BAKAN ÇAĞATAY KILIÇ’TAN SİYASETE “RADYO” MOLASI

31 Ekim 2015

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, yoğun seçim kampanyasına bir süre ara vererek Samsun’da yayın yapan Haber Radyo’nun konuğu oldu. Bakan Çağatay Kılıç programda, aile yaşantısından özel zevklerine kadar birçok konuda ipuçları verdi.

Bir süredir memleketi Samsun’da sürdürdüğü seçim kampanyasına kısa bir ara vererek Haber Radyo’nun konuğu olan Bakan Çağatay Kılıç, dinlediği müziklerden yaptığı spor dallarına, ailesi ile nasıl vakit geçirdiğinden gençlerin bakanı olarak onlarla nasıl iletişim kurduğuna kadar pek çok konuda samimi açıklamalarda bulundu.

Sıcak bir sohbet havasında geçen programda Bakan Çağatay Kılıç’a yöneltilen sorular ve verdiği yanıtlar ise şöyle:

Sayın bakanım ben Türk sanat müziği çok severim dedi ve biz de kendisi için çok özel bir şarkı seçtik. Sezen Aksu yorumuyla Akasyalar açarken... şu anda ne hissediyorsunuz?

Şu anda tabii yoğun bir tempo içerisinde koşturuyoruz.  Bir parça tamamen siyasetin ve günlük koşturmanın dışında çıkıp 5-6 dakika da olsa insanı dinlendiriyor. Dolayısıyla teşekkür ederim.

Radyo olarak amacımız da buydu o yoğun koşturmanın içerisinde sizi kısa bir zaman diliminde farklı bir atmosfere çekebilmekti.  Bir siyaset adamısınız. Tüm bu koşuşturmaya nasıl hazırlanıyorsunuz, üstesinden nasıl geliyorsunuz?

Biz milletimize hizmet için bu koşturmanın içerisindeyiz. Milletimize hizmet etmek için yola çıkmış olanlar aynı şekilde bu motivasyon ve şevkle çalışıyorlar. Bu anlamda ortaya konan çalışma ve enerjinin bu motivasyonu sağladığına inanıyorum. Bu motivasyon olmaz ise yapılan çalışmalarda, enerji bulmanız mümkün olmaz. 

Sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı döneminde sizin gibi genç isimleri gençlik ve spor bakanı seçmesinde özel bir neden var mıydı?

Sayın başbakanımız, milletvekili ve bakan arkadaşlarımız olarak hepimiz bir koşturmanın içerisindeyiz.  Bu durum tabii ki Sayın cumhurbaşkanımızın takdiridir ama herhalde kendisinde, gençlere yaş olarak yakın olduğumuz için böyle bir tercih yapma düşüncesi olabilir.

“GENÇLERİN GÖNÜLLERİNE GİREBİLMEK BENİ MUTLU EDER”

Biz dışarıdan şöyle bir izlenime kapıldık. Gençler sizi çok seviyor. Fotoğraflar çok sıcak ve samimi görünüyor.

Tabii elimden geldiği kadar onlara iç içe, beraber olmaya çalışıyorum.  Ben genelde göründüğüm gibi olmaya çalışan bir insanım. Tabii ki üzerimizdeki sorumluluk icabı bazen daha soğukkanlı olabiliyorum. Belki olayları farklı anlamlarda inceleyerek bir takım yaklaşımlarda ya da açıklamalar vermemiz gerekebiliyor. Ancak gündelik hayatımın içerisinde çabam, tamamen olduğum gibi yoluma devam etmek ve bu şekilde çalışmalarımı yürütmek. Bundan dolayı da herhalde arkadaşlarımız,  kardeşlerimiz bana bir sempati duyuyorsa ne mutlu bana. Demek ki onların gönüllerine girebilmişim. Bu beni mutlu eder.

“ELİMDEN GELDİĞİNCE EŞİME VE ÇOCUKLARIMA VAKİT AYIRIYORUM”

Tabii her şeyde önce bir aile babasısınız. Akif Çağatay Kılıç, nasıl bir babadır?

Bunu tabi önce eşime sonra çocuklarıma sormak gerekir ama kendi adıma şunu söyleyebilirim;  elimden geldiğince aileme, çocuklarıma vakit ayırmaya çalışıyorum.  Ancak şunu itiraf etmem lazım;  bizim görevimizi yapan kişiler ve insanlar herhangi bir şekilde kamu hizmetinde olup da bu görevi yapanlar için düşündüğümüz zaman, kısmen evdeki görevlerimizi aksattığımız oluyor. Burada eşimin devreye girmesi ve onun yokluğumu hissettirmemesi bu sıkıntıyı aşmamızı sağlıyor. Tabii ki evlatlarımız bizim hayat kaynağımız. Dolayısıyla onlarla çok farklı bir ilişkimiz var. İnanıyorum ki onlara elimizden geldiği kadar her türlü sevgiyi, desteği vermek için çabalıyoruz. İnşallah onlar da onu hissediyordur.

“AİLEMLE SİNEMAYA, KONSERE GİTMEK BENİ MUTLU EDİYOR”

Bu koşuşturma içerisinde bir nefes alma anında sayın bakan neler yapar acaba en büyük zevkiniz nedir?

Koşturmanın içerisinde bazen evimizle ilgili eksikliklerim olabiliyor, çünkü yoğun bir tempo içerisindeyiz. Tabii bu milletimize hizmet noktasında gururlu bir durum ama fırsat bulduğum an birazcık vakit olursa ailemle birlikte oluyorum. Onlarla bir program yapıyorum. Evde sohbet etmek, birlikte çay içmek, yemek yemek gibi... Bunlar bizim için çok önemli. Bir fırsat bulabilirsek sinemaya, konsere gitmeye gayret gösteriyoruz.

TENİS, BİNİCİLİK, YÜZME…

Hangi spor dalına daha yakınsınız?

Özellikle lise ve üniversite zamanlarımda tenis ve binicilikle yoğun olarak ilgilendim.  Üniversite hayatımda omuzumdan ufak bir sakatlık yaşadım. Onun için tenise ara vermek zorunda kaldım ama biniciliğe devam etmeye çalıştım. Tabii ondan sonrasında bu yoğun tempoya girince o da azaldı. Suyun içerisinde insanın stresini alması sebebiyle de yüzmeyle ilgileniyorum.

Çocuklarınız da sanırım sporla ilgileniyorlar?

Tabii onlar da binicilikle uğraşıyorlar. Tenis oynuyorlar ve kış aylarında imkan  buldukça kayakla da birazcık ilgilenmeye çalışıyorlar.

“KARİKATÜR HAYATIN HOŞ TARAFI”

Karikatüre bakışınız nasıl? Hiç bu güne kadar bir yerde karikatürize edildiniz mi Elbette belirli bir seviyede yapılması hoşunuza gider miydi?

Açıkçası benimle ilgili şu ana kadar bir karikatür görmedim.   Karikatür tabii ki bir seviye içerisinde olmak kaydıyla hiç bir şekilde ters görülmeyecek bir şey ama altını çizerek söylüyorum belli bir seviyenin içerisinde.  Karikatür hayatın hoş bir tarafı olabiliyor.  Görsel anlamda güzel şeyler olabiliyor.  Bu olduğu zaman da tabii herkesin hoşuna gider.

MÜSLÜM GÜRSES’TEN PARAMPARÇA…

Radyoda herhangi bir programa katılmışlığınız var mı?

Açıkçası bu ilk radyo programım.

 Bu da bizim tarihimiz açısından gurur duyacağımız bir olay.

Ne tarz müzikler dinlersiniz?

Türk sanat müziğini daha önce de söylemiştik.  Gün içerisinde araçla seyahat ederken genelde radyo dinliyorum. Ara sıra klasik müzik dinlerim. Örneğin şu anda aklıma geldiği zaman paramparçayı bilirsiniz.  Rahmetli Müslüm Gürses'in o parçayı yorumlaması geçekten çok güzeldi.

Başka aklınızda isimler var mı?

Duayen olarak Ahmet Özhan tabii ki. Yurt dışında Yusuf İslam da iyi bir sanatçı. Tabii çok farklı müzikler dinlediğimiz oluyor.

Müzik o anda sizin kurduğunuz bir bağlantı.  Dinlediğiniz anda kulağınızdan algıladığınız o notalar, ritim ve içerisindeki ruh sizi bir yere taşıyorsa o müziğin sizin için bir anlamı vardır.  Dolayısıyla hangi müzik türünü dinlediğinizden ziyade müzik, o anda size ediyor mu, sizin ruhunuza bir şey katıyor mu? ona bakmak lazım. Önemli olan tam da bu. Tabii ondan sonra daha çok dinlemeyi tercih ettiğiniz  müzikler olabilir.  Ancak her müziğin hiç beklemediğiniz bir noktada size çok farklı bir etkisi olabilir.  Mesela başka bir ülkeye gittiğinizde oradaki yerel müzik,  bir anda sizi etkileyebilir. O müziği daha önce duymamışsınızdır ve onu zihninizde kategorize edemezsiniz ama o sizin ruhunuzu etkiler.