AA Editör Masası'nın konuğu olan Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
Bakan Çağatay Kılıç, yeni anayasa paketiyle ilgili çalışmalarını tamamladıklarını ve halkın kararı için referandum sürecinin başlayacağını ifade etti. "Anayasa değişiklik paketini sunarken, AK Parti olarak tüm milletvekillerimizin imzasıyla bu değişiklikle ilgili teklifimizi verdik" diyen Bakan Çağatay Kılıç, "Buna Milliyetçi Hareket Partisinden destek geldi. Bu süreci tüm Türkiye'nin takip ettiği gibi sonuçlandırdık. 330 ile 367 arasındaki referandum gerektirecek sonuç da olsa daha fazlası da olsa, referandum gerektirmeyecek sonuç da olsa bunun halka sorulması, milletimize götürerek kararın verilmesi konusunda iradeyi ortaya koymuştuk." diye konuştu.
TBMM'de yaşanan süreçte olumsuz olayların meydana geldiğini ve milletinin kürsüsünün işgal edilmeye çalışıldığını belirten Bakan Çağatay Kılıç, şöyle devam etti:
"Meclisteki müzakereler esnasında yaşanan bazı üzücü olaylar da oldu. Bunları milletimiz değerlendirecektir. Milletin olan kürsünün işgal edilmeye çalışılmasıyla ilgili olan yaklaşımın milletimiz tarafından çok iyi değerlendirileceğini düşünüyorum. Milletimizin kararı bizim başımızın üstündedir. Milletimiz bugüne kadar vermiş olduğu tüm kararlarda her zaman siyasetin kilitlediği noktayı açmıştır."
TBMM'nin bu ülkenin en önemli kurumlarından bir tanesi olduğuna dikkati çeken Bakan Çağatay Kılıç, "15 Temmuz gecesi hiç çekinmeden, utanmadan, sıkılmadan kendi savaş uçaklarımızla yani milletin alıp emanet ettiği uçaklar, TSK içine sızmış olan hainler tarafından kullanılarak Türkiye'de meclis bombalandı. Dolayısıyla bizim Gazi Meclisimize herhangi bir şekilde sahip çıkmamak gibi düşünce içerisinde olmamız mümkün değil. Türkiye Cumhuriyeti, anayasasında yer alan demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Demokratik bir hukuk devletinin gereği de yasalar üzerinden yürütülüyor olmasıdır. Bu yasaları kim yapıyor, TBMM yapıyor. Bunların anlatımını yapacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Referandumda anayasa paketinin kabul görmesi durumunda yargının bağımsız olarak görevine devam edeceğini anlatan Bakan Çağatay Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ne mahkemelerin kaldırılması söz konusu ki böyle bir şey düşünülemez, dile getirmek dahi abesle iştigaldir. Bu eleştiriler çok yersiz. Bize yapılan yorumlar olumlu. Biz hiçbir zaman ikna odaları kurmadık. Hiçbir zaman da bunu yapmayacağız. Biz hep özgürlüklerden, demokrasiden yana olduk. Fikir hürriyeti çerçevesinde fikrini beyan edip bir şiir okuyan seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, mahkemelerin verdiği karar doğrultusunda görevinden alınıp, Pınarhisar'a istirahata gönderilirken demokrasi diyenler, özgürlük diyenler, seçim hürriyeti diyenler ne diyordu? Tamam bir kısmı destek veriyordu ama 367 garabetini ortaya koyan zihniyet ve yaklaşım, o zaman da 'iyi oldu' 'yasaklansın' 'muhtar bile olamaz' diye manşetler atanlar vardı. Aynı dönem içinde baktığınızda özgürlükler açısından kısıtlanmış, eğitim hakkını kullanamayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları vardı. İnancı gereği giydiği bir kıyafet ve kullandığı bir başörtüsü nedeniyle eğitim hakkından mahrum edilmesine kadar demokrasiden, hukuk ve sosyal devletten uzakta yaklaşım, laiklikten de uzakta yaklaşımlarla karşı karşıya kalındı."
Milletin o günlerde böyle bir gündemi olmadığını ve suni bir gündem yaratıldığını dile getiren Bakan Çağatay Kılıç, "Başörtüsü ile üniversiteye giden gençlerimiz olursa devletin temelleri sarsılır deniyordu. Şu anda devletin temelleri mi sarsıldı yoksa devlet daha da mı güçlendi? Hiç kimsenin başka bir kimsenin giyimine karışma hakkı yoktur. Yaptıklarımız bunların tezahürüdür ve yansımasıdır. Farklılıklar, bizim zenginliklerimizdir. AK Parti iktidarları döneminde kim gidip de 'şunu yapamazsın, bunu yapamazsın' demiş. Böyle bir şey yok. Bunun acısını yaşamış bir iktidarız. Bu değişiklin karşısında olanlar da fikirlerini açıklayacak. Kararı millet verecektir. Biz millete güveniyoruz. Millete güvenmeyenler var ki farklı noktalarda durmaya çalışıyorlar. Bu kararın Türkiye'nin geleceğine iyi şeyler getireceğine inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, rejim konusunun dile getirilmesi nedeniyle şaşkınlık yaşadığını belirterek, şöyle devam etti:
"Anayasada kanunlar bellidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluşu itibarıyla ortaya konan ilkeler doğrultusunda rejimimiz zaten bellidir. 1923'ten beri Türkiye Cumhuriyeti, bizim bin yıllı aşan devlet geleneğimizin bugünkü son halkasıdır. İnşallah ilelebet payidar kalacaktır. Biz Cumhuriyetin 100. yıl hazırlıklarını başladık. 2023'teki hedeflerimizi ortaya koyarak yürüyoruz. Bugün rejim tartışması olduğunu söylemek nedir, sadece konuyu saptırmaya çalışmaktır. Sayan Başbakanımız 'anlatmaktan dilimde tüy bitti' dedi ama Sayın Kılıçdaroğlu anlamak istemiyor. Aslında anlıyor, demek ki kabul etmek istemiyor, ben böyle görüyorum. Bugün Türkiye'de rejim tartışması var demek tamamen temeli olmayan bir iddiadır. Bizim anayasa değişikliği paketi içinde Türkiye Cumhuriyeti rejimi ile alakalı hiçbir öneri yoktur."
Bakan Çağatay Kılıç, 18 yaşına gelmiş bir kişinin hukuken sorumlu olduğuna dikkati çekerek, "Gençler, 'evet bizim de burada hakkımız var' diyor. Bu hak illa her zaman kullanılacak diye bir şey yok. Bu hakkın demokrasi çerçevesinde sizde olması dahi size bir güç verir. Dünya üzerinde 57 ülkede seçilme yaşı 18, Türkiye'de neden olmasın. Biz gencimize mi güvenmeyeceğiz. Her konuda gencimize güveniyoruz." şeklinde konuştu.
"Git oyunu kullan ve ülkenin geleceği ile ilgili sözünü söyle, seni temsil edecek vekillerini git seç. Seçimden önce bunu söylüyoruz ama onu yapmasını kabul etmiyoruz, bu olmaz. İktidara geldiğimizde seçilme yaşı 30'du. Sayın Cumhurbaşkanımız o zaman Başbakan olarak 'bunu düşürmemiz gerekir' demişti. O zaman da 18 yaşını telaffuz etti ama 25 yaşta mutabık kalındı. 18 yaşa düşürdüğünüzde sanki TBMM 18 yaşındaki genç arkadaşlardan oluşacakmış gibi bir tartışmalar ortaya konuyor. Toplumun tüm katmanlarının temsil edilmesi açısından orada daha genç kardeşlerimizin yaş itibarıyla olmasında ben de bir sakınca görmüyorum. Genç arkadaşların bu hakkı elde etmesinden Gençlik ve Spor Bakanı olarak çok mutluyum. Referandum daha sonuçlanmadı ama. Fatih Sultan Mehmet 21 yaşında İstanbul'u fethetmiş. 15 Temmuz gecesi Sayın Cumhurbaşkanı'nın çağrısına kulak veren çok sayıda gençlerimiz vardı. Seçilme hakkına gelince hakkı onlara teslim etmek gerekiyor."
Bakan Çağatay Kılıç, gençleri terör ve kötü alışkanlıklardan korumak amacıyla bakanlığının tedbirler almaya devam ettiğini ve bunda da en büyük faktörün gençlik merkezleri olduğunu söyledi.
"Gençlerimiz milletin sunduğu imkanları sonuna kadar kullansınlar" diyen Kılıç, "Gençlik merkezlerimizde gençlerimizle ilgili olarak çok ciddi anlamda faaliyetler yapıyoruz. Gençlik merkezlerinden 1,5 milyon kişi yararlanıyor." dedi.
Gençlerin ülkesine katkı sağlayacak bireyler olması gerektiğini ve kendilerini geliştirmelerini isteyen Bakan Çağatay Kılıç, şöyle konuştu:
"Muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak için neler yapıyoruz? İnsanların tuhaf şeylerle beyinlerine girmeye çalışanlara karşı bizim de yapmamız gereken şeyler var tabi ve yapıyoruz da. Gençlik merkezlerimiz var. Bununla ilgili olarak çok ciddi anlamda burada faaliyetler yapıyoruz. Bu faaliyetlerin hepsi gönüllülük esasına dayalı. 15 Temmuz'dan sonra başlattığımız bir projemiz var. 'İçimizdeki kahramanlar' olarak adlandırdığımız "Tecrübe konuşuyor" isimli bir programımız var. Tüm illerimizde bunu yapıyoruz. 15 Temmuz gecesi darbecilere karşı kendisini ortaya koyan ve çağrılara cevap verenler tecrübelerini paylaşıyorlar."
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının terörden zarar görmüş olanlarla ilgili çalışmalarına dikkati çeken Bakan Çağatay Kılıç, "Terör örgütünün zarar vermiş olduğu bölgelerdeki yeniden imar çalışmaları içerisinde konut ve yeni yaşam alanları inşa etmek üzere bakanlığımız büyük bir proje başlatmış durumda. Bize de burada spor alanları ve gençlik alanları bırakıyorlar. Biz buralara hem spor tesisi, hem de gençlerimizin kullanabileceği farklı tesis inşa edeceğiz. Bin 300 adet mahalle tipi voleybol, basketbol ve futbol sahası yaptık. Bir yıl içerisinde bunu yaptık." diye görüş belirtti.
Gençlik merkezlerinde çok farklı dillerde eğitim verdiklerini belirten Bakan Çağatay Kılıç, şu ifadeleri kullandı:
"Çince'den, Japonca'ya kadar diller var. Portekiz ve İspanyolca dünya üzerinde en çok konuşulan diller. Gençlik kamplarında farklı illerden gençler kaynaşıyor. Bu sene 60 bin genç faydalandı. Bunu yılın 365 gününe yayacağız. 'Gençler asla unutmaz' projesi başlattık. TBMM'nin bombalanması, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve Genelkurmay önünde yaşanan olayları görmelerini istiyoruz. Sırtını siyasi parti olarak teröre dayayan ve bunu itiraf edenler var. Bunlar ayrımcılık yapıyorlar. Terörle ilişkisi olanla bizim işimiz olmaz. Sarıkamış'taki kayak tesisini bir gecede yaktılar, bir ayda toparladık. Gençler, gençlik merkezine büyük katılımlar gösteriyor. Gençlik merkezlerinden 1,5 milyon kişi yararlanıyor."
Bakan Çağatay Kılıç, elektronik biletin (e-bilet) devreye girmesiyle futboldaki şiddet olaylarında ciddi bir düşüş yaşandığını belirterek, "Lig maçlarına baktığınızda, meşaleyi çok nadir görüyoruz. Olumsuz anlamda tezahüratlarda çok ciddi manada düşüşler söz konusu. Sahaya girme olaylarını lig maçlarında artık neredeyse görmüyoruz." dedi.
-“Statlara, salonlara gelip holiganlık yapanlar Türk futboluna, sporuna zarar veriyor. Bunları ayıklayacağız”
Ziraat Türkiye Kupası'ndaki Beşiktaş-Fenerbahçe derbisinde e-bilet sisteminin uygulanmadığına dikkati çeken Bakan Çağatay Kılıç, kupada da bu konuyla ilgili düzenleme yapılması noktasında çalışıldığını dile getirdi.
Seyirci ve holiganı ayırmak gerektiğini vurgulayan Bakan Çağatay Kılıç, görüntüleri izlediğinde çok üzüldüğünü aktararak, "Derbi maça gelen misafir takım taraftarları otobüsün camını indiriyor. Bunlar taraftar değil. Buradan açık açık söylüyorum, bunların statta yeri yok. Takımına gönül verenlerin, başımızın üstünde yeri var. Statlara, salonlara gelip holiganlık yapanlar dışarı. Bunlar takımlarını desteklemiyor. Türk futboluna, sporuna zarar veriyor. Bunları ayıklayacağız. Hepsinin hakkında hukuki işlem yapılıyor. Onlar kurtulduklarını zannediyorlar, öyle değil o iş. Sahaya atlayan kişi de adaletin önünde hesap verecek." diye konuştu.
-“Bakanlığımızın müfettişleri görevlendirilmiş durumda”
Bakan Çağatay Kılıç, derbiden sonra yaşanan olaylarla ilgili de çalışmaların yürütüldüğünü belirterek, şöyle konuştu:
"Maçtan sonra yaşanan bazı olaylar var. Soyunma odasına giden koridorlarda olduğu hem iddia edildi hem de bazı tespitlerle ortaya çıktı. Bunu asla kabul etmiyoruz. Bakanlığımızın müfettişleri bu konuyla görevlendirilmiş durumda. Orada ne olduğunu inceliyorlar. İşin hukuki, adli tarafı zaten yürürlükte. Biz de orada yaşanan olayların ne olduğunu, ne bittiğini öğrenmek ve yerinde tespitler yapmak üzere müfettişlerimizi görevlendirmiş durumdayız. Hiç ayrım yapmıyorum. Hangi takımın yöneticisi, sorumlusu veya hangi takımdan olduğunu iddia eden kişi oraya girdi, bunları yaptı bilmiyorum şu an. Önümde resmi rapor yok. O gelecek bakacağım. Elimizde bazı bulgular tabii ki var ama şimdi bunları burada dile getirmek benim açımdan doğru olmaz. Tespitlerle konuşmam lazım ama orada bir şeyler yaşandı."
- "Herkes sorumlu davranmalı"
Bakan Çağatay Kılıç, sahalarda üzücü olayların yaşanmaması için futbolcudan, teknik direktöre, kulüp başkanından yöneticilere kadar herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğinin altını çizdi.
Gençlik ve Spor Bakanı olarak sorumluluğunun, genel politikalarla ilgili noktaların düzenli bir şekilde işlemesini sağlamak olduğunu ifade eden Bakan Çağatay Kılıç, kulüp başkanı ve yöneticilerden maç sonunda sağduyulu davranmalarını istedi.
Bakan Çağatay Kılıç, kulüp yöneticilerine seslenerek, "Camialarının, delegelerinin oylarını alıp kulüp yöneticisi olmuş kişilerin de sorumlulukları var. 'Ben seçimle geldim, istediğim futbolcuyu, teknik direktörü alma hakkım var' diyebilirsiniz ama bunun da size yüklediği bir sorumluluk var. Maç bitmiş, kazanmış ya da kaybetmiş olabilirsiniz. Haksızlığa uğradığınızı düşünüyor da olabilirsiniz. O an yoğun bir duygu içindesiniz. Bir açıklama yapmayın, demeç vermeyin, şöyle bir sakinleşin, üstünden zaman geçmesini bekleyin. Bir açıklama yapacağınız zaman sakin olun, zaman geçsin, ondan sonra yapın. Sporun birleştirici gücünü ön plana çıkaralım." ifadelerini kullandı.
Futbolculara da bu noktada önemli görev düştüğüne dikkati çeken Bakan Çağatay Kılıç, şunları söyledi:
"Futbolcuların sahada ortaya koydukları yaklaşım önemli. Çünkü seyircinin üzerinde etkisi var. Futbolcu kardeşlerimiz, milli takıma gittiğinizde yan yanasınız. Tabii ki sahada mücadele olacak. Rekabet buradan çıkıyor ama iyi niyetli olacak. Kimse kötü niyetle birbirine yaklaşmayacak. Sürekli olumsuz açıklama yaparak hiçbir yere varamayız. Bu bizim ligimiz. Eğer biz bunlara sahip çıkmazsak, kim çıkacak. Onun için diyorum, herkes sorumlu davranmalı."
- "Hakemlerimize sahip çıkalım"
Bakan Çağatay Kılıç, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) tarafından mart ayında testlere başlanacağı duyurulan Video Yardımcı Hakem (VAR) sistemiyle ilgili de değerlendirmelerde bulundu.
Sistemin henüz deneme aşamasında olduğunu hatırlatan Bakan Çağatay Kılıç, "2017 Konfederasyon Kupası ve 20 Yaş Altı Dünya Kupasın'da da test edilecek. Elde edilecek verilerle bunun gelecekteki uygulamasıyla ilgili çalışma yapılacak. Olumlu tarafları da olacaktır. Yeni birtakım tartışmalara yol açar mı açmaz mı onu görmek için test zamanı var." diye konuştu.
Hakem hatalarının dünyanın her yerinde yaşandığına işaret eden Bakan Çağatay Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hata insanın olduğu her yerde olur. Hata herkesin yapabileceği bir şey ama art niyet ayrı bir şey. Sürekli olarak hakemler üzerinden münakaşa yapılması da doğru değil. Hata olur, örnek verilen ülkelerde hakem hatası olmuyor mu? Dünya Kupası'nda dünyanın en meşhur futbolcusu eliyle gol atmadı mı? Bu iş şampiyonluğa gitmedi mi? Çok büyük hatların, çok büyük maçlarda yapıldığını gördük. Bütün camia olarak hakemlere hep beraber sahip çıkmamız lazım. Bunu düzelteceksek biz düzelteceğiz. Daha az hata yapmaları noktasında onlara bu imkanı verelim. Her hafta çıkıp, 'Onu istemiyorum, şunu istemiyorum' deniliyor, böyle olmaz ki. Hakem sporun bir parçasıdır. Onlara destek vermek lazım."
- "UEFA, Türk kulüplerinden memnun"
Bakan Çağatay Kılıç, futbol kulüplerinde harcamalar ve mali disiplin konusunda neden bir standart sağlanamadığıyla ilgili soruya ise şöyle cevap verdi:
"Son dönemlerde UEFA'nın katı şekilde uygulamaya başladığı mali fair play kuralları çerçevesinde ceza alan takımlarımız oldu. Bununla beraber aynı şekilde kriterleri yerine getirmediği için puan silme cezasıyla karşı karşıya kalan kulüplerimiz var. Bu iki yıllık süreçte biraz acı çektik ama son yapılan toplantılarda hem federasyonumuzla hem de farklı kulüp yöneticileriyle bir araya geldiğimde şunun teyidini aldım; UEFA, bugün artık Türkiye'deki kulüplerin uyguladıkları transfer politikaları ve yaklaşımlardan memnun. Daha iyi noktadayız. Yöneticilerimiz de işin ciddiyetine vardılar. Baktılar cezalardan kurtuluş yok. Sorumlu yöneticilik anlayışının burada devreye girmesi şart."
"Aynı futbolcunun transferi gündeme geldiğinde iki kulüp arasında girilen yarışta, kesenin ağzı farklı noktaya gidiyor. Buna dikkat etmek lazım." diyen Bakan Çağatay Kılıç, kulüplerin, sporcunun değerini belirlerken, kuralları iyi araştırıp profesyonel anlamda işin uzmanlarıyla çalışmaları gerektiğini söyledi.
-“Yöneticilere yasal anlamda sorumluluklarını anlatma, hatırlatma noktasında bir çalışmamız var”
Bakanlık olarak bazı yasal çalışmaların içinde olduklarını, bunları en kısa zamanda tamamlayıp daha sorumlu bir yöneticilik anlayışını hayata geçirmekten memnuniyet duyacaklarını aktaran Bakan Çağatay Kılıç, şu ifadeleri kullandı:
"Yöneticilere yasal anlamda sorumluluklarını anlatma, hatırlatma noktasında bir çalışmamız var. Siz seçilerek geldiniz ve elinizde bir bütçe var. Bu bütçeyle hareket etmez, gidip milyonlar verip, bunun hesabını nasılsa bir şekilde hallederiz, diye düşünürseniz olmaz. Kişinin hesabını kulüp, camia vermemeli. Aslında bir takım yaptırımlar var. İki yıl önce, 'Şimdi yapmazsanız, gelecekte zorla yaptıracaklar bunu' demiştim. Şimdi herkes, 'Bizim bu kurallara uymamız gerekiyor' diyor. Öyle transferler yapılmış. 2-3 maç oynayan adamlar sonra gitmiş. Kontrat ortada, şikayet ediyor. Sonra transfer yasağı geliyor. Mili takım açısından da kulüplerimiz açısından da altyapıya ciddi manada yatırım yapmamız lazım."
Spor kulüplerinin başarısında en büyük unsurun şehir olduğunu vurgulayan Bakan Çağatay Kılıç, "Örnek verdiğimiz yabancı ülkelerde o şehirde yaşayanlar takımlarının maçlarına gidiyor ve destek veriyorlar. Bizde ise geçmişten şöyle bir şeye alışılmış, 'Stada giderim ama bilet parası vermem.' Böyle bir şey yok. 30 binlik statta 2 bin kişi maça geliyorsa, o zaman kusura bakmayın sizin de kulüp olarak, 'Bu taraftarlar neden gelmiyor' diyerek bu konuda çalışmanız lazım. Şöyle kurtulamazsınız bu işten; 'E-bilet geldi, onun için taraftar gelmiyor.' Rakamlar bunu göstermiyor." şeklinde konuştu.
- "Dopingle mücadelemiz takdir ediliyor"
Dopingle mücadelede gelinen son noktaya da değinen Bakan Çağatay Kılıç, Türkiye'nin 2012 Londra Olimpiyatları'nda yaşadığı olaylara spor camiası açısından bakıldığında, bunun bir travma olduğunu dile getirdi.
2013 yılının sonunda göreve geldiklerinde "dopinge sıfır tolerans" ilkesiyle çalışmaya başladıklarını hatırlatan Bakan Çağatay Kılıç, "Dopingi iyi analiz etmek gerekiyor. Performans artırıcı maddelerin yanı sıra performans artırmayan ama kullanımı yasak olan maddeler de var. Sporcu kulüpte yetişir. Burada antrenörlere çok büyük görevler düşüyor. Sporcu, dopingle yasaklı madde olayının görünen yüzüdür. Bunun bir de altı var. Bunların altında kimler var, bunların da araştırılmasına girdik." diye konuştu.
İstatistiksel açıdan bakıldığında, kural ihlallerinde düşüşlere dikkati çeken Bakan Çağatay Kılıç, "2013 yılında bin 579 kontrol yapılıyor, 176 kural ihlali tespit ediliyor. 2014 yılında bin 533 kontrol, 31 kural ihlali var. 2015 yılında kontrol sayısı 2 bin 66'ya çıkıyor, 32 kural ihlali yapılıyor. 2016 yılında 2 bin 503 kontrol yapılıyor ve 13 kural ihlali bulunuyor." ifadelerini kullandı.
Bakan Çağatay Kılıç, antrenörlerin ve sporcuların doping konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğine işaret ederek, şöyle konuştu:
"Bir rahatsızlık mı hissettiniz, hemen antrenörünüzle paylaşacaksınız. Doktorunuzla, antrenörünüzle beraber IOC'nin sorumlu doktoruna gideceksiniz. Kullanacağınız ilacı söyleyip kaydettireceksiniz. Doktor bunu kontrol edecek ve kullanıp kullanamayacağınızı söyleyecek. Ben Dünya Dopingle Mücadele Ajansına (WADA) üyeyim. Türkiye Cumhuriyeti'ni temsilen oradayım. Bunu dünya kamuoyu, Türkiye'nin dopingle mücadelede ortaya koyduğu çalışmanın karşılığı olarak görüyor. Bu benim değil, Türkiye'nin başarısı. Dünya tarafından takdir edilen bir başarı söz konusu. İçişleri Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı ile çalışıyoruz. Gümrüklerde yasaklı maddeler konusunda yoğun bir çalışma var. Çok güzel sonuçlar alıyoruz. İyi yoldayız, daha da iyi olacağız inşallah."
Ulusal anlamda farklı branşlardaki organizasyonların devam ettiğini belirten Bakan Çağatay Kılıç, "Tesislerimiz ve altyapımız, en büyük organizasyonları yapabilecek yeterlilikte ama herkesin de külfetini üstlenecek değiliz. Türk sporuna katkı sağlayacak, tecrübesini geliştirecek turnuvaların Türkiye'de yapılmasına öncelik veriyoruz. Ev sahipliği avantajını kullanabileceğimiz birçok organizasyona talip oluyor ve alıyoruz." dedi.
Brezilya'da düzenlenen 2016 Rio Olimpiyat Oyunları'nın voleybolda kıta elemelerinin Türkiye'de gerçekleştirildiğini hatırlatan Bakan Çağatay Kılıç, "Takımımız maalesef başarılı olamadı ama organizasyonu Türkiye'de yaptık. Bunları bazen unutuyoruz." ifadelerini kullandı.
Avrupa ülkelerinden 14-18 yaş arası çok sayıda sporcunun katılacağı ve Erzurum'da yapılacak 2017 Avrupa Gençlik Olimpik Kış Festivali'nin (EYOF 2017) pazar günkü açılış töreniyle başlayacağını anımsatan Bakan Bakan Çağatay Kılıç, şöyle devam etti:
"EYOF 2019'u yapacaktık ama Bosna Hersek'in zaman olarak yetiştiremeyeceği gündeme gelince yer değiştirdik. Onlar 2019'u yapacak. Yarın başlayacak, pazar günü de açılış seremonisi olacak. Avrupa Gençlik Olimpiyatları Festivali, yani geleceğin olimpiyat sporcularının olacağı 9 branşta, şu anda 34 ülkeden bini aşkın katılımcının yer alacağı, konaklamaların Kredi ve Yurtlar Kurumunda yapıldığı bir organizasyonda genç sporcuları ağırlayacağız."
- 2021 İslam Oyunları
Türkiye'nin 2021 İslam Oyunları'na adaylığının söz konusu olduğunu dile getiren Bakan Çağatay Kılıç, "Değişiklik olmadıysa tek adayız. Şu anda yapılacak kent ise İstanbul görünüyor. Gelen yoğun talep de İstanbul olması noktasında ama değerlendirme süreci devam ediyor." diye konuştu.
Türkiye'nin büyük uluslararası organizasyonlara "doğal aday" olduğunu belirten Bakan Çağatay Kılıç, Samsun'da temmuz ayında yapılacak 2017 Dünya İşitme Engelliler Yaz Spor Oyunları'na (Defolimpik Oyunları) dikkati çekti.
Oyunların, Uluslararası Olimpiyat Komitesinin (IOC) takviminde yer alan yaz olimpiyat oyunları ve paralimpik oyunlarıyla birlikte 3 organizasyondan biri olduğuna vurgu yapan Bakan Çağatay Kılıç, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin bugüne kadar yaptığı en büyük organizasyon olacak. Türkiye organizasyonları eskisi gibi alamıyor diyenlere bunu cevap olarak masaya koyabiliriz. Hiç kimse istemiyorken biz o organizasyonu alıp yapacak değiliz. Yapacaksak bunun yerini bulması lazım. Geçmişte Türkiye'nin adını duyurmak için birçok organizasyon yapıldı. O zamanki yaklaşım belki bunu gerektiriyordu. 'Biz yapamıyoruz, siz yapın.' deniliyor. Bakıyorsunuz bir fatura çıkıyor, 'Kusura bakmayın, beraber yapacaksak buyurun.' diyoruz. Araştırıyorsunuz kimse talip olmamış, 'Yapalım olur, ama gelin külfetini paylaşalım.' diyoruz. 'O zaman başka yerlere de bakabiliriz.' deniyor. Ülkemizin ismini duyurup sportif altyapısını tüm dünyaya gösterecek organizasyonları seve seve yaparız."
- 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası örneği
Bakan Çağatay Kılıç, Türkiye'deki organizasyonlar için yabancı sporcuların gelmek istemediğine ya da organizasyonların farklı ülkeye alınmasına yönelik yerli ve yabancı basında yer alan iddialar hakkında 2016'da Fransa'da yapılan Avrupa Futbol Şampiyonası'nı örnek verdi.
Şampiyonanın olağanüstü hal durumunda gerçekleştirildiğini ifade eden Bakan Çağatay Kılıç, "Organizasyondan kısa süre önce birkaç terörist, başkent Paris'te canlı bomba olarak kendilerini havaya uçurdu, insanlar hayatını kaybetti. Almanya maçı vardı ve stadın kapısında bir terörist kendini patlattı. Fransa Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı da maçtaydı. Ondan sonra olağanüstü hal ilan edildi ve hala sürüyor." şeklinde görüş belirtti.
Güvenlik gerekçesiyle "Gelmeyelim, turnuvayı başka ülkeye alalım." gibi az da olsa taleplerin bulunduğunu dile getiren Bakan Çağatay Kılıç, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Londra, Paris, Berlin, Madrid, Roma ne kadar güvenliyse, Türkiye'deki şehirler de en az o kadar güvenlidir. Terörün ne ülkesi vardır, ne şehri vardır, ne dini, ne ırkı vardır. Nerede, ne yapacağı belli olmaz diyoruz. Teröre karşı hep beraber durmalıyız. Biz organizasyonları başka yere alırsak teröristlerin istediklerini yapmış oluruz."
- EYOF ile ilgili spekülasyonlar
EYOF ile ilgili Türkiye'den alınacak mı, iptal edilecek mi gibi spekülasyonlar yapıldığını dile getiren Bakan Çağatay Kılıç, "Hayır iptal edilmeyecek. Türkiye'de, Erzurum'da yapılacak.' dedik." ifadelerini kullandı.
EYOF'un 14-18 yaş arası sporcuların katılacağı minik bir olimpiyat olduğunu söyleyen Bakan Çağatay Kılıç, şöyle konuştu:
"Uluslararası anlamda 'Gelmek istemiyoruz.' diyen bazı ülkeler oldu. Biz de 'Gelmek istemiyorsanız sizin bileceğiniz iş, bu organizasyon Türkiye'de yapılacak.' dedik. Benim üstünde durduğum, bu organizasyonun kesinlikle Türkiye'den alınıp başka bir ülkeye kaydırılmaması. Organizasyon olarak, kurumsal anlamda siz güvenlik gerekçesiyle alıp başka yere veremezsiniz. Türkiye'de böyle bir sıkıntı söz konusu değil. Bunun garantilerini de verdik. Yarın itibarıyla bu organizasyon Türkiye'de yapılacak. Katılacak sporcular reşit değil, ailelerin izin vermemesi gibi bazı durumlar olabilir. Bu da anlaşılır ama şu anda bini aşkın katılımcı var."
Bakan Çağatay Kılıç, Ankara'da yapılacak statlarla ilgili düşüncelerini yakın zamanda dile getirdiğini ve burada son aşamaya gelindiğini belirtti. Bakan Çağatay Kılıç, İzmir'le ilgili olarak ise spor yatırımları konusunda hiçbir şekilde geri duruşlarının olmadığını söyledi.
Başbakan Binali Yıldırım'ın İzmir'deki spor yatırımlarını yakından takip ettiğini vurgulayan Bakan Çağatay Kılıç, "Alsancak ile alakalı ihale süreci işliyor. İnşallah oraya güzel bir stadyumu kazandıracağız. Karşıyaka'daki statla ilgili açılan davalar sonucunda bir ihale sürecine girmek durumunda kaldık. İzmirliler burada 2,5 yıl kaybetti. Göztepe de aynı durumda ama bizim buralardaki kararlılığımız aynı şekilde devam ediyor. Hiçbir şekilde kararlılığımızdan sapmak mevzubahis değildir. Önümüze engel çıkarmazlarsa, taraftarların isteği olan statları en hızlı şekilde yaparız." ifadelerini kullandı.
- "Yurt imkanları eskisinden çok daha iyi"
Bakan Akif Çağatay Kılıç, Kredi ve Yurtlar Kurumunun son dönemde ortaya koymuş olduğu performansın önemine değindi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nden (FETÖ) 101 öğrenci yurdunu devraldıklarını hatırlatan Akif Çağatay Kılıç, şunları kaydetti:
"2014'ün başında göreve geldiğimizde 285 bin civarı olan yurt kapasiteleri günümüz itibarıyla 563 bin oldu. FETÖ'nün yurtlarında çok ciddi tadilat gerektiren veya bizim yapımıza uygun olmayanları harekete geçiremiyoruz. Onların değerlendirmesini Maliye Bakanlığımızdan ve Vakıflar Genel Müdürlüğümüzden yapıyoruz. Bu 101 yurdun toplam kapasitesi 18 bin 700 kişi. Buradan devraldığımız, hayata geçirdiğimiz yurtlar, kendi kurum kimliğimiz içerisinde, devletin garantisinde işletilen yurtlar olarak artık hayattalar."
Bakan Çağatay Kılıç, FETÖ'den alınan öğrenci yurtlarıyla ilgili çok güzel ve prestijli projeler yapıldığını ve yurt imkanlarının eskisinden daha iyi olduğunu bildirdi.
Kredi ve Yurtlar Kurumunun bu yaz 656 bin civarında bir kapasiteye ulaşmış olacağını dile getiren Bakan Çağatay Kılıç, "FETÖ'den alınan yurtlar, artık asli sahibi olan devlete döndü ve millet tarafından kullanılacak. Bu anlamda iyi bir yoldayız ve 2019 yılında 730-740 bin civarı bir kapasiteye ulaşmış olacağız. Günümüz itibarıyla 421 bin başvuru ve 355 bin yerleşim var. Biraz açık var ama büyük şehirlerde arsa ve yer bulma konusunda yaşadığımız zorluklar var. Bunları da aşmış durumdayız." değerlendirmesinde bulundu.
Yurtları çok hızlı bir şekilde hayata geçirdiklerini ve doluluk oranlarının yüzde 60'lardan yüzde 95'lere çıktığına dikkati çeken Bakan Çağatay Kılıç, şöyle devam etti:
"Öğrencilerin şu anda barınma imkanıyla beraber, eğitim, sosyal faaliyet, ücretsiz internet, yemek ve çalışma ortamları gerçekten üst düzeyde. Yurt imkanları eskisinden çok daha iyi. Gençlerimiz, geldikleri yurtlardaki imkanları gördükleri zaman bunların doğal olduğunu ya da olması gerektiğini görüyorlar. Eski resimleri de orada duvarlara koyuyoruz ki eskiyle yeni durumları karşılaştırabilelim. Türkiye'nin nereden nereye geldiğini görmeleri açısından bunu söylüyoruz."
- "Altyapı, gerçekten çok önemsediğimiz bir konu"
Bakan Çağatay Kılıç, sporda altyapıyı çok önemsediklerini ve bu konuyla ilgili olarak çok yoğun mesai harcadıklarını belirtti.
Geçtiğimiz yılın nisan ayında konuyla ilgili çok geniş kapsamlı bir çalışma yapıldığını ve bunun uygulanması noktasında kararlılıklarının Milli Eğitim Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığının yetkililerine tekrar hatırlatıldığını vurgulayan Bakan Çağatay Kılıç, şunları aktardı:
"Beklentilerimizin ne olduğu somut olarak ortaya kondu. Burada öğrencilerimizin, genç kardeşlerimizin en azından bir branşta lisanslı sporcu olmaları konusunda teşvik edilmeleri gerektiği konuşuldu. Bunu söylediğimde yine birileri 'herkese lisans çıkarmak yetmez.' dedi. Biz, bu lisansları çıkarmak konusunda teşvik edelim, imkan sunalım, destek sağlayalım diyoruz. Bu kötü bir şey mi, bir şeyi eleştirmek için kötü söz söylemeye gerek yok. Herkese lisans çıkarmanın yetmeyeceğini biz de biliyoruz ama bir yerden başlamamız gerekiyor."
Kılıç, sunulan bu imkanları kullandırtmaları gerektiğinin önemine değinerek, "Beşinci sınıftaki öğrencilerin tümü önümüzdeki eğitim öğretim yılından itibaren sportif kabiliyetler noktasında taranacak. İlk olarak Aydın'da 259 ortaokulda sportif yetenek testi yapıldı. Bizim burada asıl beklentimiz, öğrencilerin yetenekleri doğrultusunda antrenörler ve spor kulüpleriyle bir araya getirilmesi." ifadelerini kullandı.
- "Olimpik merkezlerimizi geliştiriyoruz"
Bakan Çağatay Kılıç, olimpik hazırlık merkezlerinin kapanacağı yönünde çıkan söylentilere, "Böyle bir şey yok. Bunu kayıt altına alalım. Olimpik merkezlerimiz kapanmıyor, tam aksine geliştirilerek ve dönüştürülerek daha iyi hale getiriliyor. Asla bir kapanma yok." diye cevap verdi.
Sporcuların federasyonlarda değil, kulüplerde, antrenörlerle yetişeceğinin altını çizen Bakan Çağatay Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Federasyon bunun üst çatısıdır. Onun takibini, uygulamasını ve çalışmaların doğru gitmesini takip eder. Bu noktada kulüplerle ilgili yaptığımız çok güzel bir çalışma var. Onlara da bu anlamda teşekkür ediyorum. Bazı çalışmaların sonuçlanmasıyla alakalı üstlenme konusunda hazırlar. Burada ilk kez açıklamış olayım; bizim yeni yaptığımız, inşa ettiğimiz birçok tesisimiz var. Gerçekten 2002'den sonraki AK Parti iktidarında sayın Cumhurbaşkanımız başkanlığında ortaya konan bu hamlenin içerisinde spor büyük bir pay aldı. Almadı diyenler var ama doğru değil. Bu altyapı yatırımlarının gerçekten belli bir noktaya gelmesi ve hazırlanması sağlandı."
Altyapının en iyi şekilde uygulanması gerektiğini aktaran Bakan Çağatay Kılıç, uluslararası müsabakalardaki sportif başarıların basında daha fazla yer bulması gerektiğini de ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Kulüplerimiz ve federasyonlarımız bu salonlardan faydalansınlar, bu salonları bir okul olarak kullansınlar. Bu imkanı sunduğumuz için onların kullanımına da vermeye hazırız. Milli Eğitim Bakanlığıyla yaptığımız protokolün en temel unsurlarından bir tanesi, hatta birincisi bizim antrenörlerimizle onların beden eğitimi öğretmenlerinin beraber çalışabilecek olması. İkincisi de fiziki altyapı ve tesis. Bunu bir araya getirip yatırım açısından bütçemizi rahatlatacağız. Aynı zamanda kullanım açısından o erişimi en üst noktaya taşıyacağız. Amaç bu. Bu gerçekleştirildiği zaman ben inanıyorum ki hem 2020 hem de 2024'te çok farklı şeyler olacak. Uluslararası müsabakalardaki sportif başarılarımız basında çok az yer buluyor. Bunların daha fazla yer bulması lazım. Bunlar belki çok büyük organizasyonlarda olmayabilir ama bunların hepsinin bir hikayesi var."