27 Ocak 2017
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, NTV ve NTV Spor ortak yayınında spor gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Bakan Çağatay Kılıç, NTV ve NTV Spor ortak yayınında, Doğuş Medya Spor Grup Başkanı Fuat Akdağ, Hürriyet Gazetesi Spor Müdürü Mehmet Arslan, Habertürk Spor Müdürü Halil Özer, Sabah Gazetesi Spor Müdürü Murat Özbostan ve Milliyet Gazetesi Spor Müdürü Tayfun Bayındır’ın sorularını yanıtladı. Bakan Çağatay Kılıç'ın, açıklamaları ise şöyle:
Fuat Akdağ: Wada yönetiminde olmanızla alakalı bir gündem var bugün Usain Bolt’un takım arkadaşında doping olduğu gerekçesiyle madalyası iptal edildi. Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz? Bu doping meselesinin WADA diyor ki, “Sen dopingini yap ben 10 sene sonra 20 sene sonra elinden alırım madalyayı”
Akif Çağatay Kılıç: Tabi WADA konusuna geleceğiz ama bu hafta Türk futbolunun ve spor camiasının büyüklerinden ağabeylerinden İlhan Cavcav’ın vefatıyla üzüldük. Allah rahmet eylesin. Onu da burada rahmetle ve minnetle anıyorum. Mekanı cennet olsun inşallah. WADA konusunda bizim yönetim kurulundaki üyeliğimiz Türkiye adına olan bir temsil ve bunu tek başımıza yapmadık tüm spor camiamızın, sporcularımızın ve emek veren herkesin desteğiyle hayata geçirdik. Maalesef 2012’den sonra ciddi anlamda olumsuzlukla anılmıştık. Bunda tabi zaman zaman kendi hatalarımızda var. Bugün Usain Bolt dediğimiz zaman marka olmuş herkesin tanıdığı ve Rio Olimpiyatları’na giden arkadaşlarımız var orada 60-70 bin kişinin nasıl tezahürat yaptığını gördük. Böyle bir kişinin takımında yer alan ve 2008’de olan bir kural ihlali, dopingten çok yasaklı madde kullanımı veya kural ihlali WADA’nın kullanımında. Doping dediğiniz zaman bu halk içinde ve tüm dünyada performans arttırıcı bir unsur olarak algılanıyor ama sadece o değil. Yasaklı maddeler listesinde olan maddelerin hepsi performans arttırma değil başka sebeplerle kullanılanlarda var. Burada bir kural ihlali tespiti artık 10 senelik bir süreden sonra bulunuyor ve takımın performansını etkilediği için madalyalar alınıyor. İleriye yönelik olarak yasaklı maddelerin bulunması, araştırılması, yasaklı madde kullanan sporcuların itiraf etmesi durumunda ve ona bunu sağlayan, kendisini buna iten kişilerin kim olduğunu paylaşmayı kabul etmesi durumunda atılabilecek adımlar üzerinde konuşuldu benim ilk katıldığım toplantıda. Geçmişe yönelik olarak teknoloji gelişiyor. Sizin bundan son 5-10 sene önce tespit edemediğiniz unsurlar tespit edilebilir hale geliyor. WADA ne yaparsanız yapın eğer kural ihlallerine girerseniz biz bir yerde bunu yakalarız ve siz de bedelini ödersiniz diyor. Numuneler muhafaza ediliyor ve teknoloji, tıp geliştikçe geçmişe yönelik taramalar yapılıyor. Sporcu işin görünen yüzü ama bunun birde altı var orayı açmamız ve kurutmamız gerekiyor. Bununla ilgili çalışmalarda iyi gidiyor. Ama sadece ve sadece Türkiye'de olmuyor. Evet biz bunun olmaması için her şeyi yapalım yapıyoruz da ama dünya içinde de başka yerler maalesef yaşandığını bilmemiz gerekiyor. Spor basınının da biraz daha bizim sporcularımıza karşı acıyın demiyorum ama dünyanın başka yerlerinde olduğunu da bilelim diyorum.
Akif Çağatay Kılıç: Maalesef biz kendi sporcularımızla ilgili o kadar yoğun konuşuyoruz ki dünyanın başka bir yerinde olmuyormuş da sadece Türkiye'de oluyormuş gibi bir algı çıkıyor belli bir noktadan sonra. Ben yayınlamayalım üstüne gitmeyelim demiyorum. Tabi ki sütüne gideceğiz. Ama sporcu bu işin görünen yüzü. Bunun öncesi, kim saplıyor bunları, kim o yöne itiyor?
Mehmet Arslan: 2012 Londra Olimpiyatları bizim açımızdan hiç iç açıcı bir olimpiyat değildi. 2012’den 2016’ya olimpiyatlarda birlikteydik bu sürede ne değişti? Türk sporunda kaç dopingli sporcu vardı nereye getirdik? Eğitimciler özellikle bu noktada ne yaptınız en tür önlemler aldınız?
Akif Çağatay Kılıç: 2013 yılında 1579 kontrol yapılıyor ve bunun sonucunda 176 tane kural ihlali tespit ediliyor. 2014 yılında 1533 kontrol yapılıyor 31’inde ihlal tespit ediliyor. 2015 yılında 2066’ya çıkıyor kontrol sayısı ve 32 kişide ihlal yaşanıyor. 2016 yılında 2503 kontrol yapılıyor 13 ihlal. Yani rakamsal anlamda tarama sayısı artıyor yasaklı ihlal sayısı düşüyor. İstediğimiz noktada değiliz hala daha da iyi olmalıyız. Çok erken yaşta sporcuya bu eğitim verilmesi lazım. Sadece sporcuya değil antrenöre de verilmesi lazım. Bir de antrenörlerle de toplantı yapıyor ve sporcunuzun yasaklı madde çıkması durumunda sizi de hesaba çekeceğiz dedik. Bunu yapmaya başladığımızdan beri işlerin rengi çok değişti. Belki eğitimsizlikten eksik bilgi verdiler ama iyi niyetli olmayanlarda oldu.
"RIO OLİMPİYAT OYUNLARI ORGANİZASYON OLARAK ÇOK İYİ GEÇMEDİ"
Murat Özbostan: Rio Olimpiyatları’nda belli aksaklıklar oldu ve siz biz daha iyisini yaparız dediniz o günlerde. 2024 için bizim olimpiyat adaylık sürecimiz için gelişmeler var müzakeresi yapıldı mı bunun?
Akif Çağatay Kılıç: Rio’da misafir olarak bulunduk ve fazla eleştirmek doğru olmazdı devam ederken. Ama tüm paydaşlar spor camiasında yer alanların hepsi Rio Olimpiyatları’nın organizasyonel olarak çok başarılı geçmediği konusunda hemfikir. Bazı takımların kaybolması, şoförlerin yolu şaşırması gibi. 2024 artık bizim için kapanmış durumda onun adaylık süreci şu anda yürüyor. 2028 ile ilgili olarak en üst noktadaki bir siyasi karardır. Bununla ilgili sayın cumhurbaşkanımız ve sayın başbakanımızla yapılacak olan değerlendirmenin sonucunda kararları veririz. Ama ondan önce yapmamız gereken bazı şeyler var. O da uluslararası spor camiası içindeki lobi faaliyetlerimiz, temsil anlamında, yöneticileri nezdinde Türkiye'nin daha üst seviyede temsili konusunda çalışmamız gerekiyor. Bugün bunun bir örneğini yaşadık. 11-18 Şubat arasında Erzurum’da Avrupa Gençlik Oyunları Festivali yapılacak. Bununla ilgili olarak basınımızda ve uluslararası basında acaba olacak mı olmayacak mı bir sıkıntı var mı diye haberler çıkmıştı. Buraya gelmeden evvel bana bilgisi geldi biz bu yolda bir olumsuzluk yaşamdan devam ediyoruz. Katılımla ilgili olarak bazı çekincelerini dile getirenler oldu, olabilir ama biz devam ediyoruz. Türkiye'nin bir olimpiyatı yapma konusunda hem altyapısı hem birikimi hem de kabiliyeti var. Ama olimpiyatların başvurusunu yapmak belli şeylerin gerçekleşmesinden sonra masaya yatırılacak bir konudur ve en üst noktada siyasi karar gerektirir. Bununla ilgili olarak bizim bunun yolunu oluşturmamız gerekir. İyi bir noktada olduğumuzu düşünüyorum. Türkiye altyapısı, potansiyeli, konumu, tarihi itibariyle çok rahatlıkla olimpiyatları ve paralimpik oyunları yapabilecek bir ülke. Daha önce yaşadığımız bazı olumsuzlukların yaşanmaması için adımların atılması sonrasında karar verilir.
"FEDERASYONLARIN DENETİMİNİ ARTIRACAĞIZ"
Halil Özer: Ben spor yöneticiliğinin başarı ve başarısızlığa karşı bir karşılığının olduğuna inananlardanım. Şimdi bu sene seçimler oluyor olimpiyatlardan sonra ve 34 başkan bu sene koltuğunu korudu 17’si değişti. Ama ben araştırdığımda 34 başkanın arasında inanılmaz başarısız olan başkanlar var. Ben doğrusu sizi de biraz tanıdım ve bu başkanların bu seçimlerde bir daha başkan olacağını hiç düşünmüyordum. Bu arkadaşların başkan olduğunu görünce birazda üzüldüm. Artık bu insanlardan çok katkı geleceğini düşünmüyorum. Bundan sonrası için sizin düşünceleriniz nedir?
Akif Çağatay Kılıç: Olimpik ve olimpik olmayan diye ayırmamız gerekiyor bu federasyonların yönetim ve başkanlarını. Sporcunun yetiştiği yer federasyon değildir kulüpte yetişir sporcu. Federasyon tabiî ki destek olacak yönetilmesi anlamında ve teşvik edilmesi anlamında yönlendirici olacak ama asıl unsur kulüp ve antrenördür. Kalan başkanlar olduğu gibi olimpiklerde aslında yüzde 50’ye yakınında değişiklik var. Burada değişenlerin hangi federasyonlar olduğu da önemli. Bununla birlikte yönetim kurullarının içinde yer alan kişilerin 700 kişiden 450’ye yakını değişti. Bu da dikkat edilmesi gereken diğer unsur. Paralimpik Oyunlar'a gitmeden önce bundan sonraki çalışmalar bunun gibi olmayacak dedim. Şu anda bütçe dönemi yani federasyonlar bize bir bütçe talebinde bulunuyorlar. Ben şöyle bir şart getirdim; bundan sonra bakanlığımıza sunumu yaparken şunu istiyoruz bunu istiyoruz demeyeceksiniz. Şunu istiyoruz çünkü şunu yapacağız, şunu talep ediyoruz çünkü bununla bunu gerçekleştireceğiz. Proje bazlı. İstediğiniz kaynak nereye harcanacak. Bizim para kaynağı bakımından bir sıkıntı yok bunun verimli kullanılmasında sorunumuz var. Denetimler çok daha fazla artacak. Ama sizin paralimpik oyunlarına gitmeden önce yaptığınız açıklamanın kafanızda olanın tümü gerçekleşti mi diye sorarsanız hayır derim. Ama yüzde 80’i gerçekleşti. Bu da fena bir değişiklik değil. Bazı eleştiriler geliyor şurada falanca kişi yönetimde olmuş. Ben baktığım zaman bazı eksiklikler olabilir ama önemli olan sizin o eksiklikleri yönetebilmeniz. Düzeltmezseniz elimizdeki yetkiyi sonuna kadar kullanırız. Siz spora müdahale konusunda dikkatli olmak durumundasınız diyorlar. Benimkisi spora müdahale değildir. Ben şu anda Türkiye Cumhuriyeti devletinin Gençlik ve Spor Bakanıyım. Benim bir sorumluluğum var. Bana emanet edilen bir kaynak var. Milletin ve devletin kaynağı. Bunların takipçisi olmak hem görevim hem sorumluluğum. Tabi bir olumsuzluk başarısızlık olduğu zaman ilk sorulan bu bakanlık ne yapar. Dolayısıyla bana bu soruyu soruyorsunuz ama bende o zaman bana yönetimsel anlamda ve doğru gitmesi için analizini yapıp karar alıp şöyle müdahil olmamız lazım dediğim zaman sen buna müdahale edemezsin demeyeceksiniz. Ağzımızın yandığı oldu mu? Oldu. Bir federasyon başkanı kendi yönetimi altında olan sporcuların Rio’ya gitmesi konusunda eşit imkan sunmadı. Biz bunu tespit ettikten sonra doğrudan müdahale ettik. Doğru kişinin eşit bir yarıştan sonra kim başarılı olursa o gitmesi yönünde. Görevini yerine getirmesi gereken federasyon başkanı bulunması gereken yerde bulunmadığı için itiraz hakkını kullanamadı sporcumuz. Bu bir eksiklik değil mi? Ben buna müdahale ettiğimiz zaman haksızlık mı yapmış oluyorum? Hayır. Benim yaptığım müdahale bazen birilerin koltuğunu kaybetmesine sebep olabilir. Ama müfettiş raporu, teftiş raporu, yapılan araştırma sonucu tespit edilen eksikliğin sonucu bir şeyse hiç kusura bakmayın bundan çekinmeyiz. Spor yöneticilerimiz federasyon başkanlarımız, antrenörlerimiz bir zihniyet değişiminin içine girmiş durumda. Bir federasyon başkanımız 16 yıla yakındır görev yapıyordu yeni bire sporcuyu götürmeye son 2 olimpiyatta muktedir olamadı ve şu anda görevde değil.
Tayfun Bayındır: Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde 4 tane sizden öncede bildiğim 3 tane bakan spor yasası üzerinde çalışma yaptı. 20. Yılına doğru gidiyor ve üzerinde çok az oynanmış bir taslak bu ve bir türlü çıkmıyor. Bu yasa niye çıkmıyor, içinde ne var, kim karşı duruyor, kulüpleri rahatsız eden, sizi rahatsız eden nedir buradaki sıkıntı? Siz önümüzdeki dönem çıkacak mı diyeceksiniz? Allah rahmet eylesin İlhan Cavcav bana demişti ki; "Tayfun ben ölürüm o yasa çıkmaz, görmeden giderim” demişti. Dediği de çıktı valla.
Akif Çağatay Kılıç: Türkiye'de uzun yıllardır gündemde olan şurasında eksik var burasında eksik var denen konuşulan spor yönetimiyle ilgili ve kulüplerin tabi olduğu yasayla ilgili bir müzakere bir istek söz konusu. Bunun tabi çeşitli sebeplerden dolayı biraz uzun sürdüğünü kabul ediyorum. Ama yapılacak olan aslında çok basit bir değişiklik değil. Dolayısıyla kararı aldığınız ve yürüdüğünüz zaman yapılacak olan değişiklikten temel anlamda herkes etkilenecek. Bizim burada en temel amacımız sorumluluk. Kulüp yöneticileri seçiliyorlar ve seçilmiş olan bir yöneticinin de belli noktalarda verilen imkanları kullanma yetkisi vardır. Fakat bunun sınırı nerede olacak. Bugün baktığımızda büyük kulüpler olarak tabir ettiğimiz ve bizi dünyada temsil eden kulüpler bir takım sıkıntılar yaşıyor. Geçen hafta yaptığımız bir görüşmede bana ulaşan bilgi şu anda UEFA ki üst yönetim olarak ortada Türkiye'deki kulüpler ortaya koymuş olduğu finansal yapılardan memnun. Bize bir şekilde müdahale etme ya da değişiklik yapmamızı beklemeyin. Yapmazsanız eğer zaten uluslararası kurallar gereğe sıkıntıya düşeceksiniz. Onun için gelin bunları beklemeden uygulamayalım. Finansal Fair Play kuralları hayata geçtiği için daha bir çeki düzenli gidiyor bazı şeyler. İlhan Başkan aslında bir sporcu yönetimi konusunda sporcu alıp daha sonra satma konusunda güzel örnekler yaşattı. Şu anda Gençlerbirliği’nin borcu yok. Tam aksine kasasında ciddi likiditesi var. Ama tüm kulüpler böyle değil. İlla biz yurtdışından birilerinin bir şey yapmasını mı bekleyeceğiz kendimiz bir şey yapmayacak mıyız? Kendimiz de yapıyoruz ama bazen bir kaldıraç gerekiyor ve o şu anda iyi çalışıyor. Ortaya koyduğumuz yapıda anlaşacağız nokta en üst seviyedeki konsensüsü sağlamak için az bir şey daha sabır. Yaptığımız çalışmalarda ve sohbetlerde eskisine nazaran daha sorumlu hale gelmiş yöneticiler. Bunun sebebi de yaptırımlar çok sert. Ben Samsun milletvekiliyim. Benim kendi şehrimin takımı var inşallah şu anda toparlayacak. Ama geçen sene puanı silindi. Uluslar arası kurallara uygunluk olmadığından ve bir şikayet söz konusu olmadığından. Bu sezonda puanı siline takımlar oldu. Dolayısıyla biz artık bundan kaçamıyoruz artık ciddi ciddi yapmamız gerekir bu işleri konusunda bir iradede geliyor. Bizde de var ama kırmayalım dökmeyelim bir şeyi düzeltirken bir şeyi bozmayalım. Herkesi bir masanın etrafında toplamayı başaralım amacımız bu. İnşallah güzel bir şey çıksın beklediğimize değecek diye düşünüyorum. Burada önemli olan sayın cumhurbaşkanımız sporun içinden gelen bir insan, başbakanımız sporla çok yakından ilgilenip bir çok konuyu müzakere ettiğimiz bizden bilgi istediği kendisine aktardığımız onun bize verdiği talimatlar var. Bu iktidar sporla çok yakın ilişki içinde olan desteklemeye çalışan bir iktidar. Amacımız 2017’de olması. Ama bir yokuşu tırmanırken bir aşağıdan başlamak var bir de ucunu görmek var. Ucunu gördük artık. Mesela yayın ihalesi. Federasyonun yapmış olduğu ihalede çok düşük fiyatlar olacağını söyleyenler vardı. Ama demek ki bir şeyler doğru gitmiş sinyaller alınmış aslında iyi bir sonuçla sonuçlandı.
Tayfun Bayındır: 6222 sayılı yasa var çok konuşulan. Siz de ben de arkadaşlarımda biliyoruz ki 6222 sayılı yasanın uygulanması konusunda çok ama çok büyük sorunlarımız var. Özellikle Anadolu’da yerel savcılar güvenlik görevlileri çok net şekilde görevlerini yapmıyorlar. 6222 sayılı yasanın net şekilde uygulanması için statlardaki kamera düzeni, stat altındaki savcı görevleri, Anadolu’da yapılan eylemlerde haklarında soruşturma başlatılanların hemen salıverilmemesi gibi çok öneli örnekleri yaşadık. Galiba burada bir görev konusunda paylaşım sorunu var.
Akif Çağatay Kılıç: Aslında en çok konuşmamız gereken konulardan birisi 6222’nin uygulaması. Başlangıcında yavaş başladı. Geçen seneler içindeki uygulanmasında bazı eksiklikler oldu. Ama bizim Sapanca’da yaptığımız toplantıda İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve biz bu yasayı uygulamaktan sorumlu üç bakanlık yetkileri bir araya geldi ve nerelerde sorun yaşıyoruz. Yetki sıkıntısı mı var, yönetimsel bir sorun mu var hepsini masaya yatırdık. Bu çalışmada sonuçlandı ve yaklaşık 1 buçuk 2 ay önce üç bakanlık nezdinde sorumlu olan arkadaşlarımız çalışmanın sonucunu getirerek bizlerle paylaştı. Her bakanlık kendi üstüne düşen görev alanlarıyla ilgili arkadaşlarımıza yeni talimatlarımızı ve yapmaları gereken konuları tekrar ilettik. Burada kimi yerde kolluk yakalıyor, adalete teslime diyor maalesef bazı yerlerde dediğiniz gibi savcıların daha dirayetli durması gerektiğini söyledim. Çünkü gitmiş sahaya yabancı madde atmış bunu tespit etmişler getirmişler bir keredir bırak olmaz. Bir tane alman takımının başkanı geldi sohbet ettik konuştuk. Dedi ki, “Bu şiddet olaylarıyla ilgili bir sıkıntı yaşıyor musunuz?” Siz de nasıl dedim. Üç ay önce bir tanesi maytap aldı sahaya atı sahanın kenarında patladı dedi çok büyük sıkıntı yaşadık dedi. Avrupa Futbol Şampiyonası’nda Hırvatistan maçıydı meşaleler yakıldı. UEFA yönetimi bunlar terörist dedi. Bizim de burada konuştuğumuz buydu. Yasadan gelen yetkiyi savcılarda bazen kolluk kuvvetleri de anında kullanmalı.
Halil Özer: Burada bir de bölge milletvekillerinin araya girmesi var onu nasıl önleyeceksiniz?
Akif Çağatay Kılıç: Benim görüştüğüm milletvekili arkadaşlarımız açıkçası bir iki tanesi bizim bir arkadaşımızla ilgili bir şey olmuş bu nedir diye sordular. Bende konuyu açıkladım kendilerine hepsi kusura bakmayın siz neyse yürütün dediler. Holigan dediğimiz, vandal dediğimiz taraftar olmayan bu kişilerin gürültüsü çok çıkıyor. Bundan dolayı çoğunluktaymış gibi algılanıyor. Taraftar olan gönül verdikleri renkleri temsil etmek için gidenler, basketbol ve voleybolda bazı olumsuzluklar yaratmak için harekete geçen bazı gruplar oldu. Stadyumlarda yapamıyorlar artık çünkü. Hemen konuşup gerekli yerlerde basketbol, voleybol ve farklı branşlarda salonlarda önünün alınması konusunda kararlı şekilde üstüne gittik ve bir anda kesildi. Bu işlerin ele başları da var bunları alıp neden işlem yapmıyorsunuz diyorsunuz. Yapılıyor, başladı bu iş. Mekanizma daha iyi çalışmaya başladı daha üstüne gideceğiz.
Halil Özer: Burada toplumda yara olan bir konu var Fenerbahçe otobüsünün kurşunlanması. Hala ortaya çıkmaması enteresan bir durum. Bakanlık olarak takipçisi oluyor musunuz bunun?
Akif Çağatay Kılıç: O kabul edemediğimiz bir terör eylemi. Dolayısıyla onunla ilgili Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı nezdinde takiplerimiz devam ediyor ama konunun bizim açımızdan şeyi bu bir terör eylemi ve bununla ilgili adaletin ve kolluk kuvvetlerinin yaptığı çalışmanın sonucunu bekliyoruz. Önce birileri buydu herhalde denildi ama o olmadığı anlaşıldı ve devam ediliyor araştırma.
"KULÜP YÖNETİCİLERİ HER İSTEDİĞİNİ SÖYLEYEMEZ"
Mehmet Arslan: Önce Süper Lig’den ne kadar keyif aldığınızı soracağım. Çünkü ben kişisel olarak Premier Lig’den daha fazla keyif alıyorum. Çünkü orada kimse kavga etmiyor. Türkiye'de yöneticiler özellikle camialarını arkalarına alabildikleri için alabildiğince rahatlar ve alabildiğince sanki kendilerini kurallardan muaf görüyorlar. Bu noktada sizin kulüplerle, kulüp yöneticileriyle paylaştığınız bir şey var mı?
Akif Çağatay Kılıç: Ben bakanlık görevini taşıyorum şu an üstümde ve bunun kanunları kuralları var bunların dışına çıkamam. Hiçbir yönetici kendisini bağlayan kuralların dışına çıkma hakkına sahip değildir. Çıkan olursa bunlarında görüşüleceği ve yapılacak işlemler konusunda kurallar bellidir. Kurular çalışır ve kararını verir. Bazı şeylerin yasa ve kural gerektirmeyen gerçeklikleri vardır. Bir yöneticinin üzerinde bir sorumluluk vardır. O camialar bizi temsi et, renklerimizi daha iyiye taşı diye destek veriyorlar. Başka şeyler yap veya gidip bir olumsuzluk içinde ol diye değil. Süper Lig kulüpleriyle yaptığımız toplantılarda hep konuşuyoruz bunları. Zaten hepsi bu noktada haklısınız diyorlar. Ama şu kamera var ya o ilginç bir etki yapıyor galiba. Yönetici olarak üzerinizde sorumluluğunuz var ama aynı zamanda yüklediği bir takım görevlerde var. Bazen dilinizi ısırmak zorundasınız. Her şeyi söyleyemezsiniz. Herkes çıkıp her konuda konuşamaz.
Fuat Akdağ: Özellikle futbolda kulüpler bunu bazen yöntem olarak uyguluyorlar. İşler kötü gidiyor ben çıkıp bir açıklama yapayım ortalığı karıştırayım diye düşünen yöneticiler olabilir.
Akif Çağatay Kılıç: Açıklama yaptığınızda, konuştuğunuzda herkes dikkatli olacak. Ama burada spor basınımızın da dikkatli olması lazım. 3 saat 4 saat süren spor değil futbol programları ondan sonra herkesin birbirine o dedi, bu dedi, son dakika filan bunlarda doğru şeyler değil.
Mehmet Arslan: Ermeni cemaatinden bir mesaj geldi size teşekkür ediyorlar. Taksim Spor Kulübü’nün saha problemini çözmüşsünüz size teşekkür ediyorlar iletmiş olayım.
Akif Çağatay Kılıç: O bizim görevimiz. Sayın cumhurbaşkanımızdan öğrendiğimiz, sayın başbakanımızın bize gösterdiği şekilde yapmamız gereken işler. Onu yapmazsak yanlış yapmış oluruz.
Mehmet Arslan: HaberTürk gazetesinde bir haber vardı Meriç Müldür’ün bir haberi. 2008 yılından itibaren futbolda bir FETÖ soruşmasının yolda olduğunu ve büyük bir operasyonun geleceğini ifade ediyordu. Bu konuyla ilgili bilginiz var mı? İkincisi, Türkiye'de bazı yorumcular bazı isimler liglerin yarıda kalabileceğine yönelik ya da durdurulacağına yönelik bir takım ifadeleri seslendirmeye başladılar. Rıdvan Dilmen seslendiren arkadaşlarımızdan biri. Sporun en yetkili ismi olarak sizin bu konuda bir bilginiz var mı?
Akif Çağatay Kılıç: Adalet Bakanlığı'na bağlı olan bir soruşturmayla ilgili açıkçası benim derin bir bilgim yok. Ama sayın başbakanımızın da FETÖ ile ilgili dile getirmiş olduğu bir takım kriterler var onlar çerçevesinde biz de çalışmalarımızı yapıyoruz. Bu FETÖ neredeyse terör örgütüne üye olmuş olan ve terör örgütü olduğu bilindikten sonraki çalışmalarla ilgili hiç birimizin bir soru işareti yok. Açıkçası liglerin durdurulması, müsabakaların sekteye uğramasıyla ilgili benim elimde bir şey yok. Ama sayın cumhurbaşkanımızın, sayın başbakanımızın ortaya koymuş olduğu bir duru var. Bununla alakalı milletimizin de beklentisi var. Biz onun gereğini yapıyoruz. Biz bakanlığımızda yüzde 95’ini bitirdik diyebilirim. Zaten 17-25 Aralık saldırılarından dolayı aldığımız görevden sonra ilk görevimiz oydu. Ciddi anlamda bir temizlik olduğunu söyleyebilirim. Toplam olarak görevden uzaklaştırılan kişi sayısı 2 bin civarında ama merkez teşkilatından 350 civarında bir uzaklaştırma söz konusu. Tabi buna bir eklenmede olabilir. Geçenlerde bir iade yapıldı.
Murat Özbostan: Türkiye'de özellikle hakem hataları herkesin dilinde. Hatta Fenerbahçe kulübü başkanı sayın Aziz Yıldırım sizi göreve çağırdı “Türkiye'de hakem terörü var” dedi. Bu hakkında ne düşünüyorsunuz? Sayın Yıldırım Demirören’de video hakem uygulamasına geçeceklerini açıkladı. Bu konuyla ilgili de düşüncenizi merak ediyorum.
Akif Çağatay Kılıç: Sayın Demirören Mart ayı itibariyle deneme süreçlerine başlayacaklarını ve oradan alınacak geri dönüşümle olup olamayacağı konusunda bir araştırma olacağını dile getirdi. Bu tabi TFF’nin sorumluluk alanı içinde olan bir konu. Bizim bununla ilgili ancak görüşmeler noktasında telkinlerimiz veya yapılması gereken önerilerimiz olur. Bu noktada hakem hatası bir hatadır. Hata kasıtlı yapılıyor o art niyettir. Dolayısıyla yapılan bazı açıklamalar bizi üzüyor. Ama hakem hatalarının en aza inmesi gerekiyor ki bu noktada farklı anlamda polemik ortaya çıkmasın. Futbol seyrederken daha fazla zevk aldığım zamanlar oldu. Futbolun kalitesi anlamında, sporcularımızın, teknik adamlarımızın daha iyi olmaları gerektiğini düşünüyorum. Ama sahadaki gerginliklerle ilgili geçen sezonlara nazaran daha iyiyiz.
Fuat Akdağ: Ama bu seferde seyirci sayısı azaldı. Bu konuda ne diyeceksiniz?
Akif Çağatay Kılıç: İstanbul’daki büyük takımların maçlarındaki seyirci rakamlarına bakarsak ki bir derbide stat dolmadı. Dolmadı derken tabi yer vardı yani. Taraftarlarını stada getirmek kulüplerin işidir. Bunun maçın önüne, arkasına konacak bir sosyal faaliyet onun için yeni açtığımız statlar için hep 15 günde bir maç yapılacak stadyumlar değil bunlar. Hem bir sosyal tesis, hem bir spor tesisi olarak her gün yaşayan ve 24 saat hareketli olan statların olması gerekiyor. Taraftarlarını stada getirmek için kulüplerinde kafa yorması gereken bir şeydir.
Halil Özer: Ama statları yapan sizsiniz ve dolup dolmaması sizi bir yerde ilgilendiriyor. Son zamanlarda düşül var ama ben yapılan yeni statlar için kapasitelerinin çok üstünde olduğunu biraz fazla olduğunu düşünüyorum. İzmir ve Ankara’da niye statlar yok? Birde hal böyleyken seyirci gelmezken bu hafta biliyorsunuz Kayserispor-Fenerbahçe maçı var. Fenerbahçe taraftarında bilet başına 150 TL fiyat istendi. Bir yandan uğraşıyorsunuz siz dahil statlar dolsun diye bir yandan böyle davranışlar var. Bakanlık olarak müdahale edemiyor musunuz?
Akif Çağatay Kılıç: Stadyumlarla alakalı Türkiye'de yapılan stadyum hamlesi sayın cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde başlayan bir süreçtir. Şu anda dünyada bir tek ABD bizim önümüzde. İzmir’le ilgili belli bir sürece girdi işe ve yürüyor 3 işle ilgili. Alsancak ile ilgili proje hazırlandı ihale aşamasına geldi hatta yakın zamanda temel atmasını gerçekleştireceğiz. Karşıyaka, Göztepe stadyumlarının neden geciktiği konusunda ben burada yeniden bir gündem açmak istemiyorum ama neden geciktiğini herkes biliyor. Dolayısıyla burada yerel yönetimle merkezi yönetim arasında da böyle bir yaptırmayız noktasında hareket ederse yerel yönetim böyle gecikmeler olabiliyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi ile sorun yaşadık ama artık aşıldı. O zaman kendisi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı bunların farklı yerlerde yapılması konusunda bir talepte bulunmuş ama dava yoluna gitmesi tabi olayı sıkıntıya soktu. Kayseri örneğinde de kulüplerin misafir seyirci ile ilgili fiyat belirleme yetkileri var. Ama federasyon nezdinde çözebileceklerini düşünüyorum. İşte seyirci çekme konusunda kulüplerinde sorumlulukları var. Bunu da unutmamak gerekir. Ankara’da proje aslında çok güzel bir noktaya geldi. Yeri konusundaki kararı verip yürüyeceğiz. İki opsiyonlu bir alternatif var orada. Mahalle tipi sahalarımızdan Ankara’ya 50 tanesini yapmak için Büyükşehir Belediye Başkanımızdan yer istedik. Mahalle arasına taşıyacağımız artık Türkiye'de sayısı 1300’ü geçmiş olan tesislerden 50 tanesini Ankara’ya kazandıracağız.
Fuat Akdağ: Statlarda kulüplerin diğer branşlarla ilgili aktiviteler yapmasını da öneriyorsunuz. Peki özellikle futbolda öne çıkmış kulüpler diğer branşlarla ilgili aktiviteler konusunda ne aşamadalar?
Akif Çağatay Kılıç: Yeri gelmişken buradan maliye bakanımıza teşekkür etmemiz lazım. Bir proje başlattık kulüplerimizin amatör branşlara yaptıkları harcamalardan kesilen vergilerin alınmaması konusunda veya iade edilmesi konusunda bir fikir birliğine varıldı. Önümüzdeki hafta karara bağlayıp yürüyeceğiz. Bunu bekleyen çok kulüp var. Önümüzdeki olimpiyatlara hazırlığımızı yaparken kulüplerimize branş branş sorumluluklar vereceğiz. Onlarda biz hazırız dediler.
Tayfun Bayındır: Milli Eğitim Bakanlığı'yla da projelerinizin olduğunu biliyorum. Türkiye'de çok ciddi bir spor bursu sorunu var. Türkiye'de niye doğru biçimde mantıklı biçimde üniversitelerimiz spor bursu vermiyorlar?
Akif Çağatay Kılıç: Milli Eğitim Bakanlığı ile yaptığımız protokol çerçevesindeki hazırlanması gereken bir yönetmeliğimiz vardı. Bu yönetmelik son noktaya geldi bitti diyebileceğimiz bir noktaya geldi. Bunun içinde YÖK ile yaptığımız görüşmede üniversite hayatına devam edecek olan sporcularımızın üniversiteye geçişleri konusunda belli destekler ve ayrıcalıkların verilmesi kararlaştırıldı. Diğeri okullarda öğrenci olarak bulunan sporcularımızın kendilerini müsabakalara hazırlarken ve antrenörlerimizin hazırlık aşamasındayken yaşadıkları bazı sorunlar vardı. Biz protokolle onu da hallediyoruz. Almanya’da şu anda 2020 Olimpiyatları için hazırlanan bir yüzücü gündür antrenman yapıp akşam okula gidiyor. Bu bir kişi var. Biz bunları yapacağız Türkiye'de işte. Milli Eğitim Bakanlığı'mıza diyeceğiz ki bizim sporcu havuzumuzda bulunan sporcularımız bunlar ve bunlar için destek istiyoruz. Tabi ki performansları takip edilerek bir takım özel eğitim görmeleri konusunda imkanları sağlarız dediler. Çünkü okulla sporun arasına sıkışmayacak sporcumuz ve kendisini hazırlayabilecek. Bazı yerlerde bizim tesisimiz var bazı yerlerde okulların tesisleri. Eskiden okul bitti kapılar kilitlenirdi artık böyle bir şey yok.
Fuat Akdağ: Türkiye'deki antrenör potansiyelini nasıl değerlendiriyorsunuz.
Akif Çağatay Kılıç: Daha iyi olmamız gerekiyor.
Tayfun Bayındır: Dünyada futbol dışında 6 tane çok önemli kurum var çatı kurum. Bunların 3’ünde bizim temsilcilerimiz var. Sizin WADA’ya seçilmenizde çok önemli. WADA’ya seçilmek gibi bu kadar zor bir işin altına elinizi soktunuz. Diyelim ki olası bir bakanlık değişiminde veya bakanlıktan ayrılmada WADA’daki görevinize devam eder misiniz yoksa bırakır mısınız?
Akif Çağatay Kılıç: Biz bu görevi Türkiye adına ifa ettiğimiz için onun kuralları neyse bakılır ona göre karar verilir.
Mehmet Arslan: Bundan birkaç önce sayın Fatih Terim’in önderliğinde TFF’de bir hamle başlatıldı. Özellikle altyapılarda çocuklara uygulanan tacizler ve şiddet konusunda. Türkiye'de sporun politikasına yön veren bir kurum olarak bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Akif Çağatay Kılıç: Bir kere bununla ilgili her türlü önlemi en katı ve en acımasızca alırız. Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı'mızın desteğini aldığımız zamanlar oluyor ama aynı zamanda bizim kendi yapımız içinde görevli olan arkadaşlarda var. Bazen denetleme olduğunu bilmeden denetleniyor arkadaşlar. Ama çok şükür yaptığımız çalışmalarda büyük olumsuzluklarla karşılaşmadık. Bazı şeyler tabi ki bizimde kulağımıza geliyor ama hemen üzerine gidiyoruz. Konuşulması bile üzücü bir konu. Aldığımız en küçük duyumu dahi masaya yatırıp üstüne gidiyoruz.
Murat Özbostan: Spor yapmaya imkanınız oluyor ve neler yapıyorsunuz?
Akif Çağatay Kılıç: Çok az imkanı oluyor. Bazen yüzme yapıyorum aslında onu düzene sokmam gerekiyor ama henüz düzene sokamadım. At binme konusunda şeyimiz var ama istediğim kadar yapamıyorum onu. Ama kızlarım o açığı kapatıyorlar benim için. Onun dışında yürüyüş yapma konusun bazen imkanımız oluyor. Açıkçası çok düzenli yapamıyorum.
Fuat Akdağ: Uluslararası spor organizasyonları konusunda çok fazla organizasyon mu yoksa nokta atışı önemli organizasyonların Türkiye'de yapılması mı?
Akif Çağatay Kılıç: Nokta atışı organizasyonlar Türkiye'nin spor camiasına sporcularına katkı sağlayacak organizasyonlar, Türkiye'nin uluslar arası algısına katkı sağlayacak organizasyonlar ve organizasyonlarımızı yaparken tabi Türk misafirperverliğini göstereceğiz ama uluslararası normlar içinde ortada olan normları kullanacağız. Bazı örnekler vermek gerekirse, Erzurum’da 11-18 Şubat’ta EOF var. Daha sonra 19-21 Mayıs’ta THY Avrupa Ligi dörtlü finali İstanbul’da yapılacak. Samsun’da 18-30 Temmuz İşitme Engelliler Olimpiyatları olacak. Yine 31 Ağustos 17 Eylül’de Avrupa Basketbol Şampiyonası’nın finalleri, 53. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu, Vodafone İstanbul Maratonu ve 2021 İslam oyunlarıyla ilgili adaylığımız ortaya kondu bir aksilik olmazsa yapacağız. Ve 2023’ye FİBA Dünya Kupası’nı tekrar Türkiye'de yapmak istiyoruz.
Halil Özer: Ben Türkiye'nin son iki olimpiyatta başarılı olduğunu düşünmüyorum. Bir de tarihimize baktığımız zaman Türkiye güreş, halter, tekvando, atletizm, judo ve boksun dışında hiçbir branşta madalya alma başarısı gösterememiş. Bu başarısızlığı nasıl gidereceksiniz, bu yeni spor dallarında madalya alma konusundaki projeleriniz nedir?
Akif Çağatay Kılıç: Olimpiyat hazırlık merkezlerimizle yaptığımız çalışmalar ve onların yeniden düzenlenmesiyle ilgili yaptığımız adımlarla ve milli eğitimle yaptığımız bu protokol. Sporcularımızın yada spor yapmak isteyenlerin okul ve sporun arasına sıkışmamalarını sağlayacak önlemleri alıp yürüyeceğiz. İstediğimiz başarıyı elde edemedik ama Rio’da bazı sinyaller aldık. İlk kez katıldığımız branşlar var. Okçulukta iki kardeşimiz Rio’da çok büyük potansiyelleri olduğunu ortaya koydular. Jimnastikte Tutya ve Ferhat bu noktada büyük bir başarı ortaya koydular. Bunlar eklenecek. Burada sihirli bir şey yapmamıza gerek yok çocuklarımızın önünü açıp doğru eğitimleri almalarını sağlayalım yeter. Madalya sonuçtur sebep değildir. Bizim burada sıkıntımız vardı. Ama en önemli sıkıntı eğitim hayatıyla spor hayatının eşit ilerleyememesi. İşte bu protokol bunu giderecek. 2020 çok farklı sonuçları koyacak ortaya 2024’e de çok daha farklı gideceğiz. Paralimpik oyunları ilk kez takım halinde altın madalya kazandık. Orada emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Paralimpik komitelerin yapmak istedikleri uluslar arası kamplar vardı buradan açıklayayım bu konuda onlara destek vermeye başladık. Paralimpik sporcular çok büyük emek ortaya koyuyor.
Tayfun Bayındır: Dünyada dopingle yakalanmış sporculara büyük bir dışlama var. Türkiye dışında ikinci veya üçüncü bir hakkı kolay kolay vermiyorlar. Bizde dopingle yakalanmış bir çok sporcu cezasını çektikten sonra bir daha yarışıyor ve bir daha yakalanıyor. Bunu ne kadar etik buluyorsunuz? Acaba dopingle yakalananların önünü bir şekilde kesmek gerekir mi? Ama bence asıl soru çok ciddi bir ilaç satış, spekülasyon, antrenörler, sporcular arasında Ankara’da birkaç merkez söyleyebilirim, İstanbul’da da söyleyebilirim. Bunun niye bir türlü önüne geçemiyoruz?
Akif Çağatay Kılıç: Burada uygulanan cezalar uluslar arası federasyonların kuralları. Şimdi zaten belli şeyler belli zaman sonra kendi yolunda farklı bir yere gidiyor. İkinci bir şansı tanımak konusunda insanlara adım atabilirsiniz her zaman hayatta ama zaten şu anda aldığınız ceza sizi o ikinci şansa gitmekten uzaklaştırıyor. 4 yıl spora ara verecek olan bir kişi dönmesi kolay olmayabilir. Ankara’daki veya farklı illerdeki merkezler artık eskisi kadar rahat değiller. Hatta hiç rahat değiller. Hem gümrük Ticaret Bakanlığımız hem Sağlık Bakanlığımızla yaptığımız çalışmalar sonucunda ve İçişleri Bakanlığımızla çalışmalarımız var. Öyle gidip bir yerlerde gizlice yaptıklarını zannediyorlarsa o iş öyle değil. Zaten hem antrenörün hem sporcunun hem da on sağlayıcı olanın artık cezai duruma düşmesinden dolayı rakamlar ortada. Ama bazı branşlarda bazı şeyler maalesef istemediğimiz şekilde cereyan ediyor onları ayrıca masaya yatıracağız. 2016 Rio Olimpiyatları’na gidemediler.
Mehmet Aslan: İllegal bahis konusuyla ilgili bakanlığınızın bir önlemi, adımı var mı?
Akif Çağatay Kılıç: Türkiye'deki bahis konusuyla alakalı yetkili kurum bellidir. Bunun dışında burada İçişleri Bakanlığımıza ve bakanımıza ayrıca teşekkür etmek istiyorum biz yakın zamanda özel bir çalışma başlattık. Bu merdiven altı diye tabir ettiğimiz yasadışı bahis diye bildiğimiz konularla ilgili özel bir çalışmanın içindeyiz. Uluslararası boyutuyla ilgili de çok ciddi bir işbirliği var. Çünkü terörü finanse eden bir tarafı var bu işin. Oradan da artık ciddi anlamda destek almaya başladık. Yakın zamanda göreceğiz ki bunlar çil yavrusu gibi dağılacaklar.