Gençlik ve Spor Bakanı Kılıç, Avrupa'nın vize konusundaki tutumu eleştirerek, Fransa'da başlayacak Avrupa Futbol Şampiyonası öncesi alınan önlemlere bakılmasını önerdi. Kılıç, "Fransa'da adeta olağanüstü hal var. Ülkenin göbeğinde birçok turistik mekanda asker, polis ağır silahlarla geziyor. Bu terörle mücadeledir. Türkiye de bunu yapıyor" dedi. Almanya'nın 1915 olaylarına ilişkin kararını 'iki yüzlülük' olarak nitelendiren Kılıç, imza atan Türk vekillere de tarihteki olaylar için değil de 3 milyon vatandaşın çifte vatandaşlık hakkı için mücadele etmesi önerisinde bulundu. Kılıç, paralel yapının devletin tek bir hücresinde kalmayıncaya kadar mücadele edileceğini belirterek, yurtlardan ciddi kopmalar olduğunu söyledi.

Gençlik ve Spor Bakanı Çağatay Kılıç, paralel yapının yurtlardan temizlenmesi, terörle mücadelede saha çalışmaları, dopingle mücadele başta olmak üzere Sabah ANKARA’nın  sorularını şöyle yanıtladı: 

İçinde basketbol, voleybol alanı ve halı sahanın olduğu küçük mahalle kompleksi olarak tabir ettiğimiz binin üzerinde tesisi hizmete sunduk. Mesela Samsun'da bir tanesinin açılışını yaptık. Tabii çok farklı illerimizde de bu tür spor tesisleri var. Ayrıca Milli Eğitim ile yaptığımız protokol çerçevesinde okulların spor salonlarının ortak kullanımı ve bulunduğu mahalde hizmet vermesi söz konusu.

 

Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla paralelle mücadele noktasında öğrenci yurtları sorununa da el attık. Kredi Yurtlar Kurumu yatırımlarında ciddi bir ivme oldu. Paralel yapının kullandığı yurtlar tek tek denetlendi. Onların yurt olarak ifade ettiği yerlerden çok ciddi sayıda kopmalar oldu. Bu sene itibariyle de bize olan başvurularda da çok ciddi bir artış var. Bugün yurtların kapasitesi 500 bini aştı. Tarihi bir ivme yakalandı. Yurtlar artık sadece barınma imkanı sağlamıyor. Kariyer çalışmaları da yapılıyor. 

Paralel örgütün ele başı görülen bazı kişilerin tutuklandığını gördükçe tabi saf duygularla gönül vermiş olan vatandaşlarımızın da bunlardan koptuklarına tanık oluyoruz. Gençlerde de özellikle uzaklaşma var. Bu önemli. Bu da onların artık bu yapıyı sürdüremeyeceklerinin sinyallerini veriyor. Devlet artık Milli Güvenlik Kurulu ile Bakanlar Kurulu kararları ile çok farklı bir mücadele içerisinde. Bu mücadele bitmeyecek.

Terörle mücadele kapsamında Başbakanımızın koordinasyonunda rehabilitasyonu da içeren çalışmalar planlandı. Bakanlığımız ilgili bakanlıklarla birlikte bölgenin yeniden inşası ve ihyası noktasında programlar sürdürüyor. Burada özellikle sportif ve sosyal faaliyetlere de ağırlık verilecek. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız da zarar gören binalarla ilgili yeni yerleşim çalışma yaparken bölgedeki il ve ilçelere yeni sportif alanların kazandırılması noktasında özel bir hassasiyetimiz olacak. Özellikle mahalle tipi sahalarımız ciddi ilgi gören bir proje. 

AB, vize muafiyeti için "terörle mücadele kanununuzu gözden geçirin" diyor. Bu hafta, Fransa'da Avrupa Futbol Şampiyonası başlıyor. Fransa'nın göbeğinde bir çok turistik mekânda askerler var, polisler var. Ağır silahlarla geziyorlar. Demek ki bir terör gerçeği var ve bunu kimse göz ardı edemez. Fransa Cumhurbaşkanı terör saldırısının ardından "sınırları kapattım" dedi. Diktatör mü oldu? Bu olağanüstü haldir. Terörle mücadeledir. Türkiye olarak biz de terörle mücadele ediyoruz ve müttefiklerimizden arzu ettiğimiz desteği göremiyoruz.

Avrupa Parlamentosu'nun yanı başında terör örgütü üyeleri çadır kuruyor buna "demokratik hak" diyorlar. Birileri gidip, "Kandil'de yere izmarit atılmıyor" diye haber yapıyor. Ya bu örgüt masum insanları katlediyor? Bu iki yüzlülüktür. PKK Avrupa'da yeterince mücadele edilmeyen bir örgüttür. Önce o çadırlar ne zaman kaldırılacak yanıt versinler. Sayın Cumhurbaşkanımız liste liste isim verdi, istihbarat bilgileri paylaşıldı, kırmızı bültenle arananlar var. Aynı şekilde kırmızı bültenle aranan paralelciler var. Ama bir tavır değişikliği yok. Artık terör örgütü sizin nezdinizde böyleymiş - öyleşmiş kurtulamazsınız.

(Almanya'da doğup büyüyen Bakan Kılıç, 1915 olaylarına ilişkin karara sert tepki gösterdi) Teklifi verenlerin içinde Türkiye kökenli bir milletvekilinin olması düşündürücü. Almanya'da yaşayan insanların oyu ile seçildi. Yüz yıl önceki tarihi olaylarla ilgilenmeye kalkışırken Almanya'daki 3 milyonu aşkın vatandaşımızın insan haklarından kaynaklanan çifte vatandaşlık hakkını verme konusunda geri duruyorlar. Bu insanlar 50 yıldan aşkın süredir Almanya'da yaşıyor. Madenlerde, sanayide, en zor işlerde çalıştılar. 

Bazı Alman siyasetçilerin, Alman Milli Takımı'nda top koşturan Mesut Özil'e karşı ırkçı ayrılıkçı, İslamofobik beyanlarına karşı yeterince ses çıkmıyor. Özil Almanya'nın parçası değil mi? O vekil bu konuda niye sesini yükseltmiyor? Alman Meclisi'nin görevi tarihle ilgili karar vermek değildir. Bu iki yüzlü bir tutumdur. Almanya'da devam eden NSU davasını unutmasınlar. 

Doping sadece Türkiye'nin sorunu değil. Biz bu konuda kendimizle yüzleştik. Çok ciddi çalışmalar yaptık. Türkiye olarak biz sicil notumuz şuan çok iyi durumdadır. Bu konu üzerine gitmeyi bıraktık mı, bu konuda işimiz bitti mi? Hayır. Bizler üzerimize düşen işlerimizi kararlılıkla yapmaya devam edeceğiz.? 2014'te Ulusal Dopingle Mücadele Kuruluşlarının aldığı örneklerin yaklaşık yüzde 0.9'unda yasaklı maddeler saptanmış. yine 2014 yılında Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonu'nun aldığı örneklerin yüzde 2.2'sinde yasaklı madde tespit edilmiş. Bu oran 2013'te yüzde 11'ler civarındaydı. 2015'te ülkemizde tüm spor branşları için bu oran yüzde 1.5'a düşerken bizim için daha büyük önem arz eden olimpik spor dallarında bu oran yüzde 0.9'a indi. Böylece ülkemiz dünya ortalamasını yakalamıştır. Bu da 2013 yılından bu yana dopingle mücadele alanında yapmış olduğumuz başarılı çalışmaların başarılarının açık bir göstergesidir.

Ramazan süresince doktor önerilerini dikkate almak gerekir. Sportif faaliyetleri bırakıp kenara çekilmemek gerekir. Bolca yürüyüş yapılmalı. Anadolu'nun her yerinde spor tesislerimiz var. 'Aileler sporda buluşuyor' projemiz var. Hiçbir şekilde fiziksel aktivite bırakılmamalı.

Muhammed Ali'nin sporcu yönü kadar kişiliği ve duruşu da önemliydi. İnsanlara daha önce görmedikleri bir şeyi yaşattı. Sözleriyle, tavırlarıyla, davranışıyla. Sevgi dolu bir insandı. Vietnam Savaşı'na karşı çıkması ile mücadele ruhunu ortaya koymuştu. Her şeyi elinden alınmasına rağmen geri adım atmamıştı.1960'lardan bahsediyoruz. Müslümanlığı da ayrı... Malcolm X Hac ziyaretini yapıp, ABD'ye dönüyor ve ona şunu söylüyor: 'O bölgedeki insanlar seni çok seviyor. Ama bu sevgi sana aynı zamanda büyük bir sorumluluk getiriyor." İşte o sorumluluğu sonuna kadar hissetmiş ve yaşamıştır.