17 Mayıs 2016
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Yerli Düşünce Dergisi'nin, gençlik ve sporla ilgili sorularını cevapladı.
Tamamı gençliğe ayrılan Mayıs ayı sayısında yayımlanan Bakan Çağatay Kılıç'ın açıklamaları şöyle:
“Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan da Başbakanımız Ahmet Davutoğlu da gençliğe çok önem veriyor.Bu bakımdan gençlerimiz çok şanslı.Hükümetimiz gençlerin daha iyi yetişmesi için devletimizin bütün imkânlarını seferber ediyor. Şunu çok iyi biliyoruz ki; bir ülkenin geleceği o ülkenin gençlerine bağlıdır.” Evet, Yerli Düşünce Dergisi olarak gençlik konusunu ele aldığımız bu sayıda kabinenin en genç bakanı olan Gençlik ve Spor Bakanı Sayın Akif Çağatay KILIÇ ile bir röportaj gerçekleştirdik.Gençliğe yönelik hizmetlerin daha fazla öne çıkarılarak etkin ve yaygın şekilde yürütülmesi amacıyla faaliyet yürüten Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye’de milli ve manevi değerler ışığında birçok genci destekleyici politikalar yürüterek kendi potansiyellerini gerçekleştirebilme imkanı sağlamaktadır. Bu imkânı sağlayan mimarların başında gelen Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay KILIÇ, dergimize Bakanlık faaliyetleri ve gençlere yönelik projeler hakkında samimi açıklamalarda bulundu.
Almanya Siegen’de 15 Haziran1976’da başlayan bir hayat serüveni, siyasi pek çok görev ve şimdi ise hiçde kolay olmayan bir Bakanlık vazifesi… Bu serüveni okuyucularımızla paylaşır mısınız?
Sorunuzda da bahsettiğiniz gibi yurtdışında siyaset bilimi ve ekonomi eğitimi aldım. Yurda döndükten sonra özel sektörde bir süre çalıştım. Daha sonra 2003 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Merkezi’nde danışman olarak göreve başladım. Başbakanlık Müşaviri, Özel Kalem Müdür Yardımcılığı gibi görevler üstlenerek Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde yakın ekibinde uzun yıllar görev yaptım.Yurt dışı gezilerinin çoğunda Sayın Erdoğan’ın tercümanlığını da üstlendim.2011 yılında Samsun’dan milletvekili seçilerek meclise girdim. Sayın Cumhurbaşkanımız siyasetçiliğinin yanı sıra mükemmel bir devlet adamı.Ondan hayatıma yön veren çok şey öğrendim. Hala da tecrübelerinden istifade ediyorum.
Türkiye’deki genç nüfus potansiyelini hangi alanlarda gelişime açık görüyorsunuz? Gençliğimizin neleri fazla, neleri eksik?
Evet, 79 milyona ulaşan ülkemizin nüfusunun yüzde 17-18’i gençlerden oluşuyor. Bu genç nüfus sahip olduğumuz genç nüfus iş gücünün büyümesinde çok önemli rol oynuyor.Ülkemizin rakiplerimize göre işgücü açısından en üst seviyelerde yer almasına katkı sağlıyor. Aynı zamandaşa farklı sektörlere dağılmış genç işgücü, yatırımcılara sunulan fırsatların zenginliğini yansıtıyor. Şunu da açıkça söyleyebilirim ki; genç nüfus açısından AB ülkeleri arasında iş gücüne sahip 4. ülkeyiz.Globalleşen dünyada hizmet sektörden fazla imkânları olan sektör. Özelliklede teknolojik alanda gerçekleştirilen yeni yatırımlar gençlerimiz için çok iyi fırsatlar sunuyor. Türkiye son yıllarda çok hızlı kalkınan ve gelişen bir ülke konumuna geldi. Mühendislikten turizme,üretimden pazarlamaya, sağlık ve eğitimden bankacılık sektörüne kadar her alanda iş bulma imkânı var gençlerimizin.Türkiye artık eski Türkiye değil; özel sektörün önünü açan ve yaptığı yatırımlarla istihdam sağlayan bir ülke.Tabii ki böyle bir ülkenin gençleri deler yönden kendini yetiştirmiş donanımlı gençler. Hükümet olarak gençlerimizin iyi yetişmesi konusunda her türlü çalışmayı yapıyoruz. Mutlaka gençlerimizin eksik tarafları var, bunlarıma gördükçe gidermek için de tedbirler alıyoruz.
Çok büyük ulusal ve uluslararası spor organizasyonlarına ev sahipliği yapan, olimpiyat adayı bir ülkeyiz. Öte yandan sınırlı dolsa bazı okulların fiziksel koşulları elvermediği için beden eğitimi dersini hala dersliklerde,okul koridorunda yapan veya hiç yapmadan bu dersleri geçiren devlet okullarımız da var.Aradaki bu boşluğu ve eksiklikleri kapatmak için bakanlık olar akne gibi çalışmalarınız var?
Bu konuda çok yeni, çok sıcak Birgeleşmeden bahsetmek istiyorum. 19Nisan’da Milli Eğitim Bakanımız Sayın Nabi Avcı ile bir işbirliği protokolü imzaladık. Öğrencilerimizin spor yapmalarının, spora devam etmelerininse sporcu olmalarının önündeki engellerin ve zorlukların aşılmasını amaçlayan bu protokol Milli Eğitim Bakanlığı’na ait tesislerin okul dışı zamanlarda gençlik ve spor faaliyetlerinde kullanılmasını, Bakanlığımın insan kaynağı ve tesislerinin de Milli Eğitim Bakanlığı’nın faaliyetlerinde kullanılmasını öngörüyor.Yani sorunuza gelecek olursak fiziki şartları bulunmayan okullarımızdaki çocuklarımız,bakanlığımıza bağlı spor tesislerinden yararlanabilecek.
Son yıllarda sporcularımız;Olimpiyat Oyunları, Dünya Şampiyonaları, Avrupa Şampiyonaları’nda çok önemli başarılar elde ediyorlar. Bu başarılar dansöz ederken bir yandansa dopingli çıktığı iddia edilen sporcularımız oldu. Sizce bu tür sorunların ortaya çıkmasında;sporcular mı, antrenörler mi,daha üst düzeydeki yöneticilerdi yoksa sistem mi neden oluyor?Ve bu tür olayların önüne geçebilmek adına bakanlık olarak bir girişiminiz var mı?
Ben bu konuda şu suçlu, bu suçlu demek istemiyorum ama sadece Türk sporunda değil tüm dünyada bir doping gerçeği var. Ve biz bu gerçekle yüzleştik. Yani konuyu halının altına süpürmedik, kapatmadık, açtık ve yüzleştik. İsteğimiz noktaya geldikti? Daha iyi bir noktadayız. Örneğin Dünya Dopingle Mücadele Ajansı’nın(WADA) Başkanı Sır Craig Reedie,Türkiye’de yaptığı konuşmada “Dopingle mücadele konusunda kendine örnek arayan ülkeler Türkiye’yi örnek alabilir” dedi. Bunu İstanbul’da söyledi.WADA başkanına çalışmamızı anlatıp bu noktada onun takdirini kazandıysak eğer, bu ortaya koyduğumuz mücadeledendir.Dediği gibi bu olay sadece Türkiye’de yaşanmıyor. Uluslararası spor camiasının içerisinde da yaşanan olaylar var. Yakın zamanda ünlü sporcular bununla karşı karşıya kaldılar. Bunlar ülkemizin sporcuları değil, başka ülkelerin sporcuları. Kurallar değişiyor.Daha uzun süreli taramalar yapılıyor.Artık biyolojik pasaportla bazı şeyleri saklamanın imkânı yok. Numunelerin geriye doğru daha uzun süreli taranabilmeleri söz konusu. Biz dünyadaki tüm gelişmelerin hepsini yakından takip edip ülkemizin bu noktalardaki duruşunu ortaya koyarak bu yollarda mücadelemize devam ediyoruz.
Spor fanatizminde ortaya çıkan ve son yıllarda artış gösteren şiddet ve ölümle sonuçlanan olayların önüne sizce nasıl geçilebilir?
Hep söylediğim bir şey var. Spordaki şiddete, olumsuzluğa karşı ortak bir duruş ortaya koymamız gerekiyor.Bunda sporcusundan, yöneticisine ve seyircisine kadar herkesin sorumlu olduğunu biliyoruz. Aslında tartışmalarda konu olan e-bilet uygulaması tam da bunun için yani sporda şiddetin önüne geçilmesi için yürütülendir uygulama. Biz istiyoruz ki insanlar ailece maçları takip etsinler.Bunu sağlamak için de böyle bir şeyi yapmamız gerekiyordu. E-bilet uygulamasıyla birlikte kötü tezahürat ve şiddet olaylarında da ciddi azalmalar. Ancak bu konuda emniyete olduğu kadar yargıya da büyük görev düşüyor. Kanunun kendilerine verdiği yetkiyi sonuna kadar kullanarak bunu önünde durmaları gerekiyor. Ben bu tribün terörünü yaratanları, kendilerini amigo olarak nitelendirenleri taraftar olarak bile görmüyorum. Çünkü taraftar maça gidip, slogan atıp, marş söyleyip, takımını destekleyen, ateşleyen,futbolculara, kulübüne deste kolan kişidir, zarar veren değil.
Mevcut anayasamızda “Gençliğin korunması ve sporun geliştirilmesi” kavramlarının yer aldığını görüyoruz. Bu kavramların yeni anayasamıza yansımaları önümüzdeki dönemlerde nasıl olacak? Yeni anayasa çalışmalarına gençlerin katılımı konusunda yapılan çalışmalardan bahseder misiniz?
Mevcut anayasa artık Türkiye’ye darbeliyor. 12 Eylül döneminde hazırlanan anayasa birçok antidemokratik hükümle dolu. Türkiye’nin önünü tıkayan bu anayasanın tamamen yeniden yazılıp sivil bir anayasa haline getirilmesi lazım. İşte biz bu amaçla siyasi partilere, “Gelin bu anayasayı değiştirelim” diye defalarca çağrı yaptık.TBMM Başkanlarımızın öncülüğündeki defa siyasi partilerle çalışma yapıldı.Ama yine muhalefet müzakere masadan kaçtı. Biz de bu kez daha önce AK Parti olarak hazırladığımız anayasa taslağını yeniden rötuşlayıp meclis everme kararı aldık. Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’nun verdiği talimat çerçevesinde partimizin hazırladığı yeni anayasa taslağını haziran ayı sonuna kadar meclise sunmayı planlıyoruz.Partimizin yazım heyeti teknikçe siyasi katılımcılardan oluşan bir ekiple çalışıyor. Bu taslağı hazırlarken gençlerin de içinde bulunduğu Sivil Toplum kuruluşlarından ve ilgili çevrelerden devamlı görüş alıyoruz. AK Parti gençlere büyük önem veren bir altyapıdan geliyor. Tabii ki gençlerin düşüncelerini dikkate alıyoruz. Bizim anayasa değişikliğinde önceliklerimiz arasında başkanlık sistemi de yer alıyor.İnşallah idealimizdeki, milletimizin zihnindeki bir anayasayı yapacağız.
Mevcut Anayasamızda Gençliğin,“Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri” devletin alacağı yönünde bir hüküm bulunmaktadır. Bu kapsamda gençlerin yetiştirilmesine yönelik devletimizin almış olduğu tedbirler nelerdir?
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan da Başbakanımız Ahmet Davutoğlu da gençliğe çok önem veriyor.Bu bakımdan gençlerimiz çok şanslı. Hükümetimiz gençlerin daha iyi yetişmesi için devletimizin bütün imkanlarını seferber ediyor. Şunu çok iyi biliyoruz ki; bir ülkenin geleceği ülkenin gençlerine bağlıdır. Bu gençler2023, 2053, 2071 hedeflerimize Türkiye’yi taşıyacaklar. Bizim en büyük arzumuz gençlerin ideallerinin peşinden kararlılıkla giden, vatanını seven, ahlaklı, öz güvenli bireyler olarak yetişmeleri, ülkemizin geleceğinde söz sahibi oldukları zaman özveriyle çalışmaya ve ülkemizi daha parlak yarınlara taşımaya hazır olmaları...Bunun için de gençlerimiz daha çok okumalı, daha çok araştırmalı, daha çok sorgulamalı, hızlı bir dönüşüm ve değişim geçiren dünyayı daha iyi anlayabilmeli,değişimleri ve yenilikleri anında yakalamak için yeteneklerini geliştirmelidir. Gençlerimiz bir taraftan özgürce düşünürken diğer taraftan milli ve manevi değerlere bağlı,yenilikçiliğin peşinde koşan, üreten,teknolojiyi iyi kullanan ve yeni buluşlar geliştiren bir nesil olmalı, ekonomik,toplumsal ve siyasal hayatta önemli roller üstlenmelidir. Gençlerimiz Türkiye’yi en iyi şekilde geleceğe taşımak,milletimize, ülkemize ve insanlığa karşı sorumluluklarını en iyi şekilde yerine getirmek için kararlı ve emin adımlarla koşmalıdır; daima büyük düşünmeli, hedefleri doğrultusunda ilerlemekten vazgeçmemelidir.Bu noktada şunu söylemek istiyorum;başında bulunduğum Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın görevi de burada başlıyor. Az önce tarif ettiğimiz genç nesillerin yetişmesi için bütün imkânlarımızı seferber ediyoruz. Göreve geldiğimiz günden bu yana da bu konuda çok mesafe aldık. Dolayısıyla‘Yeni Türkiye’ye inanan, özgüvenli,umutlu, heyecanlı bir gençliğin yetiştiğini görmekten dolayı mutlu olduğumu burada zikretmeden geçemeyeceğim.Şunu da biliyorum ki gençlerimiz kendilerinden sonraki nesillere daha gelişmiş,daha müreffeh bir ülke bırakmak için çalışacaktır. Türkiye’yi daha büyük, daha güçlü yapma mücadelesinde hep en ön saflarda yer alacak,ülkesi ve milleti için hiçbir fedakârlıktan kaçınmayacaktır.Bakanlığımızın gerçekleştirdiği çalışmalar içinde gençlik merkezleri önemli bir yer tutuyor. 220’ye ulaşan gençlik merkezlerimizin üye sayısı da1 milyon 348 bini aştı. 2016 yılının ilk üç ayı içinde gençlik merkezlerimizde9 bin 610 faaliyet düzenlendi. Bu faaliyetlerimize186 bin 137 genç katıldı.Gençleri buluşturduğumuz büyük organizasyonlardan biri de gençlik kamplarımız. 2015 yılında 17 kampımızda53 bin gencimiz tatil heyecanını birlikte yaşamıştı. Bu yaz gençlik kamplarımızda 60 binin üzerinde gencimizi ağırlamayı planlıyoruz. Bu kamplarımızın başka bir özelliği davar. Şehit ve gazi çocuklarına öncelik tanıyoruz. Geçen yıl bu imkândan700 şehit ve gazi çocuğu yararlandı.Gençlik Kampları, ayrıca yurt dışından gelen gençlere de ev sahipliği yapıyor.Samsun ve Trabzon’da düzenlenen gençlik kamplarında geçen yıl20’yi aşkın ülkeden toplam 440 gençtir araya gelmişti, bu sene bu rakamın üzerine çıkacağız.Alanlarında tanınmış bilgi ve tecrübe sahibi kişilerle gençlerimizi buluşturmayı,gençlerimizin bu kişilerin bilgice tecrübelerinden yararlanmalarını,bilgi-görgü ve özgüvenlerini artırmalarını sağlamayı amaçlayan ‘Tecrübe Konuşuyor’ projesi bu yıl da sürüyor.Geçen yıl bu programımıza 30 farklı şehirde yaklaşık 15 binin üzerinde genç katıldı. Gençlik merkezlerimizde ülkemiz gençliğinin ecdadının dilini okuyabilmelerini sağlamak amacıyla gerçekleştirdiğimiz Osmanlıca Türkçesi kursumuzdan geçen yıl 10bin gencimiz faydalandı. Gençlere farklı kültürleri, tarihi ve doğal güzellikleri görüp tanıma fırsatı sunan‘Şehirler ve Kültürler Projesi’ keyiflidir dönemi geride bıraktı. Yıl boyunca toplam 30 şehir; özgüven sahibi,gezip görerek öğrenen, sosyal barışa kardeşlik ve huzura hizmet eden Birgenliğin yetişmesine katkı sağlayan projeden 25 bin genç yararlandı.
Gençlere yönelik olarak Bakanlığınızda birçok projeye destekte bulunuyorsunuz. Mevcutta bulunan ve ileriye yönelik yürütülecek projeler hakkında biliverebilir misiniz?
Daha önce belirttiğim hizmetler gençliğe verdiğimiz hizmetlerin sadece bir kısmı. Onlar için sürekli projeler üretiyoruz.Genç STK’lardan gelen projelere destek veriyoruz. 2012 yılında başlattığımız Gençlik Projeleri Destek Programıyla, ülkemizin geleceği olan gençlerin kişisel ve sosyal gelişimine katkı sağlayacak projeleri desteklemeyi sürdürüyoruz. 352 projeye 2015yılında 26 milyon TL destek vermiştik.Bu yıl hem proje sayısını hem de destek miktarını artırmayı hedefliyoruz.Gençlik Projeleri Destek Programı çerçevesinde engelli gençlerin topluma kazandırılmasına yönelik çalışmalarımızda aralıksız olarak devam ediyor. 2015/1 çağrı dönemi uygula-Mac kılavuzunda yapılan değişikliklerle engellilerimizin spor ya da sanatla rehabilitasyonunu amaçlayan projelere öncelik verdik. 2012-2015 yılları arasında gönüllülük, sosyal uyum,sağlıklı yaşam, spor, gezi, kültür-sanat ve eğitim yoluyla engelli gençlerin rehabilitasyonunu amaçlayan 29 ilden54 kuruluşa 4 milyon 469 bin TL yardımda bulunduk. Bu yıl da bu desteği devam ettiriyoruz.
Bakanlığın, “Sarıkamış” ve “Çanakkale” destanlarının yıldönümlerinde özellikle gençliğe yönelik çok kapsamlı programlar organize ettiğini görüyoruz.Bu çalışmaların ve organizasyonların ülkemiz ve gençler adına öneminden bahseder misiniz?
Geçen yıl Sarıkamış Harekâtı’nın 100.yılı etkinlikleri kapsamında düzenlediğimiz“Asımın Nesli Asrın Yürüyüşünde” adlı şehitleri anma yürüyüşünden binlerce genç bir araya gelerek ecdadımızın gösterdiği büyük fedakârlığı yüreklerinde yaşadı. Gençlerimizin milli ve manevi duygularını canlı tutarak,tarih şuurunun toplumda yerleşmesini sağlamak amacıyla düzenlediğimiz“Çanakkale ve Sarıkamış’ın100. Yılında 100 Bin Mektup” yarışmasına522 bin 190 başvuru yapıldı.Bu rekor bir başvuru gençlerimizin ecdadı ile ilgili hassasiyetinin güzel bir göstergesidir. Çanakkale savaşlarında kahramanlıklarıyla destanlaşan57’nci Piyade Alayı başta olmak üzere Çanakkale şehitlerini anmak için düzenlenen“57. Alay Vefa Yürüyüşü”ne geçtiğimiz yıl 25 bin genç katıldı. Bu yılda bu kutlamayı daha geniş kapsamlı olarak gerçekleştirdik. Çanakkale 57.Alay Vefa Yürüyüşünde binlerce genç ecdadın yolundan gitti. Çanakkale ruhunun gençlere dijital mecralardansa ulaştırılması amacıyla geliştirilen“NUSRAT” isimli mobil oyun, 2 milyon kullanıcıya ulaştı. Bu organizasyonlarda gençliğimize vatanına, milletine sahip çıkma ruhunu aşılıyoruz. Bu memleketi bize teslim eden Ecdadımızın,bu vatan topraklarını korumak için yaptığı fedakârlıkları gençlerimiz eyerinde göstererek, ecdatları ile gurur duymalarını, bize bıraktıkları mirasa,milli manevi değerlere sahip çıkmalarını sağlıyoruz.
Türk sporunun çeşitli yapısal sorunları olduğunu biliyoruz.Bu sorunların çözümüne yönelik yapılan çalışmalardan ve Bakanlığınızın spor yatırımları hakkında bilgi verebilir misiniz?
Türkiye bu kadar yatırımla bu kadar ortaya konan çalışmayla, olimpiyat gibi uluslararası organizasyonlarda yeterince temsil edilmiyor diye eleştiriler oluyor. Acaba neden yeterince temsil edilmiyor, acaba neden madalya sayısında istediğimiz noktada değiliz?Bunlar üzerinde kafa yormamız,çalışmamız lazım. Biz şu anda Türkiye’de çok ciddi fiziki alt yapı geliştiriyoruz.Türkiye Cumhuriyeti’nde 2002yılına kadar bin 575 spor tesisi yapılmış.Şu anda bu sayı 3 bin 339. Yani13 yılda, AK Parti iktidarlarında Sayın Cumhurbaşkanımızın 2002’den sonra başlatmış olduğu, şu anda Sayın Başbakanımızın devam ettirdiği o ivme ileniz bu noktaya geldik. Fiziki imkânı yapmak yeterli değil ama fiziki imkânınız olmazsa olmaz. Yani spor salonunuz,stadyumunuz, sahanız, yüzme havuzunuz olacak. Bunlar olacak ki içerideki sporcu kendini yetiştirebilsin.
Üniversitelerimizin sayısı arttıkça barınma sorunları da gün geçtikçe artmaya başlıyor. Devletin bu sorunları çözme noktasında ciddi adımlar attığını görüyoruz. Kredi Yurtlar Kurumu’nda kalan gençlerimize yönelik önümüzdeki yıllarda ne tür çalışmalar düşünüyorsunuz?
İstiyoruz ki, üniversiteye giren ve bize başvuran her gencimizin barınma,beslenme ihtiyaçlarını karşılayalım.Bu amaçla da önümüzdeki 4 yıl için bir hedef koyduk. 2002 yılında Türkiye’de KYK’nın 190 yurdu vardı.Toplam kapasitesi de 182 bindi. İktidar olduğumuz 13 yıl içinde hem yurt sayısını hem de yatak kapasitesini artırmak için çalıştık. Şu an itibarıyla Türkiye genelinde 604 yurdumuz var. Yatak kapasitemiz de 462 binlere ulaştı. Toplam artış kapasitesi 260bin. Sadece bu sene sonuna kadar devreye girecek olan yeni kapasite ile94 bin civarında bir artış daha olacak.4 yıl sonunda devreye girecek 237yeni yurtla birlikte yatak kapasitemiz700 binlere yükselecek. 2002 yılında KYK’da barınan öğrencilere verilen beslenme yardımı aylık 11 TL idi. Bizim şu anda verdiğimiz aylık beslenme yardımı 270 TL. 2002’de öğrencilere verilen aylık burs-kredi miktarı 45TL idi. Şu anda 400 TL. Bu rakamlar neyin nereden geldiğini açıkça ortaya koyuyor.Sadece sayısal anlamda yurt kapasiteni arttırmakla yetinmiyoruz, standartları da çok farklı bir noktaya taşıyoruz.Evet, az sayıda kalan ranzalı yurtlarımız var. Onların da dönüşümü devam ediyor. Yeni yurtlarımızın hepsi baza sistemiyle yapılmış olan, çalışma alanları olan, 4-5 yıldızlı otel seviyesinde olan yurtlar. Artık yurtlarımızda öğrencilerimizin sosyal ve sportif aktivite yapmalarına, aynı zamanda eğitimlerine de destek veriliyor. Kendilerini geliştirebilecekleri, sosyal faaliyet yapabilecekleri, kariyerleriyle ilgili destek verici faaliyetlerimiz var.STK’lar, iş dünyasıyla beraber yaptığımız programlar var. Bunların hepsi gençlerimizin kendilerini daha iyi yetiştirebilmeleri için.
Sayın Bakanım, MEB’e bağlı okullarımızda Beden Eğitimi derslerinde sadece bedensel hareketlerin yapıldığı bir der solarak görüyoruz. Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak sizlerinde desteği ile gelişim çağındaki çocuklarımızın kabiliyetlerine göre branşlarına ayrılıp oradan itibaren kabiliyetlerine göre uzmanlaşsalar daha faydalı olmaz mı?
Bu konuda çok önemli ve tarihi bir adıma imza attık. Konuşmamızın başında kısaca bilgi verdiğim Milli Eğitim Bakanlığı ile yaptığımız işbirliği protokolü önümüzdeki yıl devreye girecekçe bu amaca hizmet edecek. 4.sınıf öğrencileri 5’inci sınıfa geçerken kabiliyetlerine göre belli spor branşlarına yönlendirilerek, yetiştirilecek. Böylelikle okula giden çocuğumuzun aynı zamanda bir spor dalında lisanslı sporcu olmasını sağlayacağız. Bunların içinden çıkacak milli sporcularımız olimpiyat oyunlarında Türkiye’yi temsil edecek,sayısız başarılara imza atacaklar.Ben buna inanıyorum.
‘Gençlik Şühedanın İzinde’ gibi bakanlığınız bünyesinde Sivil Toplum Örgütleri’nin ortak olduğu proje birimi var. Ve bu projelerle birlikte gençliğe çok büyük katkılarda bulunuyorsunuz.Bakanlık olarak bu tür projeleri artırmayı düşünüyor musunuz?
Tabii ki, arttırmayı düşünüyoruz. Bu konuda sürekli araştırma ve çalışma yapıyoruz. Projelerimiz olgunlaştıkça kamuoyu ile paylaşıp, uygulamaya geçeceğiz.
Son olarak ‘Hedef 2023 Türkiye’sinde nasıl bir gençlik hayal ediyorsunuz ve bakanlığınız süresince bu hedef doğrultusunda ne gibi çalışmalar yürüteceksiniz?
Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023yılına çok az bir süre kaldı. 2023 Türkiye’si tabii ki bugünkü Türkiye’den çok farklı, daha ileri bir Türkiye olacak...Biz, iktidara geldiğimiz ilk günden bu yana gece gündüz demeden bunun için çalışıyoruz. Gençlerimizi de bu çerçevede donanımlı, bilgi sahibi,üretken, paylaşımcı, gelişmeleri ve dünyayı kavrayabilen bireyler olarak yetiştiriyoruz. Gençler bizim attığımız adımları o yıllarda daha da ileriye götürecekler.Bu ülkenin yeni uydu projelerini,köprülerini, havalimanlarını artık onlar yapacak... Milli uçaklarımızı,tanklarımızı, ilk uçak gemimizi, ilk yerli otomobilimizi hayata onlar geçirecek.Gençliğimiz bu ülkeyi geleceğe taşıyacak nesiller olacak. İşte bu hedeflerimize 2023 yılında ulaşmanın heyecanı ve gururunu yaşayacağız.