Bakan Çağatay Kılıç, Diyanet Vakfında düzenlenen Küresel Gençlik Zirvesi’ne katıldı. Zirvede gençlere hitap eden Bakan Çağatay Kılıç, gençlikten beklentisi olduğunu belirterek, “buradaki çalışmalar içerisinde küresel gençlik zirvesine katkıda bulunan tüm kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Yıllardır gençlerimizin üretmesi için talepkar olduk. Sizlerin buradaki çalışmalarını görünce artık Türkiyemizde de gençlerimizin bu anlamda çekinmeden geri durmadan çalıştığını görmek bizleri mutlu ediyor, bundan dolayı hepinize teşekkür ederim. “ dedi. Her zaman aşılması gereken sorunların da olduğunu dile getiren Bakan Çağatay Kılıç, “Bunları bir arada olarak aşacağımıza eminim” ifadesini kullandı. 

Önümüzdeki sene gençlik projeleri için bütçenin artırılacağını da müjdeleyen Bakan Çağatay Kılıç “Bu anlamda daha fazla projemize daha fazla destek verme anlamında da bir imkan elimize geçmiş olacak” şeklinde konuştu. Maddi kaynağın bir ihtiyaç olduğunu dile getiren Bakan Çağatay Kılıç, sözlerine şöyle devam etti: “Yüreğinden, aşkla bu işi yapanların sesi burada, siz sesinizi yükseltmezseniz düşüncenizi açık açık ortaya koymazsanız, o zaman başkaları gelir sesini dile getirir fikrinin ortaya koyar ve maalesef olumsuz şeyleri de ortaya koyar. Milletimizin sizden istediği sesinizi duyurmanız. Biz her zaman doğru yolda olacağız aşırılıklarda olmayacağız. Şunu unutmayın sorumlulukla hareket eden başarır. Bir genç için bu kolay değildir. Gencin ruh dünyası çok yoğundur. Zaman zaman insanlar bunu yaparken istemedikleri şeyleri dile getirebilirler. Ama genç olmanın verdiği avantajla affedilmesi daha kolaydır, gençti kanı kaynadı derler. Kardeşlerimizi çok kolay yargılamayacağız, aranızda geçen müzakereler de eminim bizim yaptığımız müzakerelerden çok da hararetli geçiyordur. Ben de biraz genç bir kardeşiniz olarak bazen heyecanlı müzakereler içerisinde olabiliyorum. En aşırı fikirlerinizi bile birbirinizle paylaşın. Bu imkanları biz size bunun için veriyoruz amacımız bu. Asla bunu bir lütuf olarak söylemiyorum bu sizin hakkınızdır” 

“Devletlerin milletleri var oldukça var olduğuna dikkat çeken Bakan Çağatay Kılıç, “Milletlerin varlığı da ancak ve ancak gençlerin görevleri devralması, sivil toplum içerisinde olması, sorumluluk mekanizmalarında olması ile sürer.” diye konuştu. Bakan Kılıç, “Tamam gelecek gençlerde bunu söylüyoruz ama ne yapıyoruz başka, Bugünden ne yapıyoruz? Bugün televizyonlarda bombardıman altında olduğumuz fikri görüntü ve görselliklerin nelere götürdüğünü bizleri nelere zorunlu kıldığını gösterin biz 1400 sene önce bunlarla emir bulunmuş bir medeniyetiz. Bugün değil biz bunları yeni öğrenmiyoruz. Dünyadaki ilk insan hakları beyannamesini peygamber efendimiz koymuştur. Herkese hakkını vermiştir. Bizim bunu iyi anlamamız gerekiyor. Bunun karşısında duranları kenara koymamız uzak durmamız gerekiyor.’’ şeklinde konuştu.

Terör örgütleriyle İslam dininin bağdaştırılmasına tepki gösteren Bakan Çağatay Kılıç, şunları söyledi: “DEAŞ, “El Kaide, Boko Haram gibi sayabileceğimiz terör örgütlerinin verdikleri zararlar birçok yabancı ve farklı noktada duran geçmişte İslam’a zarar vermeye çalışanların daha çok zarar verebildiği şeylerdir. Bizim bu tip hiçbir terör örgütüyle ilgimiz yoktur asla tasvip etmiyoruz. Terör kelimesinin önüne arkasına bir dinin ismi koyulamaz. Norveç’te 70’den fazla insanı katleden terörist hristiyan olduğunu iddia ettiği zaman biz hristiyan terörü diyor muyuz? Veya bir Yahudi birisi yaptığı bir terör eylemini dini adına yaptığını söylediğinde yahudi terörü diyor muyuz? O zaman bizim de dünyadan talebimiz ve hakkımız yüce dinimizin barış anlamına gelen dinimizin terör kelimesinin önünde veya arkasında kullanmayın. Biz bunu asla kabul etmiyoruz. Bizim medeniyetimizde zulüm yoktur işkence yoktur. Eğer savaşmak zorunda kalırsak onun da kuralları vardır. İnsanların yaptıkları hatalardan dinleri sorumlu tutulamaz” 

Hazreti Mevlana’nın ‘ Ben Kuran-ı Kerim’in kölesi Hazreti Muhammed’in yolunun tozuyum’ sözüne atıfta bulunan Bakan Çağatay Kılıç, “Bu belki de ortaya koyulmuş olan bizim eksikliğimizin bir parçası. Tüm dünyaya yabancıların kaynaklarında Rumi olarak geçer, bizde ise Hazreti Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazreti olarak geçer. Dünyaya öyle bir miras bırakmıştır ki; dünyada hayırla, hürmetle anılır, kendisinin dininden olmayanlar tarafından saygıyla anılır. Bizim buradan almamız gereken çok şeyler vardır” dedi.

Türkiye’nin her dine saygısı olduğunu ve bunu güvenle aştığının altını çizen Bakan Çağatay Kılıç, “Eğer bugün üniversitelerimizde başı açık, başı kapalı bütün öğrencilerimiz derslerde yan yana durabiliyorlarsa bu sabrın insana karşı olan hürmeti ve aslında millete olan güvenin tezahürüdür. Bunun en önemli sebebi samimiyettir. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koymuş olduğu çabadır milletine olan güvenidir” değerlendirmesinde bulundu. 

Bakan Çağatay Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Geçmiş zamanlarda sıkıntılar yaşandı ama artık geride kaldı. Sıkıntının olmadığı bu zamanın kıymetini bilin, geçmişi geçmişte bırakıp ileriye bakacağız. Şimdi sizlerin üzerindeki bizim anlayışımızda, ayrılık yoktur. Her birey değerlidir. Bazı ithamlarda kalıyoruz zaman zaman ‘farklılık yaşayanları kendinizden görmüyorsunuz’ diye. Hayır asla. Bunu söyleyenler geçmişte bu hataları yapanlardır. Biz onlardan değiliz. O hataya da düşmedik düşmeyeceğiz”

Bakan Çağatay Kılıç farklı inançlara mensup olan insanların ülkemizde huzurla bir arada yaşayabildiğini vurgulayarak “İslam medeniyetinin en önemli şehirlerinden biri İstanbul’da farklı inançlara mensup olan insanlar bir arada yaşayabiliyorsa, farklı inançların ibadethanelerinin duvarları aynı duvarı paylaşıyorsa o zaman bu ülkenin geçmişinde ayrılık olmadığı aşikardır” diye konuştu.

Türkiye’de yaşanan terör olaylarına dikkat çeken Bakan Çağatay Kılıç, “Bugün Türkiye’nin en ücra noktalarında farklı sıkıntılar var. Ülkemizde hendek kazmakla, terörle meşgul olanlar var. Neyin peşindeler, neyi başarmaya çalışıyorlar. Bu milletin mayası o kadar sağlam ki sizin o yapmaya çalıştıklarınıza halkımız asla prim vermez, asla müsaade etmez. Bunu da Allah’ın izniyle bu şekilde görüyoruz, bu şekilde aşacağız. Teröre, teröriste karşı hiçbir müsamaha göstermeyeceğiz. Eline silah alıp masum vatandaşlarımızın, emniyet güçlerimizin canına kasteden cevabını alır. Bu kadar basittir” dedi. 

Bakanlığın gençlikle ilgili yaptığı projelerden bahseden Bakan Çağatay Kılıç, “Gençlik organizasyonları içerisinde farklı ülkelerden kardeşlerimizi ülkemize getiriyoruz. Türkiye’den kardeşlerimizi de yurtdışına gönderiyoruz. Sayın bakanımız Cevdet Yılmaz burada iken kendisinden bütçe desteği istiyoruz. Böylelikle gençlerle ilgili olan çalışmalarımıza arttırarak devam edeceğiz. Kredi ve Yurtlar Kurumlarında şu anda ciddi eğitim programlarına başladık. İş dünyası ile bu programları yapıyoruz. Girişimcilik ruhunu gençlerimize aşılamak, özel sektörle onları erken tanıştırmak, potansiyellerini daha fazla geliştirmeleri için onlara bu imkanı sunuyoruz. Gençlik merkezlerimizdeki çalışmaları takip etmenizi sizlerden rica ediyorum. Gençlik merkezlerimize üye olun. Gidin oradaki kardeşlerimizle sohbet edin. Kurslara katılın. Dershanelerimizde kuran-ı kerim kursları, dil kursları, sanat eğitimleri var. Bunların hepsi bir çatının altında. Bu vaziyetlerin hepsi bir araya geldiği zaman bir resim ortaya çıkıyor. Bizim amacımız da bu. Sizlerden özellikle rica ediyorum. Beklemeyin, sizlerden bir talep gelmesini beklemeyin.” diye konuştu.

Gençlerden sosyal medyayı doğru kullanmalarını isteyen Bakan Çağatay Kılıç sözlerini şöyle tamamladı: “Sosyal medyayı iyi ve doğru kullanın. Sosyal medyayı kullanan bazı kesimler gerçekleri saptırmak için algı operasyonları yapıyor. Bunlara karşı siz duracaksınız. Algı operasyonu yapanlara karşı sesinizi yükselteceksiniz. Doğruları dile getirmek için çaba sarf edeceksiniz. Çünkü çok yalan, yanlış şeyler var. Çok olumsuz ithamlar var. Doğru olmayan algı operasyonları sosyal medya üzerinden başlatılıyor. Bunu dile getiriyoruz. Yoksa sosyal medyaya karşı olduğumuz için değil. Çıkıp bazıları itham ediyor. ‘Siz dünyadaki yeniliklere karşısınız’ diyor. Ne alakası var. Ama doğruların dile getirilmesi, yanlış şeylerin yayılmamasını, ortaya atılmamasını talep etmekte hakkımızdır. Bu bizim, sosyal medyaya karşı olduğumuz anlamına gelmez. Zaten olamayız. Bizim gençlerimiz bunu kullanıyor. Bizler de kullanıyoruz. Biz buna karşı değiliz. Ama doğru kullanılmasını istiyoruz. Bazı ülkelerde yaşanan olaylardan sonra sosyal medyaya yapılan müdahaleler için hiç kimse insan haklarına aykırı diye yaygara kopartmıyor. Ama biz yaptığımız zaman yanlış. Olayın kökü burada. Biz yapınca yanlış, onlar yapınca doğru. Bunu kabul etmiyoruz. Fransa’da hunharca yaşanan bir terör olayından dolayı yüzlerden fazla insan vefat etti. Fransız hükümeti hemen sosyal medyayı kontrol altına aldı. Doğrudur, yapacak. Çünkü ülkesinin, vatandaşının güvenliği ondan soruluyor. Bu yanlış değil, biz de yanlış demedik zaten. Ama bizim ülkemizde kamu düzenini ile alakalı olarak bir şeyi ortaya koyduğumuz zaman bizi de aynı noktada görsünler. Bunu da bıkmadan usanmadan söyleyeceğiz ve bunu da başaracağız. Çünkü inanıyoruz, inandığımız için güçlüyüz.”