Bakan Çağatay Kılıç, Samsun’daki 19 Mayıs Gençlik Kampı’nı ziyaret etti. Kamptaki gençlerle sohbet eden Bakan Çağatay Kılıç, “Büyük Adımlar Marka Sporcuları Ağırlayacak” projesine ilişkin bilgi verirken “Elde edilmiş bir başarının ete kemiğe bürünmüş halini görmenizi istedik. Yani başarıya ulaşmış bir kişiyi, birinci elden sizinle temas içerisine getiriyoruz” dedi.

Bakan Çağatay Kılıç, gençlere “Siz zaten kampa gelerek birbirinizle kaynaşıyorsunuz. Bakıyorsunuz hayat tecrübelerinizde ortak, paylaştığınız paydalar var. Şimdi yaşlarınız genç ama sizin de hayatınızda bu güne kadar taşıdığınız bir tecrübe var. Sizden küçük olanın da sizden büyük olanın da bir hayat tecrübesi var” diye konuştu.

Daha yoğun bir başarı grafiği yakalamak için sporda ciddi yatırımlar yapıldığını anlatan Bakan Çağatay Kılıç, “Biliyorsunuz her başarının bir bedeli var. Ama başarının bedeli ter olmalı, başarının bedeli çalışmak olmalı. Başarının bedeli yıllar sonra geriye baktığınızda utanç olmamalı. Dopinge bulaşarak edinilen başarı, başarı değildir” ifadelerini kullandı.

Genç Milli Basketbol Takımının arka arkaya Avrupa Şampiyonu olduğunu hatırlatan Bakan Çağatay Kılıç, şöyle devam etti:

“Onlar sizlerden çok büyük değiller. Ama ciddi bir çalışmanın neticesinde başarıya ulaştılar. Basketbolumuzda da, başka branşlarda da farklı bir destek içerisinde çalışmalarına yardımcı olmak için yeni projelerimiz olacak. Şöyle bir algı vardı bir zamanlar; ‘Biz bu işe maddi kaynağı aktaralım başarı gelir. ‘ Fiziki imkan ve maddi kaynak aktarmak bu işin olmazsa olmaz unsurlarından birisi ama her şeyi değil.

Yeteneklerinizin ne olduğunu bulup çıkarmak için taramalar yapıyoruz. Samsun’dan başladık. Kiminiz judoda, kiminiz tekvandoda, kiminiz boksta başarılar yakalayacaksınız. Bisiklette mesela şuana kadar çok ciddi bir başarımız yok. Kürekte bir takım başarılarımız var ama olimpiyat seviyesinde değil. Uluslararası yarışmalarda da çok yüksek başarılarımız yok. Sizlerin ortaya koyacağı caba ve sabır hepimizin başarısına katkı sağlayacaktır. Biz elimizden ne geliyorsa yapacağız. Şöyle bir şansımız da var; ‘Başbakanımızda sporcu bir başbakan dolayısıyla spora her türlü önemi veriyor. Sizinle beraber olacak, sizi yönlendirecek olan antrenörlerinizin iyi olması lazım ki siz de başarıya doğru gidin. Antrenörlerimizin daha fazla olması ve size başarılı bir şekilde eğitim verebilmesi için de çalışmalarımız olacak” dedi.

Bakan Çağatay Kılıç, gençlere tavsiyelerde bulunarak, şöyle konuştu:

“Şundan emin olabiliriz ki kendinden emin bir gençlik geliyor. Bir şeyler öğrenme ve bir şeyleri tecrübe edinebilmenin çabası var. Bunu hiçbir zaman kaybetmeyin. Herkes başarılı bir sporcu olacak diye bir şey yok. Ama hayatta başarılı olmanın da tek bir yolu yok. Yaptığınız işi en iyi şekilde yapın. Önünüze koyduğunuz hedefe ulaşmak için de samimi bir şekilde elinizden gelen her şeyi kurallar ve doğru ahlaki ölçüler içerisinde yapın. İyi bir başarıya ulaşırsınız. İstediğiniz noktanın en üstüne ulaşamazsanız da ‘elimden gelen gayreti gösterdim’ diyerek kendinizle gurur duyabilirsiniz. 

Aynaya baktığınız zaman o yansımayla huzur ve barış içerisindeyseniz o zaman hayatla da barış içerisinde oluyorsunuz. Gün gelecek önünüze bir yol ayrımı gelecek, o kararları vermenin başarılı olabilmesi için alt yapınızın kuvvetli olması lazım. ‘Daha 18 yaşında, çok gençler’ düşüncesiyle karşılaşıyorsunuz. Ama unutmayın sizin ecdadınız 21 yaşında bir çağ kapatıp bir çağ açtı. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u Fethettiğinde 21 yaşındaydı. 

Sizin her zaman değerli fikir ve tecrübeleriniz var. Tabii ki zaman geçtikte daha çok şey öğreniyorsunuz. Ben de şu anda 20 sene önceki tecrübelerimde ve düşünce yapımda değilim. Daha farklı tecrübelerim var onları da bir araya getirip karar veriyorum. Ama bu tecrübeleri edinirken de çok önemli bir unsur var ; ‘edep.’ Edebinizi her zaman muhafaza edeceksiniz. Düşüncenizi, fikrinizi söylemeyeceksiniz diye bir şey yok. Söyleyeceksiniz ama edepli bir şekilde. Tecrübe edindiğiniz kadar tecrübeyi doğru aktarımınız da önemli. Edepli ve saygılı olmak hiçbir zaman bir şey kaybettirmez kazandırır. Size karşı saygı duyulacak şekilde davranacaksınız. Bu akşam sizlerin böyle heyecanlı bir şekilde ağabeylerinizle burada olmanızdan dolayı mutlu oldum. Sizlere bu imkânı sağlayabildiysek ne mutlu bize.”

Bakan Çağatay Kılıç, konuşmasından sonra mikrofonu gençlere verdi:

Kampa katılan gençlerden Samet, basketbol oynamayı arkadaşından öğrendikten sonra bir kulüpte oynamaya başladığını söyledi. Antrenmanlardan eve geç döndüğü için babasının artık basketbol oynamasına izin vermediğini üzülerek dile getirdi. Boksa hep hayran olduğunu ifade eden Mustafa da ailesini ikna ederek boksa başladığını aktardı.

Türkiye Halter Şampiyonası’nda 3. olduğunu söyleyen Muhittin ise uluslar arası alanda dereceler yapmak istediğini ve hayatına halterle şekil vermek istediğini belirtti. Murat ise basketbolu çok sevdiğini söylerken, Furkan’da ileri de iyi bir takımda top koşturmak istediğini kaydetti.

Bu arada 19 Mayıs Gençlik Kampı, “Büyük Adımlar marka sporcuları ağırlayacak” projesi kapsamında Bakan Çağatay Kılıç’ın da katılımıyla Olimpiyat üçüncüsü Milli Boksör Yakup Kılıç ve 2000 Sidney Olimpiyatları’nda altın madalya alan milli judocu Hüseyin Özkan’ı konuk etti.

Gençler, çeşitli sorular sorarak milli sporcuları terletti.

Kılıç, “Spor hayatı 10 yıl önce ülkemizde böyle değildi. Eğer sporda başarılıysanız spor sizi zorunlu olarak eğitim hayatının içerisine sürüklüyor. Ben boksa gitmek istediğimi babama söylediğim zaman ciddiye almıyordu. Çünkü önünü görmüyordu. Şimdi aileler bizleri, gördüğü zaman çocuklarının neler yapabileceğini anlıyorlar. Ben 3 kez kamptan kaçtım. Merdivende yakaladılar geri getirdiler. Çekindiğimiz hiçbir sporcu olmadı. Türk bayrağını giydikten sonra elimizden ne geliyorsa onu yapıyoruz” dedi.

Kılıç, ‘dövüşürken hiç korkmadınız mı?’ sorusuna da “Boksu severek ve isteyerek yapıyorum. Sen hiç dayak yedin mi? dayak yemek zevk veriyor insana. 2 yıl boyunca dayak yedim eğer yememiş olsaydım bu gün burada olmazdım” diyerek espiri yaptı.

Çecenistan kökenli Milli Judocu Özkan da gençlerden gelen “Doğduğun ülkeyi temsil etmek yerine Türkiye’yi temsil etmek nasıl bir duygu?” sorusuna, “Bizi her yerden çağırıyorlardı. Ama ben Müslüman bir ülkeye Türk vatandaşı olarak gelmek istedim. Hem konuşması, hem mesafe olarak birbirine yakınlığı ve hem Müslüman bir ülke olmasından dolayı Türkiye’yi tercih ettim” diyerek karşılık verdi.

Olimpiyatlarda derece yaptıktan veya ünlendikten sonra havaya girmeye gerek olmadığını belirten Özkan, “Her an her şey olabilir. Bugün şampiyon olursun yarın derece yapamayabilirsin” diye konuştu.