Bakan Çağatay Kılıç, resmi ziyaretlerinin yanı sıra İngiltere'de yaşayan Türklerle de bir araya geldiklerini belirterek, "Tabi, ülkemizde olduğu gibi buradaki vatandaşlarımızı da 10 Ağustos'taki seçim heyecanı sarmış durumda. Çünkü bu seçimde iki farklı ilki yaşayacaklar. Hem halkımız ilk kez bir cumhurbaşkanlığı seçiminde oy kullanacak, hem de ilk kez yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız Türkiye'deki bir seçime oy kullanmış olacak" şeklinde konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Almanya, Avusturya, Fransa ziyaretlerine kendisinin de eşlik ettiğini ve oradaki heyecanın da üst düzeyde olduğunu dile getiren Bakan Çağatay Kılıç, şöyle devam etti:

"Bu ülkelerdeki vatandaşlarımızın hepsi seçimlerde oy kullanabilecek olmalarının güzel telaşı ve heyecanı içerisindeler. Sayın Başbakanımız ile Lyon, Paris ve Viyana'da çeşitli temaslarda bulunduk, oradaki kardeşlerimizle bir araya geldik. Bunun öncesinde Köln ve Berlin ziyaretlerimiz oldu. Atmosfer çok yüksek ve oldukça duygulu. Tabi bu ziyaretlerin öncesinde yerel anlamda bazı ilginçlikler de yaşadık. Bu ilginçliklere sebep olan kişiler de, bizim ziyaretlerimiz öncesinde yaptıkları şeylerin boşa kürek çekmek olduğunu anlıyor oradaki temaslarımızın sonrasında. Aslında ilk başta da bilmelerine rağmen, farklı bir hava oluşturulmaya çalışılıyor. Sayın Başbakanımızın bu konularda mesajları çok açık. 'Yaşadığınız ülkenin lisanını öğrenin, sosyal, ekonomik ve siyasi hayatın içerisinde yer alın ama millet olma özelliğinizden, inancınızdan, dilinizden bir şey kaybetmeyin' diyor Sayın Başbakanımız. Kaldı ki bu noktada onları kimsenin zorlayamayacağını da açık bir şekilde dile getiriyor."

Bakan Çağatay Kılıç, AK Parti'nin Cumhurbaşkanı adayı profiline ilişkin görüşlerini de belirterek, "Sayın Başbakanımız her zaman 'Millet ile beraber olan, milletiyle yürüyen, her zaman milletin teveccühünü kazanır' der. Millet, cumhurbaşkanı adayı portresini çizmiştir. Parti disiplinimiz söz konusudur. Ben de sizler gibi adayımızı 1 Temmuz'da öğreneceğim. Açıklanacak adayımızı heyecanla bekliyorum. Biz, partimizin adayının en üst seviyede oy alabilmesi için gece, gündüz çalışarak ilk turda bu işin bitmesi adına elimizden geleni yapacağız" dedi.

Yurt dışında yaşayan vatandaşlara  oy kullanmaları yönündeki  çağrısını yineleyen Bakan Çağatay kılıç, şöyle devam etti:

"Oy kullanma sürelerine ilişkin ülkeler arasında farklılıklar olabiliyor. Almanya'da 4 günlük bir süre var. Avusturya ve İngiltere'de farklı zaman dilimleri var. YSK'nın sitesinde hepsi ayrıntılı bir şekilde açıklanıyor. Oy kullanmak isteyen vatandaşlarımızın şimdiden başvuru yapmaları, son güne kalmamaları konusundaki çağrılarımızı burada da yinelemekte fayda var. Oy kullanmak bir haktır ve vatandaşlarımızın bu haklarını kullanmalarını talep ediyoruz. Tarihi bir oy kullanma işleminden bahsediyoruz. Lütfen bu hakkı kullanın. Randevularınızı alın. Temsilciliklerimizle, başkonsolosluklarımızla iletişime geçin."

Bakan Çağatay Kılıç, Avrupa'da yükselen sağ kesim ve Türk kökenli vatandaşların entegrasyon sürecine dair bir soruyu da cevaplarken şunları kaydetti:

"Bizim kafamızda olan entegrasyondan farklı bir entegrasyon algısı olduğunu düşünmüyorum. Bugün gelinen noktada bazı yerlerde entegrasyonun bitmiş olduğunu görüyoruz. Orada, entegrasyon donmuş. Toplumun bir parçası olmuşsunuz... Daha ne bekleyebilirler ki? Onun sonrası başka bir şey. Biz de onu kabul etmeyiz .Dilimizle, medeniyet anlayışımızla katkı sağlayacağız bulunduğumuz yere. Dilimizi, inancımızı yok farz etmemizi kimse bizden isteyemez. Aklında böyle şeyler olanlara biz ırkçı diyoruz."  

UETD gibi kuruluşların Avrupa'da yaşayan Türklerin birlikte hareket edebilmesi noktasında önemli sorumluluklar üstlendiğini anlatan Bakan Çağatay Kılıç, "Türkiye kökenli vatandaşlarımızı asgari müştereklerde buluşturmak noktasında girişimlerimiz oluyor. Onlar da ortak noktalarını buluyor. Bu nokta bulununca, ortaya bir ve beraber çıkınca daha güçlü oluyorlar. Vatandaşlarımız bunu çok iyi anladılar artık" şeklinde konuştu.

"Türkiye, gündemi belirleyen bir ülke olmaya AK Parti iktidarları döneminde başladı"

Türkiye'nin çok büyük spor organizasyonları yapabilecek kapasite ve tecrübeye sahip olmasına rağmen neden halen bunu gerçekleştiremediğine ilişkin  soruyu "Yıllardan beri NATO'ya üyeyiz, BM'deyiz, AGİD'de birlikte çalışıyoruz, İslam İşbirliği Teşkilatı'nda aktif bir şekilde çalışıyoruz... Ama hep dile getirdiğimiz bir şey var. Gündemi belirleyen ülke olmak... Türkiye, bu süreci AK Parti hükümetleriyle yaşamaya başladı. Bu dediğim süreç ülkemizde Sayın Başbakanımız ile başlayan bir süreç oldu" şeklinde yanıtlayan Bakan Çağatay Kılıç, şunları söyledi:

"Biz, büyük spor organizasyonları almayan bir ülke değiliz. Mersin'de, Erzurum'da, Trabzon'da, İzmir'de büyük organizasyonlara imza attık. Daha da büyüğünü yapabiliriz. Ve yapmaya da hazırız. Biz artık bu işleri yapabileceğimizi biliyoruz. O özgüvenimiz var. Ancak biz, tam bir organizasyon istiyoruz. Bir kısmını başkası yapsın, bir bölümünü biz üstelenelim tarzından bir yaklaşımımız olamaz. A'dan Z'ye bir organizasyona ev sahipliği yapmak niyetindeyiz. Yakın zaman önce Antalya'da SporAccord gibi çok önemli bir organizasyona imza attık. Uluslararası arenada görünürlülüğümüzü de arttırmak zorundayız. Antalya'da ki gibi etkinlikler bu açıdan önemli."

"Marka sporcularımızı gençlerimizle bir araya getireceğiz"

Bakan Çağatay Kılıç, yakın zaman önce Bakanlıkta çok önemli bir toplantıya ev sahipliği yaptıklarını hatırlatarak, "1960'lı yılların efsane sporcularıyla, yakın zaman öncesinde madalya kazanan kardeşlerimizle ve halen aktif spor yaşantısını devam ettiren sporcularımızla bir araya geldik. Bu bizim için bir vefa örneğidir. Milli Marşımızı okutmuş, bayrağımızı göndere çektirmiş insanlara karşı son derece hassassız. Biliyorsunuz Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak kamplarımız, gençlik merkezlerimiz var. Bahsettiğim efsane sporcularımızı o gençlerle bir araya getireceğiz. Onlara rol-model olmaları için desteklerini alacağız" ifadesini kullandı.

"Sadece fiziki altyapı yeterli olmaz"

Türkiye'nin tesisleşme hamlesi çerçevesinde çok sayıda spor tesisi kazanmasına rağmen, bu tesislerin kullanımı noktasındaki değerlendirmeleri sorulan Bakan Çağatay Kılıç, şu cevabı verdi:

"Bu işin,  sporcu yetiştirmenin en önemli unsuru tesis. Fiziki altyapınız olmak zorunda. Bu konuda çok iyi ilerliyoruz. Ama tek çözüm bu değil. Bizim aynı zamanda antrenörlerle ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Sporcuyla beraber çalışacak, eğitim ve sağlık gibi etmenlere müdahil olup doğruyu gösterebilecek antrenörlerimizin olacağı bir yapı istiyoruz. Sporcularımızı doğru bir şekilde çalıştırabilecek insan gücünü sağlayabildiğimiz zaman, arkasının geleceğine inancım tam.”

"Medyanın da özeleştiri yapması gerekiyor"

Bakan Çağatay Kılıç, 'Neden her zaman futbol gündemde?' sorusuna istinaden, bunun sadece Bakanlık ile çözülebilecek bir sorun olmadığının altını çizerek, "Bu noktada medyanın da kendi içerisinde bu öz eleştiriyi yapması gerekiyor. Evet, futbolun bir gerçeği var ama diğer branşlarla makasın bu kadar açık olmaması gerekiyor. Geçtiğimiz günlerde Genç Güreş Milli Takımımız Avrupa Şampiyonu oldu. Nerelerde, ne kadar yer aldı bu haber…" dedi.

"Spor ve eğitimin iç içe olması  için çalışıyoruz”

Eğitim ve sporun tek bir potada eritilmesine ilişkin soruyu ise Bakan Çağatay Kılıç, şöyle yanıtladı:

"Bu tür çalışmalarımız fikir bazında var. Sayın Milli Eğitim Bakanımız ile de bir araya gelip neler yapabiliriz noktasında fikir alışverişimiz oluyor. Ama tüm bunları netleştiği zaman açıklamak daha doğru olacaktır. Tabi bu noktada taramalarımız devam ediyor. THOM'larımızda çalışmalarımız devam ediyor. Hangi çocuğumuz hangi, dalda başarı kazanabilir noktasında yoğun çalışıyoruz."

"Gönlüm hep Türkiye diyor"

Dünya Kupası'na ilişkin değerlendirmeleri ve favori takımı sorulan Bakan Çağatay Kılıç, "Benim gönlüm hep Türkiye diyor bu gibi konularda. Şuan ki mücadeleyi bir futbol seyircisi olarak izliyorum. Gönlümüz, bayrağımızın, takımımızın orada olmasından yanaydı, ancak olmadı. Çekişmeli bir şekilde mücadeleler devam edecek ve sonucu hep birlikte göreceğiz. İnşallah bir sonrakinde biz de takım halinde orada oluruz" karşılığını verdi.