Bakan Çağatay Kılıç, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimini protesto etmek için Almanya'nın Köln kentinde Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'nin (UETD) öncülüğünde düzenlenen "Darbeye Karşı Demokrasi Mitingi"ne katıldı.

Burada gurbetçi ve Alman vatandaşlara seslenen Bakan Çağatay Kılıç, “Almanya’da bazı makamlar Sayın Cumhurbaşkanımızın sizlerle olan canlı video bağlantısı niyetini mahkemeye taşıyarak engellemişlerdir. Bu karar açıklanması çok zor bir karardır. Türkiye Dışişleri Bakanlığı Alman makamları ile görüşme halindedirler. Bu kararın nedeni konusunda bir açıklama beklemekteyiz. Bir şeyi biz onlara cevap olarak bu meydandan söyledik. Bu meydanda birliktelik ve beraberlik mesajı verilirken iki ülkenin de milli marşı okunmuştur. Türkiye’nin ve Almanya’nın milli marşları okunmuştur. Entegrasyon diyenler daha neyin cevabını beklemektedirler” diye konuştu.

Almanya’da hayata geldiğini belirten Bakan Çağatay Kılıç, “Dolayısıyla Almanya’da söyleyecek sözüm var. Benim ailem gurbetçi kardeşlerim gibi bu ülkeye 15 yılı aşkın süre hizmet etmiştir. Sizler burada dördüncü - beşinci nesil olarak bulunuyorsunuz. Bu ülkenin kalkınmasına ve demokrasisinin gelişmesine en büyük katkıyı verenlerdensiniz. Sizlerin Türkiye ile olan bağlarınız neden bazıları tarafından sorgulanmaktadır? Bu meydandan siz onlara Türkiye bayraklarının yanında Almanya bayraklarını da getirmiş olmakla en büyük dersi veriyorsunuz. 15 Temmuz gecesi Türkiye’de, Türk halkı Dünya’ya demokrasi dersi vermiş ise, sizde burada bir demokrasi dersi veriyorsunuz” şeklinde konuştu.

Mitingin yapıldığı alanda siyasi parti ayrımı olmadığını dile getiren Bakan Çağatay Kılıç,sözlerine şöyle devam etti:

“Bu toplantı öncesi nedeni bilinmeyen şekilde heyecanlananlar olmuştur. Köln Belediye Başkanı heyecanlandı. Bir sıkıntı olur mu diye. Bizim vatandaşlarımızın bir araya geldiği ve bir olduğu yerde hiçbir sıkıntı olmaz. Kendisi sıkışırsa bizim vatandaşlarımıza başvuruda bulunursa, bizim vatandaşlarımız ona yardımcı olur. Burada siyasi parti ayrımı yoktur. Biraz önce Atatürkçü Düşünce Derneği temsilcisi ile görüştüm. Burada MHP, CHP ve AK Parti’yi temsil eden kardeşlerim var. HDP’yi temsil eden kardeşlerim de vardır. Çünkü 15 Temmuz gecesi TBMM bombalandığında tüm milletvekillerimiz oradaydı. Hep beraber bir olarak karşı durdular. Milli iradenin tecelligâhı olan TBMM bombalandığında, bir ve beraber oldular. Burada yine beraberiz. Siyasi partileri, düşünceleri ve inançları farklı olan kardeşlerim burada bir aradalar. Ben sizlerin aranızdan gelen ve gurbette olmanın ne demek olduğunu bilen bir kardeşinizim. Sayın Cumhurbaşkanımız ‘Her şerde bir hayır vardır’ dedi. Bu şerden de bir hayır çıkacak. Bu  terör örgütünün (FETÖ) Türkiye’ye yaşatmak istediği şerden de bir hayır çıkacak. Sizden tek birşey rica ediyorum. Aranıza ayrılık - gayrılık sokmayın. Nasıl burada bir aradaysanız, bir arada olmaya devam ediniz. Birlik ve beraberliğinize hiçbir şekilde halel  getirmeyiniz.”

Türkiye olarak önemli bir dönemden geçtiğimizi ifade eden Bakan Çağatay Kılıç, “Dostlarımızda önemli bir sınav vermektedirler. Türkiye Dünya’ya nasıl önemli bir ders verdiyse, dostlarımız da önemli bir sınavdan geçiyorlar. Bazı şeyleri hatırlatmak istemezdim. Ama burada mahkemenin vermiş olduğu karardan sonra, bazı şeyleri hatırlatmak gerekmektedir. Yıllar önce Almanya’da başlayan ırkçılık davasının ilk duruşmasına gitmiştim. Münih’te devam eden dava hala sonuçlanmadı. Alman makamlarını şunu söylemek istiyorum; Biz de sizler gibi demokrasi, hukuk ve insan hakları değerleri için aynı mücadeleyi vermekteyiz. Terör konusunda da aynı mücadeleyi veriyoruz. Ama sizler aynı duruşu ortaya koymak zorundasınız’dedi.

Almanya Şansölyesi  Merkel’in , darbenin yaşandığı ilk akşam, darbeye karşı yaptığı açıklamada çok net konuştuğuna dikkat çeken  Bakan Çağatay Kılıç,’’ Bu anlamda kendisine teşekkür ederim. Darbeyi kabul etmiyor ve demokratik yollarla seçilmiş cumhurbaşkanı ile hükümetin yanındayız demiştir. Daha sonra farklı siyasi partilerin milletvekilleri ve yerel siyasetçiler tarafından yapılan demokrasi ile insan hakları konularındaki bazı açıklamalar bizi üzmüştür.  Oysa ki 15 Temmuz gecesi bu millet demokrasi, hukuk ve insan hakları için meydana çıkmıştır. Bizler bunlar için mücadele vermekteyiz” diye konuştu.

Türkiye’den Almanya’ya göç eden gurbetçilerin 50 yıldır Almanya’da olduklarını hatırlatan Bakan Çağatay Kılıç, “Alman dostlarımıza şunu hatırlatmak istiyorum; Almanya’nın ulaşmış olduğu refahta bu kardeşlerimizin büyük emeği vardır. Bugünkü Almanya’nın gelmiş ve ulaşmış olduğu refahta bu kardeşlerimizin büyük emeği var. Bunu artık görün ve yeri geldi söylüyorum bize eleştiri getirenler önce sizlere çifte vatandaşlık hakkını vermek zorundalar. Yeri geldiği için söylüyorum. Neden Avrupa Birliği içerisindeki tüm ülkelerin vatandaşları bu hakka sahip de bu ülkeye katkı veren bu kadar kardeşimiz bu hakka sahip değil? Önce bunun cevabını verin. Bizim aramızda ayrılık- gayrılık olsun istemiyoruz biz ama siz bu duruşunuzla birlikteliği beraberliğe yeterince sahip çıkmıyorsunuz ama Allah’ın izniyle olacak. Bugün burada ne kadar sakin, ne kadar huzurlu bir toplantıyı, bir birlikteliği, bir mitingi yaptığımızı tüm Almanya, Tüm Dünya görüyor. Sizlere teşekkür ediyorum. Allah sizden razı olsun. Biraz evvel yağan yoğun yağmura rağmen ayrılmadınız. Rahmet yağmuru altında bir ve beraberiz” şeklinde konuştu.

Alman medyasında bazı basın kuruluşlarının ön yargılı olduğunun altını çizen Bakan Çağatay Kılıç, şunları kaydetti:

“Şimdi bizim burada bazı söylediğimiz sözleri yine cımbızlayacaklar. Alman medyasında ön yargılı olanlara sesleniyorum burada biraz evvel bir Alman, İstanbul’da yaşadıklarını anlattı. Onlara da doğru yer verin. Burada bazı basın yayın organları 15 Temmuz’dan sonra kapak yaptılar dergilerine diyor ki;  ‘Türkiye’de bir zamanlar demokrasi vardı.” Öyle mi? Türkiye 15 Temmuz gecesi darbecilere karşı FETÖ’culara karşı yapmış olduğu direnişle ne kadar kuvvetli bir demokrasisi olduğunu tüm dünyaya ilan etti ama senin gözün bağlıysa, görmüyorsan ben ne yapayım.  Bu millet demokrasi aşığı olduğunu, hukuka değer verdiğini ve insan haklarının yanında durduğunu açıkça ilan etti. Artık bunu sorgulamayın”

Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik süreciyle ilgili de konuşan Bakan Çağatay Kılıç, “Avrupa Birliği’ndeki yöneticilere de bir çift sözüm var. Şimdi çıkıp Türkiye’yi Avrupa Birliği üyelik süreci noktasında eleştiriyorsunuz, cumhurbaşkanımızı eleştiriyorsunuz, başbakanımızı eleştiriyorsunuz. Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin kapısındaki bekletilme süresi 53 sene. Peki Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyelik müzakeresini başlatan kim? Recep Tayyip Erdoğan. Türkiye’nin Avrupa Birliği’yle tam üyelik müzakerelerini başbakanken başlatan sayın cumhurbaşkanımızın ta kendisi. Peki Avrupa Birliği’nin içerisinde Türkiye’ye karşı siyasi anlamda engeller koyanlar o zaman bizim Avrupa Birliği’ne üyelik sürecine engel koymayın dememize rağmen bunu yaptılar. Şimdi çıkmış Türkiye’nin, Avrupa Birliği süreci şöyle olur böyle olur diyorsunuz. Kendinizle çelişiyorsunuz. Siz zamanında bu ülkenin Avrupa Birliği sürecini yavaşlattınız, engellediniz” dedi.

Türk ve Alman vatandaşlarına birlik mesajları da veren Bakan Çağatay Kılıç, “Siz bugün burada bu meydanda Almanya’da da, Avrupa’da da demokrasiye aşık olduğunuzu ilan ettiniz. İnsan haklarına saygılı olduğunuzu, hukukun üstünlüğüne inandığınızı ilan ettiniz ve bunu Türk bayraklarıyla, Alman bayraklarıyla beraber yaptınız. Buradan ayrılırken yine aynı şekilde Alman komşularınızı hiçbir rahatsızlık vermeden sakin bir şekilde evlerimize dağılacağız. Ama bu Türk bayraklarını da, bu Alman bayraklarını da yanımıza götüreceğiz evlerimize asacağız. Biz Türk milleti olarak gittiğimiz her yere barış götüren, sevgi götüren bir milletiz. Komşumuz kim olursa olsun onunla bir olan bir milletiz. Bunu da inşallah anlayacaklar. Hepinize bu güzel katılımınız için, cumhurbaşkanımıza, başbakanımıza, Türkiye’deki seçilmiş iradeye, milli iradeye sahip çıktığınız için teşekkür ediyorum. Allah hepinizden razı olsun. Buradaki Türk ve Alman vatandaşlarımız Almanya’nın asli unsurudur” diye konuştu.

"Darbeye Karşı Demokrasi Mitingi", Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın miting alanında toplananlara gördermiş olduğu mesajının okunması ardından son buldu.

"Darbeye Karşı Demokrasi Mitingi" öncesi A Haber, TRT Haber ve CNN Türk canlı yayınına konuk olan Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, şu açıklamalarda bulundu;

"Darbeye Karşı Demokrasi Mitingi"ne Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın telekonferans yöntemiyle bağlanıp gurbetçi ve Alman vatandaşlara hitap etmesinin Almanya Anayasa Mahkemesi kararıyla engellenmesine ilişkin  soruları cevaplayan Bakan Çağatay Kılıç şöyle konuştu:

 “Sayın Cumhurbaşkanımızın demokrasi ve hukuka sahip olmak için burada bir araya gelmiş olan Türk ve Alman vatandaşlarına seslenmesi engellenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanının, burada kendisiyle görüşmek isteyen hem Türk, hem Alman vatandaşları ile canlı video bağlantısı için bir hazırlık yapılmıştı. Bunun apar topar bir gecede Almanya yerel mahkemesi tarafından engellenmesi en hafif tabiriyle üzücü olmuştur. Diplomatik anlamda da çok şık bir davranış olmamıştır. Bu kararın ne gerekçe ile alındığı konusunda Dışişleri Bakanlığımız, Alman makamlarından bir açıklama beklemektedir. Benim görmüş olduğum bir açıklamadaki gerekçe, gerçekten zorlama bir gerekçedir. Bu konuda çok hızlı bir karar alınmıştır. Alman makamlarının ne kadar hızlı karar alabildiğini de görmüş olduk. Bundan sonra kendilerine vereceğimiz bilgiler doğrultusunda hızlı hareket etmelerini de isteyeceğiz. Türkiye’nin, Almanya’dan iadesini isteyeceği FETÖ terör örgütü üyeleri konusunda talepleri olacaktır. Türkiye’den gelecek talepleri de aynı bu hızda ele alacaklarını düşünüyorum. Terör örgütüyle doğrudan bağlantısı olan ve onlara destek olan kişilerle alakalı Almanya’daki bulunan bu kişilerle ilgili tüm bilgileri Alman makamlarıyla paylaşacağız. Ama buradan Alman makamlarına bir şey hatırlatmak istiyorum. Bildiğim kadarıyla FETÖ terör örgütünün Almanya’da 24 tane okulu var. Bu 24 okulun mali yapısını ve mali hareketlerini Alman makamları tarafından incelenmesi durumunda neler bulabilecekleriyle ilgili herhalde bizim birtakım bilgiler bildiğimiz biliniyordur. Bazıları ‘Biz böyle kanıt olmayan bilgiler doğrultusunda hareket edemeyiz’ şeklinde konuşuyor. Ben buradan kendilerine söylüyorum; okullarla ilgili mali hareketlere bir bakılsın, talimatları verilsin, takip edin demiyoruz. Resmi anlamda araştırmasını yapılsın diyoruz.”

Açıklamalarında Almanya ana akım medya kuruluşlarının ön yargılı yayınlar yaptığını da vurgulayan Bakan Çağatay Kılıç, “Biz her zaman basın özgürlüğü noktasındaki duruşumuzun açık olduğunu söyledik. Basın özgürlüğü ayrı bir şey, hakaret ayrı bir şeydir. Almanya’daki ana akım medya içerisinde Türkiye ile ilgili yapılan haberler gerçekten çok ön yargılıdır. Buradaki katılımcıların Türkiye ile ilgili dile getirdikleri konuların içerisinde gerçekten çok ön yargılı yorumlar var. Özellikle de Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsına yönelik olan ve kabul edilmeyecek ithamlar söz konusudur. Bunları gözden geçirmelerini kendilerine tavsiye ediyorum‘’ dedi.

Türkiye’nin,Dünya’ya demokrasi dersi verdiğini söyleyen Bakan Çağatay Kılıç,’’ Bazıları bunu görmek istememektedir. Eğer bu darbe girişimi başarılı olmuş olsaydı, bir terör örgütünün ortaya koyacağı anti-demokratik ve insan hakları ile bağdaşmayan bir yapı ile muhatap olmak zorunda olacaklardı. Şuanda Türkiye’de seçilmiş bir cumhurbaşkanı ve hükümet görev başındadır. Darbe bastırılmıştır. Türkiye, bu darbecilere karşı tüm kurumları ile demokrasi ve hukuk çerçevesinde çalışmalarını devam ettirmektedir. Biz dostlarımızdan köstek olmalarını değil, destek olmalarını bekliyoruz’’ diye konuştu.

“Avrupa’da ve Almanya’da yaşayan vatandaşlarımız Türkiye’deki gelişmeleri çok yakından takip ediyorlar. FETÖ terör örgütüne karşı burada büyük birliktelik söz konusudur. Türkiye’de meydanlardaki manzaranın aynısı burada da var. Almanya’da yapılan yanlı ve yanlış yayınlara karşı buradaki vatandaşlarımız da tepkilerini ve eleştirilerini açık açık dile getiriyorlar. Aynı zamanda Alman vatandaşlarından da Türkiye’ye bu konuda destek verenler var. Türkiye’deki demokrasi nöbetlerinin aynısı Avrupa ve Almanya’da karşılığını görmektedir.”