Bakan Çağatay Kılıç ‘’Meclisin onurunu biz koruduk''

16 Mart 2017

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, "Bu Meclisin onurunu biz koruduk. Bu milletin onurunu, şerefini, haysiyetini, dünyanın her yerinde işte bu dava korudu" dedi.

Bakan Akif Çağatay Kılıç, Özel Feriköy Yüksek Öğrenim Öğrenci Yurdu'nda "Yeni Türkiye Yolunda Gençliğe Düşen Görevler" başlıklı söyleşiye katıldı.


Burada konuşan Bakan Çağatay Kılıç, CHP'nin anayasa değişikliği teklifi görüşülürken milli iradeyi temsil eden TBMM'nin kürsüsünü dahi tanımayan bir tavır takındığını, kürsüyü işgal etmeye, hatta yıkmaya çalıştığını söyledi.



TBMM'nin milli iradenin temsil edildiği yer olduğunu vurgulayan Bakan Çağatay Kılıç, "Peki, şimdi bugün parlamenter sistem deyip de bu kadar büyük yaygara kopartan ana muhalefet partisinin ve onun destekçilerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi ile ilgili geçmişte ortaya koymuş oldukları tavırlarına bakarsak... Ne diyorlar? Biz diyorlar 'TBMM’yi koruyacağız.' Hangi TBMM’yi siz koruyorsunuz? İçindeki Başbakanı, Adnan Menderes’i oradan alırlarken, milletin oylarıyla seçilmiş Başbakanı oradan alıp da yargıyı kullanarak asmaya götürdüklerinde ne yaptınız? O zaman TBMM’nin bir onuru yok muydu? Vardı. Hala var." şeklinde konuştu.



"Peki 1980 darbesinde neredeydiniz?" diye soran Bakan Çağatay Kılıç, şunları kaydetti:


"28 Şubat’ta, hükümetin Başbakanı zorla görevden alınıp da yerine başka birisi geçirilirken neredeydiniz? Milletvekilleri transferleri yapılırken, TBMM’nin onurunu, haysiyetini korumakla görevliyken siz neredeydiniz? O zaman ne yapıyordunuz? 27 Nisan e-muhtırasında ne yaptınız? Birtakım sivil toplum örgütleri kisvesi altına toplanmış olan, bu ülkenin geleceğiyle ilgili olumsuz ve karanlık rüyalar görenler, kabuslar görenler farklı şeyler yapmak isteyenler, sokaklara çıkıp da 'Ordu göreve' diye pankart taşıdıklarında neredeydiniz? Niye o zaman bu hassasiyetlerinizle ortaya çıkmadınız? Çok hassassınız ya, 367 garabeti ortaya konduğu zaman dediniz mi 'bu millet meclisinin iradesinin önünde durulmaması gerekir.' Sarıldınız o 367 garabetine. '411 el kaosa kalktı' manşetleri atılırken siz ne dediniz? 'Evet, bunlar doğru.' Biz ne dedik? 'Milletin temsilgahı olan TBMM, milletin kaynaşması ve bir arada olması için karar alırken sizin bunları söyleme hakkınız yok' dedik. Bu Meclisin onurunu biz koruduk. Bu milletin onurunu, şerefini, haysiyetini, dünyanın her yerinde işte bu dava korudu."


18 yaş konusu


Milletvekilliği seçilme yaşının 18'e düşürülmesi konusunda yapılan eleştirilere değinen Kılıç, 18-25 yaş arasındaki gençlerin de Mecliste temsil edilmelerinin bir hak olduğunu dile getirdi.


Bu konudaki eleştirilere anlam veremediğini ifade eden Kılıç, "Bırakın gencini, milletine güvenmiyor ki gelip gencine güvensin. İşte biz diyoruz ki o 8 milyona yakın 18-25 yaş arasındaki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının da Mecliste temsili olması lazım. Niye? Bu onların hakkı. Biz var olan haklarını teslim edelim diyoruz. İnternette bir resim gördüm. CHP Gençlik Kolları bir çalışma yapmış, 'hayır' kampanyası yapıyor. Böyle bir masa, gençlik kollarının temsilcileri oturmuş, arada 3-4 tane fiziki yapılarından belli 18-25 arası, 'hayır' pankartının altında oturuyorlar. Çelişkiye bak. O gençlerimize yaptırdıkları kampanyaya bak. Ne diyorlar? 'Hakkım olanı bana verme'. Olur mu böyle bir şey? Ben o genç kardeşlerimizin de Mecliste temsil edilmesini istiyorum. Çünkü demokrasinin gereği bu." ifadelerini kullandı.


Anayasa değişikliğinin gerçekleşmesi halinde milletvekili seçileceklerin askerlikle ilgili durumları konusunda yapılan yorumlara da değinen Kılıç, "Kafalardaki ayrımcı zihniyeti görüyorsunuz. 18-25 yaş arasındaki tüm vatandaşlarımız askerlik mükellefi mi? Erkekler askerlik mükellefi. Hanımefendileri ne yapacaksınız? Kafadaki ayrımı görüyorsunuz değil mi? Hiç aklına getirmiyor. Oradan 18-25 yaş arasındaki gençlerimiz arasında genç hanımefendilerin de Meclise girebileceğini hiç düşünmüyor. Niye? Kafa, zihniyet ayrım üzerine kurulmuş." dedi.


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir radyo programında "Bu sistem hayata geçerse eğer Cumhurbaşkanı başka partiden Başbakan başka partiden olursa kıyamet kopar" dediğini hatırlatan Kılıç, "Sayın Kılıçdaroğlu sen neye 'hayır' dediğinin de farkında değilsin. Biz neye imza attığımızı çok iyi biliyoruz da sen neye karşı durduğunu da bilmiyorsun, neye 'hayır' dediğini de bilmiyorsun. Bu sistem zaten bu ayrımı düzeltiyor. Bu yeni getirmeye çalıştığımız sistemde zaten böyle bir sıkıntı yok." şeklinde konuştu.


Akif Çağatay Kılıç, Kılıçdaroğlu'nun daha önceki "Kağıttepe" ve yürüyen merdivene tersten binmesi hadiselerini de hatırlatan Kılıç, şöyle devam etti:


"Özgür Özel var, çıktı bir açıklama yaptı, dedi ki mecbur tabii ki yani genel başkanını korumaya çalışacak, ona bir şey demiyorum orada. 'Bizim genel başkan bu 18 maddeyi var ya tersten size okur' dedi. Hoppala… Biz tersten okusun demiyoruz, düzden okusun, anlasın yeter. Tersten niye okuyorsun? Ters gitmekte bunların bir ilişkisi var, bir alakası var. Herkes gider Mersin’e bunlar gider tersine. Milletin hep tersine gittiler. Hep aksine gittiler. Sıkıntı orada zaten."


"İnce geleceği görmüş"


Şişli Belediyesindeki tartışmalara da değinen Kılıç, "Şişli Belediyesinin içinde 2 tane ayrı yapı var, farklı farklı, birbiriyle çatışan. Gazetelere filan yansıdı. Daha belediyede bir birliği sağlayamamış, yönetim birliğini sağlayamamış olanlar nasıl olacak da memleketi yönetmeye talip olacaklar veya memleketin değişikliği ortaya koydukları fikirlerde neyi nasıl söylediklerini nereden bilecekler? Muharrem İnce, Yalova Milletvekili, daha önce Kılıçdaroğlu’na karşı genel başkan adayı oldu. Ne dedi biliyor musunuz? Ben söylemiyorum, kendisi söylüyor, internette var. Diyor ki 'Biz bu yönetimle, AK Parti karşısında herhangi bir referandumda aday olalım, karşısında yer alırsak valla kaybederiz' diyor. Bunu kendi milletvekili söylüyor. Adam geleceği görmüş." ifadelerini kullandı.


 


Bakan Çağatay kılıç Kılıç, Kılıçdaroğlu'nun tek adamlık eleştirilerine değinerek, konuşmasına şöyle devam etti:


 


"Değerli kardeşlerim, AK Parti hükümetlerinin milletten aldığı oy oranlarını şöyle bir hatırlayalım. İlk seçildiğinde yüzde 34 kusur, sonra 47, sonra 50’ye yakın. Hep artırarak gitti. Belediyelerde öyle. Referandumların hepsini aldı. Girdiği referandumlarda fikirleri kazanmış. Sonra kurucu Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanımız, liderimiz, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday oldu. Kaç oy aldı? Yüzde 52. İlk turda cumhurbaşkanı seçildi. Kaç seçim? 12’den fazla seçim. Referandumları, yerel yönetimleri hepsini sayarsak. Sayın Kılıçdaroğlu kaç seçim kaybetti 7, 8’e doğru gidiyor. Peki, bu kadar seçim kaybeden bir kişi koltuğunda oturduğu zaman, koltuğa yapıştığı zaman kendi teşkilatının isteği hilafına, milletin oylarının hilafına, çünkü CHP’yi destekliyor olsa bu millet o zaman ona yüzde 50 oy verir değil mi? Sen oylarını arttıramıyorsun, teşkilatın seninle sıkıntı yaşıyor ama sen koltuğa yapışıyorsun. Kimmiş tek adam Sayın Kılıçdaroğlu?"


Avrupa gazetelerinde Türkiye ile ilgili manşetler atıldığını hatırlatan Bakan Çağatay Kılıç, "Türkiye ile yatıyorsunuz, Türkiye ile kalkıyorsunuz, Cumhurbaşkanımızın şahsıyla uğraşıp duruyorsunuz sonra diyorsunuz ki 'siz buraya taşımayın bu işleri.' Siz kendiniz taşıyorsunuz. Bizi sizin iç işleriniz ilgilendirmiyor ama ırkçılıkla alakalı konular bizi ilgilendiriyor. Çünkü dünyanın bir sorunudur bu, Avrupa'nın sorunudur bu. Avrupa bu konuda iyi bir sınav vermiyor. Durum kötü. Dün Hollanda'da seçimler oldu. Ne oldu? Mevcut Başbakan kazanmış. Senin cumartesi akşamı Hollanda'da yaptığından sonra aranızda hiçbir fark kalmadı. Ha Geert Wilders ha sen."


Wilders'in Avrupa'da yaptığı siyasetin fikir özgürlüğü sayıldığını hatırlatan Bakan Çağatay Kılıç, "Nefret tohumları ekiyor, nefret saçıyor, onunki fikir özgürlüğü oluyor ben oraya gidip de orada yaşayan vatandaşlarımla ilgili değişiklikle ilgili konuları anlatmak isteyince, bilgilendirmek isteyince o, iç işlerine karışmak oluyormuş. Öyle diyorsan Metin Feyzioğlu'nu niye konuşturuyorsun?" ifadelerini kullandı. 


Bakan Çağatay Kılıç, Türk politikacıların Avrupa'da konuşturulmamasına rağmen, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun faaliyetlerde bulunmasını eleştirdi.


Feyzioğlu'nun siyaset yapmak istemesi durumunda farklı hareket etmesi gerektiğini belirten Kılıç, şunları söyledi:


"Bununla ilgili bir şey yapmak istiyorsan oturduğun yeri bırak, geç siyaset yap. CHP ile ilgili neler düşündüğünü gayet iyi biliyoruz. Yüreğin varsa çık ortaya. Tutan yok seni. Öyle bir gücün olduğunu düşünüyorsan gel de bu işi doğrudan yap. Yapamayacaksan da şu anki görevini yap. Öyle çıkıp cici cici konuşmalarla olmuyor. Kusura bakma. Bu millet senin düşünceni gayet iyi biliyor. Gittin Hollanda'da 'Hayır' kampanyası yaptın. Yanına da Hollanda milletvekili aldın. O Hollanda milletvekilinin orada ne işi var? Türkiye kökenliymiş. Fakat Hollanda'da seçildi. Kendiniz demiyor musunuz? Bizim milletvekillerimiz diyorlar ya 'Hollanda'da seçilen milletvekilleri, Hollanda halkını temsil eder. Hollanda milletvekilidir.' Onlar diyor. Doğru. Orada seçildiysen, o halkın oyunu aldıysan o vatandaşların ve oradaki halkın temsilcisisin. İyi de senin Türkiye'yle ne işin var o zaman? Niye karışıyorsun bize?"


"Kendileriyle çelişiyorlar"


Bakan Çağatay Kılıç, Cem Özdemir'in Alman Parlamentosu'nda yaptığı konuşmayı da hatırlatarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında konuşulanlara cevap vermeye devam edeceğini söyledi.


Geçen hafta Almanya'daki temaslarında bunları açık açık söylediğini aktaran Kılıç, şöyle konuştu:


"Alman Parlamentosu'nda Türkiye'nin iç işleriyle ilgili konuşma yaptı. Ben buradan onlara sesleniyorum. Diplomatik nezaketinizi koruyacaksanız koruyun. Sizin Türkiye'nin iç işleriyle işiniz yok. Ne işiniz var? Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yönetim sistemiyle alakalı kararı, Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşları verecek. Siz vermeyeceksiniz. Bu sizi de hiç ilgilendirmez. Bir tanesi de çıkmış, 'Türkiye Avrupa'dan uzaklaşıyor.' diyor. Bunu da Sayın Juncker söylemiş. Sayın Juncker, Verheugen geçen hafta bir şey anlattı. Gir ondan dinle bakalım. Kim Avrupa'dan uzaklaşmış kim yakınlaşmış. Kendileriyle çelişiyorlar."


Kılıç, herkesin kendi işine bakması gerektiğini vurgulayarak, Avrupa'nın ırkçılık sarmalına girdiğini söyledi. 15 Temmuz'da halkın demokrasi için mücadele ettiğini hatırlatan Kılıç, Türkiye'nin ve Rotterdam Belediyesi'nin OHAL kararlarını kıyasladı.


Rotterdam Belediye Başkanını istifaya çağıran Bakan Çağatay Kılıç, "O makamı taşıyamıyorsun. Kendi milletinden ve seçmenlerinden korkuyor. Polisleri atlarla ve köpeklerle vatandaşların üzerine gönderdi. Isırttırdı." diye konuştu.


Hollanda'da seçimlerin kazananı olmadığını aktaran Kılıç, Hollanda Başbakanı Rutte'yi eleştirdi.


Kılıç, konuşmasının devamında anayasa değişikliğinin neden gerekli olduğu konusunda değerlendirmelerde bulunarak, Türkiye'nin dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmesini, Türkiye'nin en üst makamında oturacak kişinin doğrudan milletin oyuyla seçilmesini istediklerini kaydetti.


AK Parti Şişli İlçe Başkanı Ömer F. Günday’ın katkılarıyla Şişli'de bir dizi ziyaret gerçekleştiren Bakan Kılıç'a, Feriköy Öğrenci Yurdu’ndaki program sonunda Fatih Gençlik Vakfı Başkanı Vehbi Ecevit tarafından teşekkür plaketi ve günün anısına hat levhası takdim edildi.


Söyleşiye Feriköy Öğrenci Yurdu öğrencilerinin yanı sıra Fatih Gençlik Vakfı bursiyerleri , Ömer Öztürk Öğrenci Yurdu öğrencileri ve çeşitli üniversitelerden çok sayıda öğrenci katıldı.


 


Süleyman Seba Tesisleri'nin devir teslim töreni


Taksim Spor Kulübüne tahsis edilen Süleyman Seba Tesisleri'nin devir teslim törenine de katılan Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Feriköy'deki tesislerde gerçekleştirilen törende yaptığı konuşmada, Şişli'nin tam ortasında yer alan tesisin halka ve gençlere hizmet verebilmesinin çok önemli olduğunu belirtti.


Avrupa'da ırkçı akımların güç kazandığının altını çizen Akif Çağatay Kılıç, "Avrupa'da bir takım ayrılıkçı söylemleri olan kişilerin oy oranlarında yükselme olmuş ve bununla alakalı olarak Avrupa titriyor. Avrupa birbirine karşı hoşgörüyü kaybetmek üzere. Bizlerin ataları Çanakkale'de bu ülkenin geleceği için beraber düşmana karşı el ele, kol kola durdu. Bunların anlamadıkları bir şey var; birliğini, beraberliğini sağlam tuttuğu sürece bu milletin aşamayacağı hiçbir engel yoktur." ifadelerini kullandı.




- "Ey Cem Özdemir, gel de burayı gör"




Almanya'da Cem Özdemir'in eş genel başkanı olduğu Yeşiller Partisi tarafından Federal Meclise sunulan ve 1915 olaylarını "soykırım" olarak nitelendiren önergeye de değinen Bakan Kılıç, şunları söyledi:


"Bizim aramızda ayrı gayrı yok. Buradaki güzel tesisin açılışında özellikle ve özellikle Avrupa'daki bir kişiye seslenmek istiyorum. Ey Cem Özdemir, gel de burayı gör. Ondan sonra Alman Parlamentosunda vermeye çalıştığın o önerge ile alakalı belki utanırsın. Bu kültür, bu topraklar, birleştiriciliğin, beraberliğin en üst seviyeye çıktığı topraklardır. Burada çok farklı inançtan olan kardeşlerimiz, beraber spor yapıyor. Yarın bir gün aranızdan milli takımlarımızda görev yapacak kardeşlerimiz çıkacak. Bizim birliğimizi, tarihimizi, kardeşliğimizi anlamayanlar aramıza nifak sokmaya çalışıyor. Asla ama asla onlara müsaade etmeyeceğiz. Gelecek yürüyüşümüzde, Cumhuriyetimizin 100. yılında, 2053 ve 2071'de çok farklı hedeflerimiz var."


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminden bu yana tüm vatandaşlar arasında en ufak bir ayrım yapmadığını vurgulayan Akif Çağatay Kılıç, şöyle devam etti:


"Birisi diyebilir mi ki, 'Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyken ayrım yaptı.' Hayır. Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanıyken aramızda ayrım yaptı diyebilir mi? Diyemez. Ama tam aksini söyleyebilir. Bir çoğunuzun vakıf mallarıyla ilgili yaşadığı sıkıntıları kim aştı? Kim bunlara karşı, 'Kardeşim bu olmaz, bunlar Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin vatandaşı, benim vatandaşım, haklarını onlara teslim etmemiz lazım." diyen kimdi? Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı olarak bir ayrım yaptı mı? Asla. Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı Binali Yıldırım, yolları yaparken, dağları delerken, sevenleri birleştirirken ayrım mı yaptı? Hayır."


"Bu ülkenin tarihinde ayrımları değil, birlik ve beraberlikleri görüyoruz"


Avrupa'nın birçok ülkesindeki yanlış Türkiye algısına karşı, Ermeni cemaatinin yoğun bir şekilde mücadele ettiğini aktaran Bakan Kılıç, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin onurlu birer vatandaşı olarak, huzur içinde yaşadığınızı, aranızda ayrım olmadığını, birinci sınıf vatandaş olduğunuzu haykırarak lobi yapıyorsunuz. Bunu çok iyi biliyorum. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Bir ve beraber olduğumuz zaman aşamayacağımız hiçbir engel yok. Bu ülkenin tarihinde ayrımları değil, birlik ve beraberlikleri görüyoruz. Ezan okunduğu zaman Müslüman kardeşlerimiz namaza duruyorlar, kilisenin çanları çaldığında Hristiyan kardeşlerimiz ibadetlerini kilisede yapıyorlar. Ama bu aziz vatanın topraklarının üzerinde kilise de cami de yan yana." şeklinde konuştu. 


"Bu ülkenin birliğinde beraberliğinde eşit pay sahibiyiz." diyen Aki Çağatay  Kılıç, "Hedefimiz en büyük 10 ekonomi arasına girmek. G20 üyesiyiz ama ilk 10 büyük ekonomi arasına girmemiz gerekiyor. 2023'te 2071'de çok daha farklı yerlere gelmemiz lazım. Dünyaya şunu haykırıyoruz, bizim aramıza nifak tohumları sokmaya çalışmayın, başaramazsınız ve başaramayacaksınız. İşte bu tablo bunun ispatı." sözlerini kullandı. 



Şehit aileleri ve gazilerle buluştu


Bakan Kılıç, partisinin İstanbul İl Başkanlığının düzenlediği programda, Şişli Öğretmenevi'nde şehit aileleri ve gazilerle de bir araya geldi. Kılıç, burada yaptığı konuşmada, vatan için şehit düşen, bedenini kurşunların önüne atan ve kendini bu ülke için siper eden gazilerin hakkının ödenemeyeceğini dile getirdi. 


Şehit ailelerine seslenen Kılıç, "Biz sizin hakkınızı da ödeyemeyiz.Biz sizin ortaya koymuş olduğunuz fedakarlığın karşısında ancak ve ancak en derin saygılarımızla, en derin hürmetlerimizle eğiliriz ama bir şeyi yapabiliriz. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla ve Sayın Başbakanımızın bu konudaki direktifleriyle bu devletin, bu milletin size olan vefa borcunu, size olan minnet borcunu ve bu vatan uğruna şehit verdiğiniz sevdiklerinizin hatırasını en iyi şekilde yaşatabiliriz. Bunu yapabiliriz." diye konuştu.


Gazilerin de ortaya koydukları büyük fedakarlık uğruna onları rahat ettirebileceklerini kaydeden Kılıç, "Şu anda şunu çok iyi biliniz ki sizin evlatlarınızın, sevdiklerinizin ortaya koymuş oldukları fedakarlık, aslanlarımız tarafından aynı şekilde korunarak o hainlerin, o teröristlerin inlerinde, öyle dışarıda filan değil, inlerinde onları perişan ediyorlar ve emanetlerinizin intikamını alıyorlar. Bundan emin olabilirsiniz." ifadelerini kullandı. 


Türkiye'nin kolay kurulmadığını anlatan Kılıç, "15 Temmuz gecesi, yine hainlerin ve terör örgütü mensubu olan "haşhaşilerin" milletimize, devletimize karşı girişmiş oldukları bu terör eyleminde, darbe girişiminde maalesef Meclisimizi dahi bombaladılar ama bu millet, dimdik ayakta durdu." şeklinde konuştu.


15 Temmuz'da "haşhaşilerin" milletle Silahlı Kuvvetler arasına nifak sokamadığını dile getiren Kılıç, şöyle devam etti:


"Tüm olumsuzluklara, tüm çabalara rağmen, bu milletin asla ama asla Silahlı Kuvvetleriyle arasına nifak sokamadılar. Bugün de olduğu gibi bizim aslanlarımız, bizim Mehmetçiğimiz hainler avında. Polisimiz, Emniyet teşkilatımız, o kutsal üniformayı polislerimiz de askerlerimiz de üzerlerinde taşıdıkları bizim kutsal bildiğimiz üniformaları ile şu anda onlar da hainlere karşı yoğun bir mücadele içinde. Neden? Bu millete inanıyorlar. Bu bayrağa inanıyorlar. Bu devletin ilelebet payidar olacağına yemin etmişler. Hepimizin bu anlamda yemin ettiği gibi. Evet, bazen çok üzücü haberler alıyoruz. Gerçekten çok ciddi anlamda hepimizi etkileyen üzücü haberler alıyoruz ama hep diyoruz ya bu coğrafyada ve bu ülkede yaşamanın bir bedeli var."


"Bu millet şehadete koştu"  


"Bu millet şehadete yürümedi, koştu" diyen Kılıç, milletin şehadetinin ne anlama geldiğini anlamayanların şehitlikle ilgili soru işaretleri oluşturmaya çabaladığını söyledi. Kılıç, şöyle konuştu:


"Bunu dile getirenler Türk milletini hiç tanımamışlar. Bizim inancımızda, Kur'an-ı Kerim'de Rabbimiz ne diyor? 'Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz, onlar diridir ama siz bilemezsiniz'... Biz şehitlerimizin diri olduklarına inanıyoruz. Bizim inancımız bu. Onların sizlerle beraber, bizlerle beraber olduğuna inanıyoruz. Dolayısıyla bu milletin bu inancıyla herhangi bir şekilde küçümsercesine bir şey söylemek hiç kimsenin haddine de değildir, hakkı da değildir. Bu aziz milletin evlatları, gözlerini kırpmadan koşarak, kendilerini bu aziz milletin geleceği için, al bayrağımız için tehlikenin önüne attılar. Bir saniye dahi düşünmediler." 


Çanakkale Savaşı'nda Gazi Mustafa Kemal'in "Ben size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum" dediğini ve o askerlerin, gözlerini dahi kırpmadan kendilerini düşmanın üstüne atığını anlatan Kılıç, "İşte bu ruhu, bu birlikteliği anlayamıyorlar." ifadelerini kullandı. 


Çanakkale Savaşı'nda vatanın her köşesinden genç insanların vatan ve millet için şehit olduğunu hatırlatan Kılıç, "İşte aynen o şekilde, 15 Temmuz gecesi de bu millet dedi ki 'Yok kardeşim, bu millet de bizimdir bu devlet de bizimdir. Biz bunu kimseye vermeyiz'. Dolayısıyla bir şeyi anlayamadılar ama inşallah anlarlar. Bu milleti zorla zapt edemezsiniz. Bu aziz vatanı kimse bizim elimizden alamaz. Böyle bir şey mümkün değil." diye konuştu. 


Kılıç, şu anda memleketin belli bölgelerinde Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet teşkilatının içindeki aslanların, hainleri teker teker bulup inlerinde yok ettiklerini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Bunu sadece yerde yapmıyorlar. Havadan da yapıyorlar. Artık biz kendi insansız hava aracımızla bu işleri yapıyoruz. Hainleri tespit ediyoruz. Hatta ve hatta insansız hava araçlarımızla silah dahi takıp onları havadan yok edebiliyoruz. İşte budur değerli kardeşlerim bu ülkenin geleceğine yürüyecek olan, bu ülkenin geleceğini kurtaracak olan ruh. Bu imkanlarımızı artık sonuna kadar kullanıyoruz ve geliştiriyoruz. Bunları kendimiz yapıyoruz. İnanıyorum ki evlatlarımızın ve kardeşlerimizin fedakarlıkla ortaya koymuş oldukları şehadetleri de gazilikleri de görüyoruz. En sevdiklerinizi, en yakınlarınızı terör örgütlerinin, hainlerin, katillerin sizlerden alıp söktüğünü biliyoruz."


Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanında uzun seneler görev yaptığını hatırlatan Kılıç, şunları söyledi:


"Evet üzücü haberler de kendisine iletmek durumunda kaldığımız ve aldığımız oldu. Değerli kardeşlerim! Sizler tabii ki üzülüyorsunuz, sizin sevdikleriniz... Kimse onları geri getiremez. Yüreğinizdeki o acıyı kimse tarif edemez ama şunu çok iyi biliniz ki Cumhurbaşkanımız, Başbakanlığı döneminde de aynı şekilde her bir şehit haberi aldığında yüreği dağlanıyordu ve kaç kere görmüşümdür ki gözlerinden yaşlar aktı. Bunları kimse paylaşmaz ama ben paylaşılması gerektiğini düşündüğüm için bu gece sizlerle paylaşıyorum. Çünkü, birileri sanki Cumhurbaşkanımızın bu konularda hassasiyetinin az olduğunu dile getiriyor. Değerli kardeşlerim, hepinizin derdiyle birbir dertleniyor. Sabahlara kadar bunun acısını hissediyor. Bunun sebebidir ki bundan dolayıdır ki sizleri en rahat şekilde hayatınızı sürdürmeniz için elinden gelen her türlü çabayı ortaya koyuyor. Kanun çalışmalarıyla alakalı olsun ve farklı desteklerle ilgili olsun."


Kılıç, şöyle devam etti:


"Başbakanımız 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Bakanlar Kurulu toplantısında biliyorsunuz, bazı şeyler anlattı. 15 Temmuz gecesi hainlerin, sokağa çıktıklarında o şanlı şerefli üniformanın içine saklanan hainlerin, vatandaşın üzerine açtıkları ateşten sonra yüreği dağlanmıştı ama hatırlıyor musunuz, torununa bunu açıklayamadığını anlattığında gözyaşlarına hakim olamadı. Biz böyle bir milletiz. Biz askerimizi de polisimizi de korucumuzu da baş üstünde tutarız. Herhangi bir şekilde bir olumsuzluk olduğunda haber aldığımızda yüreğimiz dağlanır. Şehit olduklarında yüreğimiz dağlanır ama bu milletin bu devletin de ilelebet payidar olması için 2023'te Cumhuriyetimizin 100. yılında dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi arasında olmamız için de gece gündüz çalışıyoruz. Mecburuz. Bunu hep beraber yapacağız. Eğer bunu başaramazsak o zaman şehitlerimize mahcup oluruz, gazilerimize mahcup oluruz. Bize mahcubiyet yakışmaz. Rabbim sizlere karşı bizleri mahcup etmesin. Bizim bütün amacımız ama tek amacımız bu ülkenin evlatlarının ortaya koymuş oldukları fedakarlığa layık olabilmektir."


Başkalarının bu ruhu anlamadığını kaydeden Kılıç, sözlerini şöyle tamamladı:


"Bizler 15 Temmuz gecesi bu ihanetle karşı karşıya kaldığımızda ailelerimizden helallik aldık ve sokaklara çıktık. Biz herhangi bir şekilde bu milletten uzak durarak başarı elde edemeyeceğimizi bilenlerdeniz. Milletle beraber ancak bunu yapabileceğimizi biliyoruz. Onun için milletimizin arasında, milletimizle beraber olduk. Çok şeyler söylediler, çok arkadaşlarımıza. Birçok bakan arkadaşımıza 'şöyle güvenli yerlere götürelim, böyle güvenli yerlere götürelim' dendi. Hayır, bizim en güvenli olduğumuz yer milletimizin içidir, milletimizin yanıdır. Milletten uzak olmak isteyenlere diyecek bir şeyimiz yok. Onlar kendilerini başka yerlere, kenarlara çekebilirler. Biz onlardan değiliz. Rabbim sizlere karşı bizleri mahcup etmesin. Yakın zamanda inanıyorum ki tüm terör örgütleri bertaraf olacak. Çünkü şu anda nasıl kaçıyorlar biliyor musunuz? Saklanacak delik arıyorlar, delik ama bizim evlatlarımız, sizin evlatlarınız onların peşinde. O girdikleri inlerden onları çıkarıyorlar ve çıkaracaklar. Dolayısıyla Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi daim eylesin. Sizlerden Allah razı olsun."