadyumumuz yıkılacak orada yeni bir gelişim alanı olacak. Büyükşehir Belediye Başkanımızla da konuştuğumuz ilerisi için düşündüğümüz projeler içerisinde eski sıkışmış olan sanayi mahallemizi oradan çıkartıp orayı şehrimizin içerisine katıp yeşil alan olsun, farklı projelerle şehre farklı bir hava getirecek. Bunu Samsun’umuza bir katma değer olarak ortaya koyup,Samsun’umuzu geliştirmek için çalışıyoruz.Geliştirilmesi gereken şeylerdir bunlar Samsun’umuzun da üzerimizde hakkı var. Samsun Karadeniz’in en önemli şehri,Samsun Karadeniz’in en büyük şehri ve bu anlamda kendini geliştirmeye ihtiyacı var.
‘’ELEŞTİRMEK ÇOK KOLAYDIR, SİZ NE YAPACAKSINIZ ONU SORUYORUM’’
Tarım alanlarımız ile beraber aynı zamanda sanayimiz ile beraber gelişmemiz gerekiyor. Turizmimizi geliştirmemiz gerekiyor.Bunu yapmamız lazım bu alt yapı yatırımları size farklı anlamdaki sektörlere çekecek.Siz medikal anlamdaki çalışmaları buraya çekmek istiyorsanız uluslararası anlamdaki yatırımcıyı buraya getirip bu ürettiğiniz sanayi ürünlerini satacak bir müşteriye ihtiyacınız var.Müşteri nasıl elde edilir uluslararası anlamda ekonomi içerisinde üretim yaptığınız mekanınıza onu çağırırsınız onu orada ağırlarsınız.Getirdiğinizde böyle özellikleri, güzellikleri, doğası, tabiatı, turizm acısından, sanayi açısından anlattığınız zaman yatırımcı da evet gerçekten burada farklı bir şehir farklı bir hava var.Evet,ben buraya yatırım yapayım der. Eleştirmek çok kolaydır. Siz ne yapacaksınız onu soruyorum ben, Sizin Samsun için ne projeniz var onu soruyorum.
Geçen gün bir mahallemize gittim. Ve oraya biz bir halı sahalardan inşa etmiştik. Ben akşam 9 gibi oraya vardığımda oranın gençleri o sahada maç yapıyorlardı. Tribünlerde onları izleyen arkadaşları vardı. Ortalama 60 -70 tane gencimiz akşam 9 da oradaki maçı takip ediyor. Birlikte orada vakit geçiriyorlar. Aileleri nerede olduklarını biliyor. Çocuklar o spor olayına konsantre olmuş durumda. Başka bir ilçemize 24 tane mahallemizin ortak kullanımı için inşa ettiğimiz aynen böyle bir halı sahanın öyle güzel şeyler duyuyorum ki günde 6-7 yedi maç yapılıyor.Mahallelerin temsilcileri geliyor. Orada maçlar yapılıyor. Velileri takip ediyor. Bu çok güzel bir durum.
"SAMSUN'DAKİ KARARLILIĞIMIZ, VİZYONUMUZ ORTADADIR"
-Samsunla ilgili yapacağınız çalışmaları dinleyebilir miyiz?
Biliyorsunuz Sayın Ulaştırma bakanımız da projeyi açıkladı. Hızlı trenimiz de hayat geçecek bir projemizidir. Eleştiri konusunda şunları söylemek istiyorum. Tabii ki siyaset anlamında herkes kendi duruşunu ortaya koyacak. Eleştiriler olacak ama hakaret olmadan yapacak. Hiçbir şekilde hakarete taviz vermeyiz. Bu noktada ne benim şahsen farklı bir noktada duruşum olur ne de parti olarak bizim bu durumda bir taviz vermemiz söz konusu olur. Hakaret eden bunun hesabını verecektir ama bizi eleştirmek anlamında şu anda Samsun'da bulunup da eleştiren siyasilerimiz var. Tabii onlar kendi açılarından bir takım projeler ortaya koyabilirler. Onlar Samsun'a gelirken nereden geliyorlar? AK Parti iktidarları döneminde inşa edilmiş olan duble yollardan geliyorlar. Uçakla geliyorlarsa havayolunu, halkın yolunu yapan AK Parti iktidarlarının ortaya koymuş olduğu durumla geliyorlar. Bir zamanlar ne yaptınız ki? diyorlardı. Yolları, uçakları kullanıyorsunuz. Onları da mı görmüyorsunuz? Biz Türkiye'de 13 sene içerisinde gerçekten çok büyük işler yaptık. Bundan sonra artık o sıçrama noktasının en üst noktasına geldik. Bundan sonra inşallah 1 Kasım'da devam edeceğimiz bu yürüyüşümüzde Türkiye'yi artık çok farklı bir noktaya taşıyacağız.
İlklerin şehri olan Samsun'u yeniden inşa etme noktasındaki kararlılığımız, vizyonumuz ortadadır. Samsun'da inşa ettiğimiz spor tesisleri önümüzdeki 20 yılın tüm ihtiyaçlarını gidermiş ve alt yapısını kurmuş şekilde oluyor. Dolayısıyla bundan sonra artık o tesislerin kullanımıyla birlikte gençlerimizin, sporcularımızın, vatandaşlarımızın bu alanlarda önemli vakitler geçirmelerini sağlamayı hedefliyoruz. Bu anlamda fiziksel açıdan da bir çok sağlık sorununun önüne geçme imkanımız var. Samsun'da her şeyi yapma imkanımız var. Tarım, sanayi, turizm.. Bunların hepsini Samsun'da yapabiliriz. Bu sektörlerin hepsinde çok farklı noktalara gelebiliriz. Bunu beraberce yapacağız, başaracağız. Bunun için de yürüyebileceğimiz bir yolumuzun olması lazım. Biz milletimizle el ele kol kola yürüyoruz. Samsun'da bazı eksiklikler konusunda bir şeyler söylenebilir. 2002 öncesinde yapılan yatırımlara bakalım. Ben burada vatandaşlarımızın, hemşerilerimizin iyi düşünmesini rica ediyorum. 2002 öncesi neydi, 2002 sonrası ne oldu? Her şeyi çözdük mü, her şey bitti mi? Hayır. Tabii ki yapılacak şeyler var. Yapılması gereken yatırımlar var.
"VATANDAŞLARIMIZIN BİZE OLAN GÜVENİNİ BİLİYORUZ"
Belli noktalarda düzeltilmesi gereken bir takım alt yapı çalışmaları var. Bunların da farkındayız ama biz geldiğimiz yolda yaptıklarımızla zaten bunları yapacağımızı ortaya koyduk. Bu anlamda vatandaşlarımızın bize olan güvenini biz biliyoruz. Vatandaşlarımızla sohbet ederken, yolda karşılaştığımızda, bir çay içerken onlarla bir araya geldiğimizde, bize olan teveccühlerini görüyoruz. Bakın gençlerimiz artık bana gelip 'şurada yeni bir tesis yapabilir misiniz?' diyorlar ya da 'Biz kendimizi geliştirmek için farklı bir şehre gidip oradaki bir şeyi incelemek istiyoruz' diyorlar. Bu talep de bulunuyorlar. Bunlar çok güzel şeyler. Şunu da isteyenler var; 'Bizim ilerideki yürüyüşümüzde bize destek verin. Önümüzü açın' diyorlar. Zaten biz seçim beyannamemize gençlerimizle ilgili o kadar çok şey koyduk ki. Samsunumuzda yaptığımız çalışmaların ve yatırımların iyi bir şekilde koordine edilmesi çok önemli. Bu anlamda bizim Samsun'da iyi bir birlikteliğimiz var.