05 Temmuz 2014
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bundan 95 yıl önce, 19 Mayıs 1919'da Gazi Mustafa Kemal Samsun'a ulaştı.Samsun'da İstiklal Savaşı'nın ilk adımını attı. 95 yıl sonra işte o adım kadar önemli bir adımı, yeni Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı seçimini bizler de Samsun'dan başlatıyoruz'' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan:
"Bundan 95 yıl önce, 19 Mayıs 1919'da Gazi Mustafa Kemal Samsun'a ulaştı. Samsun'da İstiklal Savaşı'nın ilk adımını attı. 95 yıl sonra işte o adım kadar önemli bir adımı, yeni Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı seçimini bizler de Samsun'dan başlatıyoruz"
''Bugüne kadar Türkiye'de 11 cumhurbaşkanı görev yaptı, inanın Gazi Mustafa Kemal'den sonra her cumhurbaşkanlığı seçimi Türkiye'de büyük hadiselere, büyük kriz ve kaoslara yol açtı''
Gençlik ve Spor Bakanı Çağatay Kılıç:
"30 Mart'ta sandıklardan nasıl büyük bir başarıyla çıktıysak, Başbakanımız ve cumhurbaşkanı adayımız sayın Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti'nin 12.Cumhurbaşkanı olarak Samsun'dan da en yüksek oyu alacaktır"
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bundan 95 yıl önce, 19 Mayıs 1919'da Gazi Mustafa Kemal Samsun'a ulaştı.Samsun'da İstiklal Savaşı'nın ilk adımını attı. 95 yıl sonra işte o adım kadar önemli bir adımı, yeni Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı seçimini bizler de Samsun'dan başlatıyoruz'' dedi.
Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası dolayısıyla Samsun Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde konuşmasına, ''Buradan bütün Samsun'a, Samsunlu tüm kardeşlerime selamlarımı, sevgilerimi yolluyorum. Ramazan-ı Şerifiniz mübarek olsun, Allah, tuttuğunuz oruçları, yaptığınız ibadetleri bu mübarek ay hürmetine inşallah kabul etsin'' diyerek başladı.
''Bugün Samsun'dan yeni bir tarihi yolculuğa çıkıyoruz, büyük başlangıçların şehri Samsun'dan biz de yeni bir başlangıcın, büyük bir başlangıcın ilk adımını atıyoruz'' diyen Erdoğan, bundan 95 yıl, önce 19 Mayıs 1919'da Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a ulaştığını,Samsun'dan İstiklal Savaşı'nın ilk adımını attığını anımsattı.
Erdoğan, ''95 yıl sonra işte o adım kadar, önemli bir adımı yeni Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı seçimini bizler de Samsun'dan başlatıyoruz. 95 yıl önce olduğu gibi, bugün de Samsun'dan bismillah diyor, Türkiye adına, milletimiz adına kutlu bir yolculuğu Samsun'dan başlatıyoruz. Allah yolumuzu, bahtımızı açık etsin inşallah. Samsun'dan çıktığımız bu yolculuk ülkemiz, milletimiz, demokrasimiz için hayırlara vesile olsun inşallah'' diye konuştu.
2007 yılında Türkiye Cumhuriyeti'nin 10'uncu cumhurbaşkanının görev süresinin dolduğunu, 11'inci cumhurbaşkanını seçmek için hazırlıklara başladıklarını anlatan Erdoğan, TBMM'de en fazla milletvekiline sahip parti olarak adaylarını, şu anda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü parlamentoya, ülkeye sunduklarını hatırlattı.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Her şey Anayasa'ya uygundu, yasalara uygundu. Daha önce Turgut Özal, rahmetli nasıl seçildiyse, Sayın Demirel nasıl seçildiyse, Ahmet Necdet Sezer nasıl seçildiyse, aynen onların seçilme şartlarına uygun olarak biz de şu anda cumhurbaşkanımız olan Abdullah Bey'i sunduk. Ne yazık ki her türlü hileye başvurdular, dediler ki 'bu işin üçüncü turu falan yok, 367'. Ve 367 ile önümüzü kesmek istediler, hukuku çiğnediler, hukuku katlettiler, zorlama yorumlar yaptılar. Bu yorumlarına yüksek mahkemelerden dayanaklar bularak, bizim cumhurbaşkanı seçmemizi engellemek istediler. Ne yaptılar? İşte 367 şartı diye bir şart getirdiler. O gün bunları çok konuştuk. Merhum Özal'da böyle bir şey var mıydı? Yok. Sayın Demirel'de böyle bir şey var mıydı? Yok. Sayın Sezer'de böyle bir şey var mıydı? Yok. Ama biz adayımızı çıkarınca, hemen bu engeller geldi. Önümüze 367'yi getirdiler. O günlerde hatırlarsanız bir de bildiri yayınladılar. Güya bizi tehdit edecekler ama biz bu yola çıkarken kefenimizi giyerek çıktık ve bu kadronun bu tür tehditlerden korkmayacağını bilmiyorlardı.''
''Milletin emanetini zorbalara, hukuksuzlara teslim etmedik''
Bu hukuksuzluk, zorbalık, tehditler karşısında boyunlarını eğmediklerini, kaderlerine razı olup, yapılanları sineye çekmediklerini vurgulayan Erdoğan, ''Milletin emanetini, orada zorbalara, hukuksuzlara, demokrasiyi gasp etmeye çalışanlara teslim etmedik'' dedi.
Hemen erken seçim kararı aldıklarını, ''Kararı millet versin, millet sandıkta sözünü söylesin'' dediklerini ifade eden Erdoğan, Türkiye'yi 22 Temmuz 2007'de genel seçimlere taşıdıklarını hatırlattı.
Milletin, 2002 yılında kendilerine yüzde 34 oy verdiğini, 2007'de söz konusu seçimlerde milletin kendilerine daha güçlü sahip çıkarak yüzde 47 oranında oy verdiğini anımsatan Erdoğan, ''Hukuksuzluk yapanlar, zorbalığa yeltenenler, özenenler 22 Temmuz 2007'de milletten gereken cevabı aldılar'' ifadesini kullandı.
Bu arada hemen Anayasa değişikliğine gittiklerini anlatan Erdoğan, Meclis'te değiştirdiklerini anayasanın dönemin Cumhurbaşkanı Sezer'den geri döndüğünü söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti:
''Bir kez daha oyladık, Meclis'te kabul ettik, cumhurbaşkanına gönderdik, ikinci defa veto edemeyeceği için Anayasa Mahkemesine iptal başvurusunda bulundu. Mecburen de değişikliği halk oylamasına götürdük. Hatırlayın, 21 Ekim Anayasa değişikliği, sizin, yani milletin takdirine sunuldu. O Anayasa değişikliği ile biz ne dedik, 'Cumhurbaşkanını halk seçecek' dedik. 'Cumhurbaşkanları 5+5 olmak üzere iki dönem görev yapabilir' dedik. Bunu sizin takdirinize sunduk. Siz ne dediniz? Yüzde 69 oranında 'evet' dediniz. O Anayasa değişikliğini kabul ettiniz.''
"Artık vekiller değil, asıllar cumhurbaşkanını seçecek''
Türkiye'nin yeni bir dönemi başlattığını bildiren Erdoğan, ''İşte 10 Ağustos'ta bu ilk seçim şimdi gerçekleşecek. Artık vekiller, cumhurbaşkanını seçmeyecek, asıllar seçecek. Yani millet seçecek. İlk kez millet, cumhurbaşkanını seçecek, başkanını seçecek, devletin başını, cumhurun reisini, başkomutanı, yani Türkiye Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanını 10 Ağustos'ta sizler belirleyeceksiniz'' diye konuştu.
''Bugüne kadar Türkiye'de 11 cumhurbaşkanı görev yaptı, inanın Gazi Mustafa Kemal'den sonra her cumhurbaşkanlığı seçimi Türkiye'de büyük hadiselere, büyük kriz ve kaoslara yol açtı'' görüşüne yer veren Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
''Bakın, şimdi size ilginç bir iki anekdot anlatacağım. 10 Kasım 1938'te Gazi Mustafa Kemal, hayata gözlerini yumdu. Bir gün sonra 11 Kasım 1938'de askerler TBMM'yi kuşattılar. TBMM'ne ne dediler biliyor musunuz? 'Ya İsmet İnönü'yü seçersiniz ya da Meclis'i kapatırız' dediler. İsmet İnönü, silah zoruyla, tehditle cumhurbaşkanı seçildi. 1961'de 27 Mayıs Darbesi'ni yapanlar aynı şekilde zorbalıkla, Meclis'i tehdit ederek, milletvekillerini, cumhurbaşkanı adaylarını aleni tehdit ederek, Cemal Gürsel'i cumhurbaşkanı seçtirdiler."
-Ali Fuat Başgil
Salı günü aday tanıtım toplantısında bir isim hatırlattığını bu ismin, Ordinaryüs Profesör Ali Fuat Başgil olduğunu belirten Erdoğan, Merhum Ali Fuat Başgil'in Samsunlu olduğunu, 1893 yılında Samsun Çarşamba'da doğduğunu söyledi.
Birinci Dünya Savaşı'nda 4,5 yıl Kafkas cephesinde askerlik yapan Başgil'in, 1961 seçimlerde Samsun'dan bağımsız senatör seçildiğini, ardından cumhurbaşkanlığına aday olduğunu kaydetti.
Ancak darbeyi yapanlar ve darbeyi destekleyen CHP'nin, onun cumhurbaşkanı olmasını istemediğini anlatan Erdoğan, ''Bu CHP'nin geçmişi karanlıktır, karanlık. Ankara'da başbakanlığa çağırdılar Ali Fuat Başgil'i, Başbakan vekili bir general, Samsunlu Ali Fuat Başgil'i tehdit etti. General tabancasını çıkartıp, masanın üzerine koydu. Ne dedi biliyor musunuz? 'Mezarın bile hazır, aday olursan hayatını garanti edemeyiz' dedi'' diye konuştu.
''Bu millet gördü, neler'' diyen Erdoğan, Ali Fuat Başgil'in mecburen adaylıktan çekilmek, senatörlükten ayrılmak zorunda kaldığını ve İsviçre'ye gurbete gittiğini söyledi.
Erdoğan, ''Ben ailesini Lozan'da ziyaret etmiştim ve orada bir hayat sürüyordu. Kendisini göremedim tabi, hanımefendiyi görmüştüm. 12 Eylül 1980 öncesinde cumhurbaşkanlığı seçimlerinin nasıl kördüğüm olduğunu, Meclis'in günlerce nasıl cumhurbaşkanı seçemediğini bir çoğunuz hatırlıyorsunuz. Merhum Özal'ın seçilmesi aynı şekilde tartışmalarla oldu. Abdullah Bey'in seçilmesi aynı şekilde engellemelerle karşı karşıya kalarak oldu. İşte biz bütün bu tartışmalara, bu engellemelere rağmen, 75 yıldır devam eden bu tartışmalara, son vererek bütün bu tartışmaları gündemden kaldırarak, bizzat halkın yani cumhurun cumhurbaşkanı seçmesini sağladık'' ifadelerini kullandı.
Bugüne kadar halkın cumhurbaşkanı seçmesine izin vermediklerini, çünkü kendilerinden önceki iktidarların millete güvenmediğini, milletin tercihlerine itibar etmediklerini, milletin seçtiği hükümetin üzerine devletin temsil eden bir güç olarak cumhurbaşkanını koyduklarını anlatan Erdoğan, vatandaşın seçtiği hükümetlerin karşısına devleti temsil eden cumhurbaşkanının bir güç olarak yer aldığını kaydetti.
Son yapılan referandumda CHP ve MHP'nin "hayır" dediğini, AK Parti'nin ise "evet" diyerek, halkın cumhurbaşkanını seçmesine ve Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkını getirdikleri anlatarak, şöyle devam etti:
"Şu anda Anayasa Mahkemesine gitmek suretiyle oradan bazı imkanlar yakalayanlar veya lehlerinde hak ihlali vardır diye bırakılanlar şunu bilmeleri lazım; eğer AK Parti o referandumu yapmamış olsaydı, yüzde 58 ile bireysel başvurunun önü açılmamış olsaydı bunlar bugün dışarı çıkamamış olacaktı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden çıkan kararların bu ülkede neleri işaret ettiğini biliyorsunuz ama biz bunu da yüzde 58'lik o referandumdan aldığımız oyla düzelttik. İşte biz bu ayrımları ortadan kaldırdık.
Artık devlet ile millet kucaklaşıyor ama biz milletin tarafı olduk. CHP, MHP, HDP bunlar devletin tarafı oldular, aramızdaki fark bu. Şimdi diyorlar ki 'taraf olacak mıyız?' Evet, biz tarafız. Bitaraf olan bertaraf olur, fakat biz milletin tarafındayız, devletin değil. Onun için ne diyoruz? İnsanı yücelt ki devlet yücelsin, milleti yücelt ki devlet yücelsin. Şimdi devlet ile millet birbirini tehdit etme üzerine değil, birbirini yaşatma üzerine bir araya geliyor, muhabbetle kucaklaşıyor. Halkın seçtiği hükümetle, halkın seçtiği cumhurbaşkanı inşallah uyum içinde, koordinasyon içinde, işbirliği içinde Türkiye'yi idare edecek, inşallah Türkiye'yi uçuracaklar."
Erdoğan, gece Samsun'a dolu yağdığı bilgisinin kendisine verildiğini belirterek, "Şimdi de rahmet inşallah. İnşallah ülkemiz rahmet deryasına gark olur. Çok kuraklık çektik, şimdi şu rahmet dalgaları gelir ve inşallah barajlarımız da dolar" dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile son 7 yılda hükümetin başka bir performans sergilediğini, bu performansın daha önce yakalanmış olması halinde Türkiye'nin bugün çok daha farklı bir yerde olabileceğini ifade eden Erdoğan, bundan sonraki sürecin milletin bizzat seçtiği cumhurbaşkanıyla çok daha farklı bir konuma ulaşacağını söyledi.
Erdoğan, CHP'nin her zaman milli iradenin, sandığın, demokrasinin karşısında olduğunu, hiçbir meselede halkın tercihlerini, taleplerini önemsemediğini, halkın seçtiği iktidarlar karşısında CHP'nin her zaman devletin safında, statükonun yanında yer aldığını vurgulayarak, "Halkın oylarıyla gelen hükümetleri deviren darbeciler her zaman CHP'den destek aldılar, CHP tarafından korundular, kollandılar. CHP, 2007 yılında bizim cumhurbaşkanı seçmemize engel olmuştu. Arkasına emekli yargıçlarını aldı, arkasına yüksek mahkemeleri aldı, dönemin yüksek makamlarını aldı ve bizim Meclis'te cumhurbaşkanı seçmemizi engellemek istedi" değerlendirmesinde bulundu.
"CHP, MHP cumhura reis seçmenin değil, statükoya bekçi seçmenin derdindeler"
CHP'nin cumhurbaşkanını halkın seçmesini olanak sağlayan halk oylamasına da "hayır" dediğini anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Şimdi hangi yüzle bunlar halkın karşısına gelecekler. Halka hangi yüzle bizim adayımız şudur, oyunuzu ona verin diyecekler. Siz, halkı reddettiniz, halktan nasıl olacak da oy isteyeceksin? Çünkü bunlar hep halkın efendisi olduklarını iddia ettiler. Biz ise halkın hizmetkarı olduğumuzu ortaya koyduk, ispatladık. 1938'den bu yana başlatmış oldukları millet düşmanlığını bugünlere kadar taşıdılar. Şu anda da ne diyorlar, 'cumhurbaşkanı siyasetin dışından olsun'. Yanına MHP'yi de aldı, bazı zavallı figürleri de aldı, adeta milletle, milli iradeyle alay ediyorlar. CHP, MHP cumhura reis seçmenin değil, statükoya bekçi seçmenin derdindeler, bunu artık başaramayacaklar, bu millet artık her seviyede, her kademede belirleyicidir. Bu ülkeye istikameti sizler çiziyorsunuz, sandığa gidiyor sadece vekilleri, hükümeti değil, artık cumhurbaşkanını belirliyorsunuz."
Erdoğan, Allah'ın izni ve halkın takdiriyle cumhurbaşkanı seçilmesi halinde, millete ve Türkiye'ye hizmet etmeye o makamda sürdüreceğini ifade ederek, "Şundan emin olmanızı istiyorum; Samsun 12 yıl boyunca nasıl hizmet gördüyse bundan sonra da hem şahsımın hem başbakanın gayretleriyle aynı şekilde hizmet görecek" dedi.
Birilerinin "cumhurbaşkanlığı makamı yol yapma makamı değil, köprü yapma makamı değil, havalimanı yapma makamı değil" diyebileceğini belirten Erdoğan, "Kusura bakmasınlar cumhurbaşkanlığı makamı yapılan ve yapılacak olan havalimanlarını da takip eder, yolları da takip eder, milletin birliğini, beraberliğini, bütünlüğünü de takip eder. Yani cumhurun başı olacaksın... Yan gelip yatacaksın, böyle şey olur mu? Bunu yapacağız, biz bunu bu dönemde Sayın Gül ile nasıl yaptıysak bundan sonra da yapacağız. Unutmayın; durmak yok, yola devam. Yolculuğumuz devam ediyor" diye konuştu.
Erdoğan, başbakanlığı döneminde nasıl reformlar yaptıysa, Türkiye'yi nasıl yüksek seviyelere ulaştırdıysa cumhurbaşkanlığı döneminde de Türkiye'yi daha yüksek hedeflere doğru ve kararlı yürüyüşle devam edeceğini kaydetti.
2023 hedeflerini halkın seçtiği cumhurbaşkanıyla daha da güçlü şekilde gerçekleştireceklerini belirten Erdoğan, ekonominin daha da büyütüleceğini, dış politikada çok daha aktif olacaklarını, kardeşliğin daha da yüceltileceğini, birlik, istikrar ve güven içinde bugüne kadar olduğu gibi Türkiye'yi daha da büyüteceklerini anlattı.
Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası için ilk mitingi Samsun'da yapmalarının tesadüf olmadığını, ilk miting için Samsun'un bilinçli olarak seçildiğini ifade eden Erdoğan, "Samsun, ilk çok partili seçim denemesinde, 1930'da CHP karşısındaki adaya yüzde 80'in üzerinde oy vermiştir, bunu biliyor musunuz? Hem de bağımsız. Samsun, Ali Fuat Başgil gibi bir yürekli insanı yetiştirmişti. Samsun, her zaman demokrasinin yanında, özgürlüklerin, milli iradenin yanında oldu. 10 Ağustos'ta da Samsun inşallah kutlu başlangıcın hakkını verecek, Ali Fuat Başgil'e yapılanların hesabını sandıkta çok güçlü şekilde soracaktır" diye konuştu.
Erdoğan, vatandaşlardan 10 Ağustos'ta mutlaka sandığa gitmelerini rica ederek, tatilde olanları da bulundukları yerlerde oy kullanabiliyorlarsa kullanmalarını istedi. Gençleri, kadınları ve erkekleri ayrı ayrı sandığa giderek, oylarını kullanmaları konusunda uyaran Erdoğan, "Türkiye'de 10 Ağustos'ta tarih yeniden yazılacak, bu yeni tarihi sizler yazacaksınız, sizler mührünüzü vuracak yeni Türkiye'yi daha güçlü bir zeminde inşa edeceksiniz" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili farklı dedikodular çıkarıldığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Ben aranızdan ayrılmıyorum. Hizmetlere ara vermiyorum. Yolculuğumuza mola vermiyorum. Dinlenmeye çekilmiyorum. Tam tersine sizlere, aziz milletime, ülkeme daha iyi hizmet edebilmek için bir üst makama aday gösteriliyorum, olay budur. Birlikteliğimiz, beraberliğimiz, yol arkadaşlığımız, muhabbetimiz aynı şekilde devam edecek. Sizlerle yine bir arada olacağız. Başbakanlıkta nasılsak göreceksiniz Cumhurbaşkanlığında da öyle olacak her saniyemizi başbakanımızla bakanlarımızla bürokratlarımızla teknokratlarımızla bir arada geçirecek milletimize ve ülkemize hizmetle geçireceğiz.
Samsun'un en basit meselesinden en büyük projesine kadar her derdi yine benim derdim olacak, gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz. Çünkü biz o makamları istirahat makamları olarak görmüyoruz. Sorumluluk mesuliyet makamları olarak gördük. Böyle görüyoruz, böyle göreceğiz. Türkiye'yi inşallah şaha kaldırmaya devam edeceğiz. Türkiye'yi çok daha büyüteceğiz."
Türkiye'nin 2023 hedeflerine doğru hızla yol aldığını dile getiren Erdoğan, ihracat hedeflerinin çekirdeğini oluşturacak projeyi Samsun'da hayata geçireceklerini söyledi.
Samsun'da yapılacak Uluslararası Lojistik Merkezi için Bakanlar Kurulu kararını çıkardıklarını aktaran Erdoğan, merkezin, Tekkeköy ilçesi sınırları içerisinde yapılacağını, altyapı çalışmalarının sürdüğünü ifade etti.
Projenin takipçisi olacağını belirten Erdoğan, bu uluslararası lojistik merkezle Samsun'un ülkenin kuzey-güney, doğu-batı eksenlerinde oluşacak uluslararası yük koridorlarında başlangıç noktası olacağını kaydetti.
Samsun'a yapılan ve yapılacak yatırımları da anlatan Erdoğan, 12 yılda şehre, ulaştırma ve haberleşme, toplu konut, orman ve su işleri, gıda, tarım ve hayvancılık, eğitim, sağlık gibi alanlarda 12,5 milyar liralık destek ve yatırım yaptıklarını anlattı. Samsun'a 107 trilyon maliyetle yapılan 34 bin seyirci kapasiteli stadyumun yüzde 35'inin bitirildiğini, gelecek yıl stadın tamamlanacağını da ifade eden Erdoğan, "Ben de Samsun'a diyorum ki bak önümüzdeki yıl çıkacaksınız. Sahada çıkıp ben koşacak değilim orada da siz koşacaksınız, işi bitireceksiniz" dedi.
"Türkiye ayakları üzerinde güçlü duruyor"
Türkiye'nin kendi ayakları üzerinde güçlü durduğunu vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Güçlüyüz. İşte ilk çeyrekte bütün Avrupa sıfırın altında büyüme kaydederken biz 4,3 büyüme kaydettik. Türkiye büyüyor, halkıyla büyüyor, çiftçisiyle büyüyor, memuruyla büyüyor, işçisiyle büyüyor, milletiyle büyüyor, inanarak büyüyor. Bunu özellikle görmenizi istiyorum. Değerli kardeşlerim, size şunun sözünü veriyorum, cumhurbaşkanlığım süresince Samsun'a yapılan yapılmakta olan tüm yatırımların, tüm projelerin takipçisi olacağım. Hiçbir temel yarım kalmayacak.
Kardeşlerim, şunu da bilmenizi istiyorum, bu kardeşinizin inancında, bu kardeşinizin değerlerinde ayrımcılık olmadı, olmayacak. Bize çok hakaretler ettiler, bize çok yanlışlar yaptılar. İşte şu anda bunlar hep bir aradalar. Şunu da söyleyeyim. Bu paralel yapı denilen olayı da onu da yolda bırakmayacağım. Ona da aynen devam edeceğim. Niye? Milli güvenliğimizi tehdit oluşturan bu yapıyı biz bu ülkede derdest edeceğiz. Bunun başka çıkışı yok. Vatanımız için milletimiz için bunu yapacağız. El ele vereceğiz, omuz omuza vereceğiz ve bunu gerçekleştireceğiz. Şunu unutmayın, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, beraber olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. İşte 10 Ağustos inşallah bunun mührü olacaktır buna inanıyorum."
Gençlik ve Spor Bakanı Kılıç: "Sayın Başbakanımız Samsun'dan En Yüksek Oyu Alacaktır"
Miting öncesinde Samsunlu hemşehrilerine seslenen Bakan Akif Çağatay Kılıç da "30 Mart'ta sandıklardan nasıl büyük bir başarıyla çıktıysak, Başbakanımız ve cumhurbaşkanı adayımız sayın Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti'nin 12. Cumhurbaşkanı olarak Samsun'dan da en yüksek oyu alacaktır" dedi.
Bakan Çağatay Kılıç, Samsun Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingi öncesi halka seslendi. "Bugün de her zaman olduğu gibi yine Başbakanımız, Genel Başkanımız ve şimdi cumhurbaşkanı adayımız sayın Recep Tayyip Erdoğan'a sahip çıktınız, bugün Cumhuriyet Meydanı'nı yine doldurdunuz, Allah sizden razı olsun" diyen Bakan Çağatay Kılıç, şöyle devam etti:
"Bugün artık Cumhuriyetimizin ve milletimizin gelecek yürüyüşü için Samsun'dan tekrar ve yeniden yola çıkıyoruz. Genel Başkanımız, Başbakanımızın cumhurbaşkanlığı yolculuğunda bizler yanında olarak, her zaman arkasında olarak destekleyeceğiz ancak sizlerin vereceği oylar var. 10 Ağustos günü ben inanıyorum Samsun'da her zaman olduğu gibi yine milli iradenin en büyük şekilde, en yoğun şekilde tecelli ettiğini göreceğiz ve Samsun'da inanıyorum ki nasıl yerel seçimlerde, 30 Mart'ta sandıklardan nasıl büyük bir başarıyla çıktıysak, Başbakanımız ve cumhurbaşkanı adayımız sayın Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti'nin 12. Cumhurbaşkanı olarak Samsun'dan da en yüksek oyu alacaktır."
Bakan Çağatay Kılıç, "Samsunlu olmanın gururunu, onurunu bize yaşattınız. Yüzümüzü kara çıkartmadınız. Allah hepinizden razı olsun. Hepinizi Allah'a emanet ediyorum" ifadelerini kullandı.
Mitinge Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, AK Parti TBMM Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, AK Parti Genel Sekreteri Haluk İpek, AK Parti İzmir Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Binali Yıldırım, milletvekilleri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz katıldı.