08 Mayıs 2015
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, A Spor canlı yayınında en büyük rüyasının Olimpiyat Hazırlık Merkezi kurulması olduğunu açıklarken, Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor’un da aralarında bulunduğu büyük spor kulüplerin amatör branşlarına destek vermeye devam edeceklerini söyledi.
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, amatör spor kulüplerine vergi indirimi müjdesi verirken, 2016 Rio Olimpiyat Oyunları sürecinde, Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor’un da aralarında bulunduğu büyük spor kulüplerine maddi destek sağlanacağını söyledi. Bakan Çağatay Kılıç, en büyük rüyasının ise Olimpiyat Hazırlık Merkezi kurulması olduğunu kaydetti.
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, A Spor canlı yayınında olimpiyat oyunlarından tesis envanterine, yurtlardan gençlik merkezlerine kadar spor ve gençlik alanına ilişkin birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Çağatay Kılıç’ın, A Spor Müdürü Serkan Korkmaz’ın sorularına verdiği cevaplar şöyle:
-Olimpiyat ve olimpiyat ruhu bizim için çok önemli, yakın zamanda yaşadığımız bir adaylık heyecanı var. Ve bu ülkede çok yakın zamanda kıpırdanan bir TOHM projesi var. 2020 ve 2024’ü özellikle hedefleyen olimpiyata hazlık merkezinin projeleriyle ilgili gelinin noktayı sizden almak isteriz. Ne aşamadayız? Neler yapılıyor? Neredeyiz?
7 Haziran genel seçimleriyle alakalı olarak sahadayız. Yoğun bir siyasi çalışma içerisindeyiz. Sizin de dile getirmiş olduğunuz gibi Gençlik ve Spor Bakanlığı dendiği zaman spor daha çok konuşulan taraf oluyor. Bakanlığımızın ciddi anlamdaki icracı yetkisiyle donatılmış olmasından sonra ki 2011 seçimlerinin ardından, başbakanımız şimdi Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından bakanlar görevleri ve alanlarıyla ilgili yeniden bir yapılanma tarzı ortaya kondu. Yapılan çalışmadan sonra gerçekten de ciddi anlamda icracı bir bakanlık olarak değer yapıyor.
“Bir önceki adaylığımızda olimpiyat için önemli tecrübeler kazandık”
Bakanlığımızın kendi ana yapısı içerisinde kendisine bağlı olan genel müdürlükleri var. Bununla beraber bağlı kuruluşlar var. Kredi Yurtlar Kurumu ve aynı zamanda Spor Genel Müdürlüğü gibi. Spor Genel Müdürlüğü içerisinde yer alan faaliyetler arasında ülkemizin, gençlerimizin ve çocuklarımızın sportif gelişmesi için bazı adımlar var.
Bir olimpiyat adaylığımız söz konusuydu orada bir takım tecrübeler elde ettik. TOHM projelerinin yola çıkışı bu anlamda oldu. Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezleri’nde sporcularımız, gençlerimiz olimpiyatlara hazırlanıyor.
“21 ilde 17 branşta 857 sporcumuz var”
2016 Rio Olimpiyatları birinci hedefimiz, ama biz şimdiden 2020 ve 2024 için bir program hazırlamaya başladık. Şu anda 21 ilde 17 branşta toplam 857 sporcumuz TOHM’larda hazırlıklarını sürdürüyorlar. Yakın zamanda Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmeliğimiz de devreye girmiş oldu. Aynı zamanda 4 bin sporcuya maddi anlamda destek verilmesiyle ilgili yasayı da Meclis’ten geçirmiştik, bunun da yönetmeliği yayınlandı.
“2020 ve 2024 için hazırlıklara başladık”
Federasyonlarımızla, spor kurullarımızla yapacağımız inceleme, özellikle de yetenek taramalarından elde edeceğimiz verilerle beraber, kulüplerimiz ve antrenörlerimizle şimdiden 2020 ve 2024 için çalışmalara başlıyoruz.
2016 için zaten şu anda kota müsabakaları başlamış vaziyette. Burada elde ettiğimiz başarılarımız var. Yavaş yavaş kotalarımızı alıyoruz. Yazın Bakü’de 1. Avrupa Oyunları olacak. Kardeş ülkemiz Azerbaycan’da yapılacak. Gençlerimiz ve sporcularımız orada müsabakalarına çıkacaklar, ayrıca bu yıl içerisinde devam edecek çalışmalar da var.
Burada önemli olan şey şu; 2016’ya bir seneden fazla bir zaman var. Alınan belli bir yol, bundan sonra da alınacak bir yol var. Çalışmalar devam edecek, biz en iyi şekilde hazırlanıyoruz. Planımız, programımız hazır. Aynı zamanda arkadaşlarım bana ilk brifingi de verdiler.
Federasyonlarımız, sporcularımız, kulüplerimizden aldığımız bilgiler doğrultusundaki projeksiyonlarımız aşağı yukarı belli. Bunlar üzerinde biraz daha çalışılarak detayları ortaya çıkarılacak. Bu çalışma mecrasında ilerliyor.
Şu anda içinde bulunduğumuz Mustafa Dağıstanlı Spor Salonu’nun altında antrenman amaçlı inşa edilmiş salonlar var. Yani bir ana salon, bir de o ana salonun altında kot farkından ortaya çıkan alana 6 tane antrenman salonu yapılmıştır. Samsun ölçeğinde bunun bir eşini de Kavak ilçemizde yapıyoruz. Türkiye’nin genelinde birçok ilimizde ve ilçemizde bu yatırımlar yapılıyor.
“Samsun’a Panorama 1919 Müzesi yapacağız”
Biliyorsunuz İstanbul’da Panorama 1453 Müzemiz var. İstanbul’un Fethi’nin resmedildiği bir panoramik müze. Merkezdeki Yaşar Doğu Spor Salonumuz sportif anlamda kullanılma konusunda zamanı doldurmuş olan nostaljik bir bina. Biz buraya “Panorama 1919 Müzesi” yapacağız. Cumhuriyetimizin kuruluşuna giden yolun başlangıcı olan Samsun şehrimizde başbakanımızın da meşale şehri olarak adlandırdığı Samsun, aynı zamanda Cumhurbaşkanımızın da çok farklı önem verdiği şehirdir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda çok büyük önemi olan şehrimiz. İlkadım mahallemizin içerisinde ilk adımların atıldığı şehirdir. Burada “Panorama 1919 Müzesi” yapıp ve bunu da dijital programlarla yapılacak. Dış dizaynı da ahşap ağırlıklı güzel bir yapıyı şehrimize kazandıracak olan bir müze ve aynı zamanda sosyal etkinlik alanı tarzında da iç içe olan bir müze tarzına dönüştüreceğiz. Avrupa’da çok örnekleri var. Samsunumuza gelip de ziyarette bulunan herkes bu müzede Cumhuriyetimize giden yolun nasıl başladığını görebilecekler.
“Amatör branşlardaki vergi oranlarını düşüreceğiz”
Olimpiyatlara hazırlık içerisinde en önemli rolü üstlenen ruh amatör ruhtur. Amatör sporcularımızın, amatör kulüplerimizin başlangıç noktası olarak gördüğümüz bu yapı içerisinden çıkmıştır, spordaki başarıyı getirecek olan.
Dolayısıyla oturduk, çalıştık, konuştuk. Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek’le bir görüşmemiz oldu. Amatör branşlardaki vergi oranlarını yeniden gözden geçirip, düşürmek. Kesilen vergi oranları ile ilgili bir çalışma yapacağız. Buradan Sayın Maliye Bakanımıza spor camiası adına teşekkür etmek istiyorum. Gerçekten çok olumlu yaklaştılar bu konuya. Aynı zamanda kulüplerimizle arkadaşlarımız temasa geçti. Sadece dört büyük kulübümüz değil, amatör dalları olan tüm spor kulüplerimizle temas edildi. Bunların içinde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi de var, İstanbul Belediyesi ‘de var, Ankara Büyükşehir Belediyesi de var. Olimpiyat ruhu içerisinde ve olimpiyatlara sporcu yetiştirme kabiliyeti noktasında hareket edenlere destek olacağız.
“Büyük kulüplerin amatör branşlarına destek”
Amatör branşlarda hizmet eden her kulübe yani 4 büyükler de dahil olmak üzere amatör branşlarda destek veren kulüplere yeni bir çalışma içerisindesiniz. Bunu ilk kez duyuyoruz… Çoğu büyük kulüp amatör branşını kapatma arifesine gelmişti.
Bir takım sıkıntılar oldu, bunlar konuşuluyordu, biz de binlere vakıfız ama buradaki bizim asıl amacımız şu; bura da desteklenecek olan branş futbol değil. Çünkü futbol zaten bu kulüplerimiz tarafından kendi mecrasında yürüyen zaten ciddi gelirleri olan bir spor dalımız.
Buradan açık yüreklilikle söylüyorum, burada desteklenecek olan branş futbol değil, çünkü futbol bu kulüplerimiz tarafından kendi mecrasında yürüyen, zaten ciddi gelirleri olan bir branşımız. Ama bununla birlikte spor kulüplerimizin hayatta tuttuğu ve hayata geçirmiş oldukları amatör branşlar var, olimpik branşları var.
Güreş olsun, kürek olsun ki biliyorsunuz kürek milli takımımız geçen yaz, tarihinde ilk defa önemli bir başarı elde etti. Bu iki kulübümüzün sporcularından oluşan bir takımdı. Türk bayrağının altında, milli bayrağımızın ve formamızın altında beraber bu madalyaların peşinden koştuklarını tabi çok ciddi anlamda öne çıkarmış durumdalar, tabi onlara teşekkür ediyorum. Tabi diğer branşlar güreş olsun, boks olsun, halterde teniste ve badmintonda çok farklı destekleri olan kulüplerimiz var. Voleybol, basketbol, hentbol bu anlamdaki çalışmalar olsun farklı bir destek içerisine girdik. Bu anlamda bizden destek talepleri olan kulüplerimiz var.
“Amatör spor dallarına destek olan birçok kulübümüzün taleplerine karşılık vereceğiz“
Maddi yardımlar çerçevesinde istekleri var. Biz de onlara bu anlamda bir değerlendirme yaparak tabi ilk etapta Rio için bir destek olacağız. Tabi bu yardımlar sadece Rio için olmayacak. 2020, 2024 olimpiyatları için de bir çalışma olacak.
“En büyük rüyam Olimpiyat Hazırlık Merkezi”
Bir de ümit ediyorum ki önümüzdeki dönemde hayat geçirebileceğimiz Türkiye'de, bu güzel ülkemizde, olimpiyat hazırlık merkezi en büyük hedeflerimizden. Şahsen benim en büyük rüyam diyeyim bir tanesi bu.
Ama bunu şu anlamda söylüyorum; olimpiyat hazırlık merkezi şu anlamda olacak; kulüplerde, federasyonlarda, sporunu yapıp kendini yetiştirmek, hazırlamak isteyen sporcularımız, rutin olarak, dönemsel olarak bu merkezlerde spodrcularımız belli dönemlerde buralara gelecek. Üniversitelerle yaptığımız işbirliği ile spor camiasından aldığımız destekle gerekirse uluslararası destek alarak beslenme, psikoloji, farklı fiziki anlamdaki yapılarının gelişmesi için kullanılacak. Çünkü mesela kas gelişmesi malum sporcularımızın belli branşlarda vücutlarının belli kaslarının daha fazla geliştirmeleri belli ölçülerdeki antrenmanları daha fazla yapmaları gerekiyor. Bunların bilimsel anlamda incelendiği, sporculara anlatıldığı, örneklendiği, bilimden en üst seviyede yararlanıldığı, projeksiyonların yapıldığı, 2 tane böyle güzel merkezi yapmak için arkadaşlarımız çalışmalara başladılar. İki tane düşünüyoruz, bunu pilot anlamında söylemiyorum. Çünkü dünyada zaten tüm ülkelerde bir yada iki tane vardır. En fazla o da Amerika Birleşik Devletleri çok büyük nüfusa sahip olduğu için biraz daha fazla ama genelde bir veya iki tane var. Çünkü bu spesifik olarak tamamen konsantre bir şekilde olimpiyatlar yönelik hazırlıktır. Burada bilimsel çalışmalarda yapılacak, o yüzden üniversite diyorum doping ile beslenmeyle veya psikolojik destele alakalı olsun, rakiplerinin analiz edilmesi, kendi çalışmalarının bilimsel anlamda analiz edilmesi, neleri yapmaları gerektiği noktasında destek. Burada antrenörlere de özel bir anlamda destek gerekiyor. Bunu da yapacağız, çünkü en önemli ihtiyaçlarımızdan birisi de antrenör ihtiyacı.
“Türkiye sporda bilimsel araştırmanın yapılmadığı bir ülke değil”
Bazen görüyorum okuyorum arkadaşlarımız anlatıyorlar tabi eleştirel yaklaşımlar olacak bu eleştirilerden biz de üzerimize düşeni alacağız. Bizi daha iyiye teşvik etmek amacında olan eleştiriler tabi ki başımızın üzerinde yeri var. Ama sunu da yapmayalım Türkiye bundan 15 sene önceki gibi tamamen belli bir yolda ilerlenip bilimsel anlamda hiç bir araştırmanın plan programın yapılmadığı bir ülke değil, spor anlamında bunu dile getiriyorum. Cidden yoğun bir çalışma içerisinde ki bu hızlanıyor artık.
Özellikle uluslararası camia içerisinde yaptığımız temaslarla çalışmalar neticesinde çok güzel bir envanter elde ediyoruz. Kim, nasıl bir yaklaşım içerisinde, düşünebiliyor musunuz? Rüzgar tüneli, havuz kanolarının denendiği havuzlar, bunlara kadar giriyoruz. Bunları hazırlamamız gerekiyor ki başarı gelsin.
Her zaman federasyonların özerkliğinde bahsediyoruz, Türkiye'de tüm branşlarda neredeyse devlet desteği ile spor faaliyet yürüyor. Madalyalar hep belli tüm branşlardan geliyor. Onlarca yıldır bu şekilde radikal ve yapısal farklılıklar ortaya koyma anlamında ne gibi bir planlamanız olacak?
Benim ümidim şu; bakın bunu samimiyetle söylüyorum. Ortaya koyduğumuz plan ve program çerçevesinde bir sistematik oturtmak için uğraşıyoruz. Sistemi oturtalım ki o çark dönmeye başladığında bize bir kazanım yapsın.
“Olimpik branşlara verdiğimiz bütçeye ek olarak 50 milyon TL’lik bütçe daha var”
Dediğiniz gibi bizim federasyonlara verdiğimiz destek 250 milyon TL üzerinde. Yani bu devletin federasyonlara verdiği maddi kaynak çok ciddi bir maddi kaynak. Ben yurtdışı tecrübesi olan ve yaşadığım dönem içerisinde de spor yapmış bir kişiyim. O ülkelerde verilen maddi kaynağın karşılığının nasıl takip edildiğini çok iyi biliyorum. Yani bu noktada gerçekten çok yoğun bir çalışma var. Sadece olimpik branşlar için verdiğimiz bir bütçe var, ama onun haricinde ek bir 50 milyon TL’lik bütçe daha var. O kenarda duruyor şu anda. Bu bütçe, yıl içerisinde yapılacak olan müsabakalar ve sporcularımızın desteklenmesi konusunda gereklilik doğrultusunda federasyonlara aktarılacak bir bütçedir.
Yakın zamanda biliyorsunuz 51. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’nu yaptık. Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın turun başlangıcından sonuna kadar çok ciddi bir takibi oldu. Bu anlamda spor camiası ve özellikle bisiklet sporu anlamında teşekkürü borç bilirim. Çünkü Türkiye’de bisikletin farkındalığı bir anda o kadar çok arttı ki, gerçekten talepler yoğun bir şekilde geliyor. Başbakanımızın memleketi Konya’da bir velodrome projemiz var. İnşallah yakın zamanda o da yükselecek.
Hepimiz Türk sporcularının farklı amatör branşlarda istikrarlı bir katılımını görmek istiyoruz. Bu anlamda güzel haberler de almaya başladık. Daha da almaya devam edeceğiz inşallah. Dolayısıyla amatör branşların gelişmesi için çok ciddi altyapı çalışmalarımız var inşallah daha iyisi de olacak yani benim hayalim o ay yıldızlı bayrağımızı göğsünde taşıyan sporcularımızın her turnuvada başarıyla mücadele etmesi ve madalya alamasa bile bizi üst düzey organizasyonlarda temsil etmesi.
“Son 13 yılda tesis envanterimizi yüzde 100 artışla 3 bine çıkardık“
Tesisleşme anlamında büyük gelişmeler yaşanıyor. Şu anda pek çok modern tesisimiz var. Ak Parti iktidarları öncesinde nasıl bir tesisleşme hamlesi vardı. Geçen yıllarda nasıl bir hamle gerçekleşti?
2002’de Türkiye’de spor tesis envanterimiz bin 575. Bu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşundan itibaren 2002 yılın kadar yapılan toplam spor tesisi sayımız. Şu anda tesis envanterinde olan sayımız ise 3 bin. Son 13 yılda yüzde 100’lük bir atış var. Hatta envantere tam rakamlarla bakacak olursak yüzde 125’lik bir artış var.
Lisanslı sporcu sayımız 2002’de 278 bindi. Şu anda Türkiye’deki lisanslı sporcu sayımız Spor Genel Müdürlüğü (SGM) Milli Eğitim Bakanlığı ve TFF kayıtlarıyla birlikte 5 milyon 687 binde.
Şimdi ‘5 milyon 687 bin lisanslı sporcunu var da bunların kaç tanesi aktif’ diye bazı eleştiriler yapılıyor, 278 binin kaç tanesi aktifti de 5 milyon 687 binin kaç tanesi aktif acaba..
32 tane sporcu fabrikası inşa ediyoruz. Sporcu fabrikası nedir diyeceksiniz. Sporcu fabrikası; tribünleri olmayan sadece ve sadece antrenman salonları olan sporcuların sadece ve sadece antrenman yapacağı yerler.
“Sadece statların maliyeti 3.2 milyar TL”
-İnşa edilen statlar konusunda ne gibi gelişmeler yaşanıyor?
Yaptığımız çalışmalar içerisinde sadece statların maliyeti 3.2 milyar TL. Bunlar sadece stadyumlar. 12 tane de buz pateni pisti yapıyoruz. Bunların bir kısmı bitti, bir kısmı da devam ediyor.
işte bu tesisleşme çalışmaları belli bir noktadan sonra duracak. Yani ihtiyaç karşılandıktan sonra tabi yapmamak gerekir çünkü ondan sonrası israfa girer ama dediğiniz gibi içini doldurmak işte bu anlamda bu 5 milyonun üzerinde olan lisanslı sporcularımız, bu salonları dolduracak, tabi bunlar içerisinde yapılacak yetenek taramaları neticesinde özel yeteneğe sahip olanlar özel eğitimlere alınacaklar.
Tabii önemli olan tesisi yapmak değil, tesisi yapmak bu işin birinci adımı, başlangıcı. En önemli konu, antrenmanı yapabilmek sporcuyu yakalayabilmektir. Binayı yaptık ama bu yeterli olmaz. Bunu AK Parti hükümetleri her zaman söyledi. Şu anda kullandığımız, seçimlerdeki sloganlar. “Onlar konuşur AK Parti yapar”.
“13 yılda yurt kapasite sayısı 180 binden, 400 bine çıktı”
Gençlerin barınma ve burs imkanlarıyla ilgili bakanlık neler yapıyor?
2014 yerel seçimlerinde o zaman başbakanımız olan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın, paralel yapının yurtlarında kalan gençlerle ilgili bir çağrısı olmuştu. Biz yılbaşından itibaren zaten yurt çalışmalarımıza ciddi anlamda başlamıştık. Ama elhamdülillah o yurtlardan kurtulmak isteyen gençlerimizi mağdur etmeme noktasında da çok güzel bir şekilde yardımcı olma şansımız oldu.
“Yurt kapasitesini Eylül’de 465 bine çıkaracağız”
2002’de Ak Parti hükümetleri iktidara ilk geldiğinde KYK’nın yurt kapasite sayısı bütün Türkiye için 180 bin civarıydı. Şu anda KYK’nın kapasitesi 400 bine yakın ve artmaya da devam edecek. 2013 Eylül ayında 285 bin civarındaydı. Son 1.5 yılda yapılan artışı buradan da hesaplamak mümkün. Bazı yurtlarımızda, evet 6-8 kişilik odalarımız var ama tekrar söylüyorum bazı yurtlarımızda var. Fakat temel bir standart yakalayarak yeni devreye soktuğumuz yurtları 3-4 kişilik oda şeklinde inşa ediyoruz. Bu devletin, millettin çocuklarının geleceğini hazırlamak bizim görevimiz.
Buradan başka bir konuya da değinmek istiyorum. 2002’de aylık yemek yardımı 11 TL idi. Bizim şu anda verdiğimiz aylık yemek yardımı ise 240 TL. KYK’da kalan öğrencilerimize sabah kahvaltı için 2.5 TL, akşam yemeği için ise 5.5 TL beslenme yardımı yapıyoruz. Bu çok ciddi bir anlamda bir destektir. 2002’de toplam burs-kredi alan öğrenci sayısı 450 bin civarındaydı. Şu anda kredi ve burs alan öğrenci sayısı nerdeyse 3 katı artarak 1 milyon 400 bine yaklaştı. Bazı siyasi partilerin bir takım vaatleri oluyor. Onlar vaadederken biz gerçekleştirmiş durumdayız.
Şimdiden bu yıl için 65 bin ekstra yurt kapasitesi inşa ediliyor. 400 bine yurt kapasitesini Eylül ayında inşallah 465 bine getireceğiz.
“Gençlik merkezlerimizdeki Osmanlıca kurslarına 300 bin civarında gencimiz geliyor”
Bakanlık olarak mesainizin çok ciddi bir kısmını gençlik projelerine ayırıyorsunuz. Bunlardan da bahseder misiniz?
Şu anda faal durumda 198 tane gençlik merkezimiz var. Bu sayıyı inşallah bu yıl 230’a çıkaracağız. Devam eden inşaatlarla önümüzdeki yıl inşallah 300’ün üstüne çıkacağız. Bu merkezlerimize şu anda 1 milyonun üzerinde gencimiz kayıt yaptırmış durumda. 2002’de buraya üye olan kişi sayısı 11 bin 610’du. Buraya gelen genç kardeşlerimiz, hiçbir ücret ödemeden Osmanlıca, İngilizce, Fransızca Arapça gibi dilleri öğreniyor.Ebru ve hat sanatını geliştiriyorlar. Ayrıca müzik anlamında piyano, keman, ney gibi enstrümanları öğrenme şansları oluyor. Samsun’da iki gün önce Hayrat Vakfı ile beraber yaptığımız çalışmada Osmanlıca öğrenim sertifikalarını alan gençlerimizle bir araya geldik. Şu anda Osmanlıca kurslarına 300 bin civarında gencimiz geliyor. Şunun da altını çizmek istiyorum bu dersler tamamen gönüllük esasına göre düzenleniyor. Gençlerimiz gelir talep ederler biz de seve seve yardımcı oluruz.
Eskişehir’deki bir gençlik merkezimizde 4 genç kardeşimize rastladım. Maket uçak yapıyorlardı. Ahşaptan maket uçak yapmayı gençlik merkezimizde öğrenmişler. Orada öğrendikleri beceriyle de şimdi uluslararası yarışmaya katılıyorlar. Bütün genç kardeşlerimizin bu merkezlerden faydalanması için ciddi anlamda çaba sarfediyoruz.
17 tane gençlik kampımız var ki bu sayıyı hızla arttırmaya devam ediyoruz. Bu sene devreye soktuklarımızla 30’u geçeceğiz inşallah. Ülkemizin dört bir yanından kardeşlerimiz buraya gelip kaynaşıyorlar. 12-22 yaş arası kardeşlerimiz gelip bu güzel ortamlarda kamp yapıyorlar. Bu kamplarda geçirdikleri keyifli zamanlardan sonra ağlayarak ayrılıyorlar, gitmek istemiyorlar.
“Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgelerine 58 milyon TL’lik yatırımımız var”
Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgelerinde ne tür faaliyetlerde bulunuyorsunuz?
Bu bölgelerimiz üzerinde 58 milyon TL’nin üzerinde bir yatırımımız var. Kobani olaylarında Yüksekova’daki bir spor salonumuz yakıldı. Bakın yakın zamanda Yüksekova’da havalimanı açılacak. Biz Hakkari’ye yatırımımızı hiçbir şekilde aksatmadık, biz durmayız. Bu yatırımları; vatandaşlarımız, gençliğimiz, çocuklarımız ve geleceğimiz için yapıyoruz. Yakın zamanda Diyarbakır’da eskimiş olan bir çok tesisimizi tekrar onarılması için çalışmalara başlayacağız. Sayın valimiz bize geldiler, bu talepte bulundular, biz de bu katkıyı vererek şu anda 20’ye yakın tesisi tekrar ihya ediyoruz. Sadece Diyarbakır’da 220 milyon TL’ye yakın yatırımımız var. Tabii söz konusu bölgelerimizdeki her şehre büyük bir yatırım gerçekleştiriyoruz.
Hakkari’de bir stat projeniz vardı. Bununla ilgili son gelişme nedir?
Arsa konusunda bir gecikmemiz oldu ancak bu durum artık aşıldı. Oradaki yerel yönetimlerle de konuşuldu. ‘Biz bu yatırımı yapmak istiyoruz, önümüzü açın’ dedik. Şu anda buradaki çözümü bulmuş durumdayız. Hakkari’deki yatırımımız, şu anda son hızıyla devam ediyor.
“Mahalle aralarına 200 tane tesis yapıyoruz”
Son iki yıldır başlattığımız bir şey var. Biz bunu sessizce yapıyorduk ama artık ortaya çıkmaya başladığı için dillendirebiliriz. Polonya Başbakanı Türkiye ziyaretinde Sayın Başbakanımıza halı sahalarla ilgili bir projeyi anlatmıştı. Biz o projeden oldukça etkilenmiştik. Biz şu anda mahalle tipi olarak tabir ettiğimiz 35’e 50 halı sahalar, tek branş olmasını istemedik ve yanına da voleybol sahası olarak kullanılabilecek basketbol sahalarını mahallelere yapıyoruz. Yerel yönetimlerle çok yakın çalışarak ciddi bir yol almış durumdayız. Şu anda 200 tane tesisimiz yapılıyor. Önümüzdeki 15- 20 gün içerisinde bunları Türkiye’nin çok değişik yerlerinde bir anda ortaya çıkmış olarak göreceksiniz. Yaz öncesinde çalışmaları tamamlamak istiyoruz ki yaz günlerinde çocuklarımız okula gitmediği zaman, ailelerimiz gönül rahatlığıyla çocuklarını bu sahalara göndersinler. Gençlerimiz de bu sayede buralardan faydalanarak spor yapabilsinler. Bu çalışmalar 120 milyon TL civarında bir kaynakla yapılan yatırımdır. Burada ayrım yok. Kimse farklı farklı şeyler düşünmesin, burada hiç ayrım yok çünkü bu, çocuklarımıza ve gençlerimize yapılan bir yatırımdır. Biz burada herkesi eşit görüyoruz ve bunu Türkiye’nin her yerinde yapıyoruz.
Bugün Başbakanımız Bitlis’te olduğu için oradan örnek vereyim. Sadece Bitlis’te 10’un üzerinde yapıyoruz. Adıyaman’da okul bahçelerine yapıyoruz. Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak Milli Eğitim Bakanlığımız ile başlattığımız çalışmada Milli Eğitim Bakanlığımızın envanterinde olan spor salonlarını ortak kullanma üzerine çalışıyoruz. Envanterimizde olan şeyi kullanmamız lazım. Okul tatil olunca tesisleri kapatmamız gerekiyor, yaşaması gerekiyor.
“Stadyum ve spor salonlarında elektriğimizi üreteceğiz”
Yaptığımız 29 tane stadımız var. Bizim Türkiye’deki en büyük aşmamız gereken konulardan birisi enerjide dışa bağlılığımız. Stadyumlar ve spor tesisleri yoğun elektrik kullanılan yerlerdir. Bizim statların ve salonlarımızın üzerindeki alanları güneş panelleriyle donatarak güneş enerjisi elde edip bunun mahsuplaşmasını elektrik şirketleriyle yapacağız. Hem enerji üretimine destek olacak hem de bizim stat ve salonlarımızdaki enerji maliyetlerimizi ciddi manada düşürecek. Aynı zamanda çevreci bir yaklaşımla uluslararası anlamda da ülkemiz adına da ciddi bir prestij kazandıracak.
Şunu da hatırlatmak isterim; 11 farklı kurumla aynı anda tarama sistemimizi geliştirdik. Sadece beyanla değil verilen bilgilerin taranmasıyla çalışıyoruz. Bizim 2002’deki aylık kredi miktarımız 45 TL idi 2015’te burs ve kredi miktarımız 330 TL. Eğer sadece enflasyon artışıyla gitseydik 127 TL civarında olması gerekirdi. Dolayısıyla öğrencilerimize ve gençlerimize nasıl imkanlar sağladığımızı buradan da görebiliriz.
“Türkiye’de çim sahalar anılacak ama örnek olarak anılacak”
Statları yapıyoruz ama zeminler çok konuşuluyor. Stat zeminleri ile ilgili çalışmalar var mı?
Burada özeleştiri yapmamız gerekiyor. Biz bu kadar güzel spor tesislerini inşa etme kabiliyetindeyiz. Bu kadar güzel spor tesisleri yapıyoruz ama zeminlerde bazı sıkıntılar yaşadığımız doğrudur. Futbol federasyonumuzla bu konuda ciddi bir çalışma içerisine girdik.
Çalışmaları devam eden 19 tane stadyumumuzda zemin çalışmalarıyla ilgili arkadaşlarımız özel bir çalışma yapıyorlar. Mesela olimpiyat stadındaki zemin çalışmaları bu anlamda başladı. Mersin’de yaptığımız statta özel havalandırma sistemleri kurduk. İklimin uygun olup olmaması, bu çimlerin yaşaması konusunda çok önemli bir faktör. Belli bir nem oranını, hava sirkülasyonunu yaşatmanız gerekir. Çimin kalitesi, üretimi ve diğer ülkelerdeki çimlerin neden iyi olduğu noktasında çalışmalar yapıldı. Bu yaz itibariyle yapacağımız hamle ile inşallah artık Türkiye’de çim sahalar anılacak ama örnek olarak anılacak.
E-bilet uygulaması çok eleştirildi ama çok da takdir topladı. Şu andaki genel rakamlar nedir? Siz bu işin muhakemesini nasıl yapıyorsunuz?
Bana en son ulaşan rakamlarda elektronik bilet satışlarının 1 milyonun üzerinde olduğu bilgisi var. Burada çeşitli kulüplerimiz de başta gidiyor. Özellikle statlardaki seyirci sayısına baktığımız zaman ciddi anlamda yükseldi. Derbi maçlarında statlarımız ciddi anlamda doluyor. Ben, kulübünü, gönül verdiği renkleri destekleme için stada giden gerçek taraftarları tenzih ediyorum ama oraya art niyetle gidenler vardı. Hala bir takım şeyler yapmak için gidenler oluyor. Bunların tespiti için elektronik bilet uygulamasına geçtik. Sadece bunun engeli için yapıldı başka bir şey için değil. Bunun geri dönüşünü de almaya başladık. 6222 sayılı sporda şiddeti engelleme yasasıyla da adalet tarafına büyük iş düşüyor. Emniyet, kurulan kamera sistemleri sayesinde olumsuzlukları tespit ediyor. Adalete teslim edildiğinde, hakimlerimizin kanunda kendilerine verilen yetkiyi kullanarak gerekli cezayı vermeleri gerekir. Burada artış başladı. Çok yoğun bir şekilde kullanılmıyordu ama en son Adalet Bakanımız ile yaptığımız görüşmede bu anlamda savcılarımıza ve hukuk çalışanlarımıza bir eğitim verildi. Şu örneği vermem gerekirse; herkesin bildiği bir derbi maçında olumsuz bir tepkiyi dile getiren vatandaş kamera tarafından tespit edildi, biletten nerede olduğu bulundu ve müsabakalardan 1 yıl men cezası aldı.
“Şiddete müsamaha göstermeyeceğiz”
Hiç kendimizi kandırmayalım. Ben yurt dışından örnek vermeyi seven biri değilim. Biz birçok şeyi başka yerlerden çok daha güzel yapıyoruz ve özgüvenimiz de var. Ama illa yurtdışından örnek vermek gerekirse, sürekli yurtdışından örnek verenlere söylüyorum: “Peki neden futbolda şiddetle alakalı yapılan çalışmaları örnek vermiyorsunuz?”
İngiltere’yi örnek vermemiz gerekirse, muhalefet parti liderleri vaadettiklerini gerçekleştiremedikleri için istifa etmişler. Seçim mahalindeyiz ve seçim başarısı bir kriterdir.Seçimde ortaya koyacağınız başarı veya başarısızlık sizin siyasi kariyerinizle ilgili de bir göstergedir. Bunu hatırlatmak istedim.
İngiltere’de şiddete karışan kişiler, cezası adalet tarafından verildikten sonra maç günlerinde gidip karakola teslim olmak zorundalar. Bunun tartışması yoktur. Statta yabancı madde atanlar olduğu zaman acımazlar. Anında alırlar, götürürler ve cezasını verirler. Örnekse örnek.. Almanya’da da aynı şekilde müsamaha göstermezler.
Dolayısıyla biz de bu müsamahayı göstermeyeceğiz. Takımımızı sonuna kadar destekleyeceğiz, taraftarlar gidecekler marşlarını söyleyecekler, destek verecekler ama hakaret etmeyeceğiz, küfür etmeyeceğiz, sahaya yabancı madde atarak emniyet görevlisini, basın mensuplarını, futbolcuyu, antrenörü tehlikeye atmayacağız. Birbirimize karşı bu tip davranışlar içerisine girmeyeceğiz.
Bunun dışında herhangi bir şey yoktur. Müsabakalarda ciddi anlamda artışlar varken olaylarda da çok ciddi düşüşler söz konusu.
Bu yoğun tempoda maç izlemeye fırsat bulabiliyor musunuz?
Maalesef maç izleyemiyorum bu aralar.
Futbolda üç şampiyon adayı arasında kıran kırana bir mücadele var…
Ümit ederiz bu rekabetten çok güzel maçlar çıkar. Ben tüm takımlarımıza şampiyonluk yarışında başarılar diliyorum. Aynı zamanda PTT 1. Lig’de de üst sıralama çok ciddi anlamda yakın ve orada da ciddi rekabet var. Oradaki tüm takımlarımıza da başarılar diliyorum. Samsun’dayız bugün Samsunspor’a da başarılar diliyorum. İnşallah hepsi ortaya koymuş oldukları mücadelede emeklerinin karşılıklarını alırlar. Ama gerçekten çekişmeli bir lig haline geldi şu anda. Süper Lig’de 3 tane şampiyon adayı var. Bu futbol kalitesini ve seyir yoğunluğuna da yansıyacaktır diye düşünüyorum.
“Spor diyoruz; kardeşlik, birlik ve beraberlik. Bunun başka bir açıklaması olamaz”
Fenerbahçe kafilesinin uğradığı saldırı çok gündeme oturdu. O günden sonra bir takım girişimler gerçekleştirildi. Ciddi anlamda bir yumuşama atmosferde var mı? O günden sonraki aşamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Fenerbahçe kafilesinin yaşadığı bu adice saldırı, hepimiz tarafından ciddi anlamda şiddetle kınandı. Yeniden bu vesileyle Fenerbahçe’ye geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Olaydan sonra çok ciddi bir birliktelik, beraberlik vurgusuyla olaya karşı ciddi bir duruş sergilendi. Kulüplerin ortak kararıyla lige bir hafta ara verildi ve bu bir mesaj oldu. Spor diyoruz; kardeşlik, birlik ve beraberlik. Bunun başka bir açıklaması olmamalı, olamaz da.
Spor kulüpleri bu ruhla ve bu yapıyla hareket etmek durumunda; tabii ki rekabet olacak ve sahada bu rekabetin getirdiği yoğun çabalar olacak. Kaptanlarımızın Cumhurbaşkanlarımızla bir araya geldiği toplantıda da bu dile getirildi. Onların hepsi sahada birbirlerine karşı rakip ama aynı zamanda dost ve kardeş olduklarını da dile getirme noktasında ortaklar. Herkesin de bazı olaylardan sonra daha dikkatli olduklarını görüyoruz.
“Bazı konularla ilgili yeterince önlem alınamıyorsa, emniyet gücümüzün de temsilini attırabiliriz”
Bizim de üzerimize düşen görevler var. İçişleri ve Adalet Bakanlığımızın sorumluluklarıyla alakalı çalışmaları devam ediyor.
Oradaki saldırıyı yapanların da herhangi bir kulüple bağdaştırılması mümkün değil. Bunun sporla alakası yok. Cama ateş edilmesiyle insanın canına kastedilme var. Spor veya başka bir şeyle açıklanması hiçbir şekilde mümkün değil. O gün ilk açıklamayı da Trabzonspor Kulübü yaptı. Bunun renk farklılığıyla alakası yok. Bunu yapan bir cani. O kişi kimse bulunacak zaten. Olayı o şekilde değerlendirip o defteri kapatmamız gerekiyor. Biz elbette önlemlerimizi alıyoruz. Statların içerisinde de daha önce konuştuğumuz konu buydu: Bazı konularla ilgili yeterince önlem alınamıyorsa, emniyet gücümüzün de temsilini attırabiliriz, o noktada bir sıkıntı yok.
“Kulüpler yasası çalışmasının son hali sadece bizde var”
Kulüpler yasası ile ilgili gelinen nokta nedir?
Bununla alakalı çok ciddi çalışmamız var. Şu anda hiç kimsenin elinde de bizdeki son hali yok. Bazı sitelerde yayımlanan taslak son hali değil, o bizde. Ciddi bir yol katettik. Federasyonumuz ve Kulüpler Birliği ile yaptığımız toplantılarda fikirler ortaya konuldu.
Biz bir sistem oluşturmaya çalışıyoruz ve bu sistemi dünya üzerinde başarıya ulaşmış örneklerle karşılaştırarak çalışıyoruz. Sistemi oturttuğumuz zaman inanıyorum ki çok daha iyi bir noktaya gideceğiz. Zaten yaptığımız son toplantıda kulüplerimizin yöneticileri açık açık dile getirdiler. Şu anda gelinen noktada en başta, kulüplerin geçmişteki yöneticileri sorumludur diye.
UEFA bize kriterleri ortaya koymadan biz kendi işimizi yapalım ki yolumuza devam edelim. Bu anlamda ciddi bir çalışma içerisindeyiz ve yakın zamanda yeniden üzerinden geçmek için arkadaşlarla yapacağım bir çalışma var ve ona göre yolumuzda yürüyeceğiz. Biz bu konuda çok kararlıyız ve hızlı adımlarla gidiyoruz. Biliyorum uzun zamandır konuşulan bir konu ama inşallah bir an önce tamamlayarak yolumuza devam edeceğiz. Böylece de dernekler statüsünde değil, doğru şekilde yapılabilecek denetimlerle ve sorumlulukların da doğru bir şekilde paylaşıldığı bir yönetim tarzına doğru gidebileceğiz. Zaten ortada başarılı olmuş örnekler var ve onlardan da faydalanıyoruz. Belli bir noktaya geldik, iyi bir noktadayız.
Çok yoğun bir programınız var. Fakat gördüğüm kadarıyla tıpkı bakanlığınız gibi hala çok genç, dinamik ve sportifsiniz. Gerçekten enerjinizin sırrını yayından sonra size soracağım.
Milletimizin sevdası bize bu enerjiyi veriyor.